Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada, MEB’in 5. ve 9. sınıfların 2 Kasım tarihinde seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitime başlamasına dair bir karar aldığını hatırlatılırken, “Daha önce yüz yüze eğitime başlayan sınıflarda vaka sayısı ve okullarda yüz yüze eğitimin başlamasının salgına etkilerine dair bilimsel bir çalışmanın olmaması ve kamuoyuna dönük bilgilendirme yapılmaması bu konuda değerlendirme yapmayı güçleştiriyor ifadelerini kullandı.
Ömer Parlakçı, “Vaka görülen sınıfları karantinaya alarak ve kimi zaman okulları kapatarak eğitim hizmetinin sağlıklı verilmesinin mümkün olmadığı açık. Öğrencilerin kendi sınıf seviyelerine ait tüm kazanımlardan sorumlu olacağı düşünüldüğünde parçalı okul kapatma veya sınıf karantinasının farklı eşitsizlikler oluşturması güçlü bir olasılıktır. Ayrıca bu yöntemin salgınla mücadelede etkili olup olmadığı da tartışmalıdır. MEB, bu konuda hızlıca sorundan etkilenen tüm kesimlerin temsilcileri ve bilim insanlarıyla bir araya gelmeli ve alınacak önlemlerle bundan sonra izlenecek yol haritasını birlikte belirlemeli” notunu düştü.
Dezavantajlı gruplar açısından eşitsizlik yarattıldığı açık
MEB’in tüm sınavların okullarda yüz yüze yapılacağını açıkladığını ve ayrıca çalışma takvimini de yayınladığını hatırlatan Parlakçı, “1. ara tatilin 16 Kasım’da başlayacak olması nedeniyle de özellikle ortaöğretim kurumları sınav takvimleri ile ilgili hazırlıklarına başladı. Ara tatil dikkate alınarak sınav takvimleri hazırlandığı için liselerin büyük bir bölümünde sınavlar 2 Kasım 2020 tarihinde başlayacaktı. Ancak kimi ilçe milli eğitim müdürleri, geçtiğimiz hafta okul müdürlerine attıkları mesajla ölçme ve değerlendirme ile ilgili hazırlıklar devam ettiği için sınav konusunda acele edilmemesini istediler. Bu erteleme isteğinin nedeni liselerde sınavların merkezileştirilmesi ise bunun kabul edilebilir bir tarafının olmadığını belirtmemiz gerekmektedir. Merkezileşmiş ve standartlaşmış sınavların yoksullar başta olmak üzere dezavantajlı gruplar açısından eşitsizlik yarattığı açıktır. MEB erteleme isteğinin nedenini ve yapılan hazırlıkları, kamuoyuyla paylaşmak zorundadır. Eğitimde eşitlik yoksa eğitim hak olmaktan çıkar ayrıcalık haline gelir” ifadelerini kullandı.
MEB gereksinimi olan öğrencilerin ihtiyaçlarını kamu kaynakları ile karşılamalı
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şu şekilde bitirdi: “Ekim ayı başında MEB tarafından ihtiyacı olan 500 bin öğrenciye ücretsiz tablet dağıtımı yapılacağı açıklanmıştı. Yapılan açıklamalarda kullanılan ifadeler sanki bu tabletlerin MEB tarafından kamu kaynakları ile sağlanacağı ve öğrencilere dağıtılacağı şeklindeydi. Ancak Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklamalardan tablet tedarikinin de yine bir yardım kampanyası şeklinde sürdüğünü öğrenmiş olduk. Öğrencilerin eğitim hakkı ve gereksinimleri kurumların ve kişilerin yardımlarına bırakılamaz. Bu faaliyeti dayanışma olarak görmemiz mümkün değildir. Dayanışma ezilenlerin, yoksulların gönüllü birlikteliğidir. MEB gereksinimi olan öğrencilerin ihtiyaçlarını kamu kaynakları ile karşılamalı.” Hüseyin Karataş