Taşkın, yetkili sendika temsilcilerinin mevcut yasaları dikkate almadığını ve suç işlediklerini söyledi. Yetkili sendika temsilcilerinin ve özellikle bazı sözleşmeli idarecilerin yetkili sendikanın adeta yönetim kurulu üyesi gibi çalıştıklarına dikkat çekerek sağlık teşkilatlarında iş yeri temsilcilerinin sesinin kısılmaya çalışıldığına vurgu yaptı.
Sendikaların düşünce ve fikirlerini özgürce ifade etmesi gerektiğini, ancak sağlık teşkilatlarında görev yapan idarecilerin sendikaların sesini kesmeye çalıştığını belirten Taşkın, “Sendika üye ve temsilcilerine yapılan her türlü baskı, mobbing olarak kabul edilmektedir. Devlet, bunu önleyecek tedbirler almalıdır,” dedi.
Necip Taşkın açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve imzalanan uluslararası sözleşmelerin sendikal faaliyetleri güvence altına aldığını belirterek bu yasalara dikkat çekti. TBMM’de Çıkan Yasalarda ve Uluslararası Sözleşmelerde Sendikal Faaliyetlerin Güvence altına alındığına dikkat çeken Taşkın, yetkili sendika temsilcilerinin diğer sendikaların üyelerine her ne ad altında olursa olsun baskı yapmalarının suç olduğunu, Türkiye’nin konuyla ilgili uluslararası sözleşmelere imza attığını, Sendika Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması Hakkında 87 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesine imza atan Türkiye’nin gerekli önlemleri almasının zorunluluğuna vurgu yaptı.
Anayasa’nın 90. Maddesinde de konuyla ilgili düzenlemeye dikkat çeken Taşkın,, ayrıca 4688 sayılı yasanın açık olduğunu ve sendika temsilcilerinin yerlerinin değiştirilmesi suretiyle baskı yapılamayacağını belirtti. 4688 Sayılı yasa ile sendika temsilcilerinin faaliyetlerinden dolayı cezalandırılamayacağını belirten Taşkın, “Bütün bu uluslararası ve anayasal düzenlemelere paralel olarak; 4688 sayılı Kanun'un "Sendika Üyelerinin ve Yöneticilerinin Güvencesi" başlıklı 18. maddesinde; "Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez,
Kamu işvereni, işyeri sendika temsilcisi, sendika işyeri temsilcisi, sendika il ve ilçe temsilcisi ile sendika ve sendika şube yöneticilerinin işyerini sebebini açık ve kesin şekilde belirtmedikçe değiştiremez," Hükmüne yer verildiğini belirten TAŞKIN, “12.08.2006 tarihli ve 26257 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığı tebliğinde, örgütlenme özgürlüğünün geniş bir tanımı yapılmış ve sendikal faaliyetleri yürüten işyeri temsilcisi, Yönetim kurulu üyelerine gerekli kolaylıkların yapılmasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır. Konu ile ilgili, Yayınlanan Başbakanlık Genelgelerinde de aynı husus defalarca yinelenmiştir,” dedi.
Tüm bu düzenlemelere rağmen idarelerin sendikal örgütlülüğü engelleyecek biçimde kamu yararı gerekçesi altında işlemler tesis ettiğine dikkat çeken TAŞKIN, sendikaların; sendika ve sendika şube yöneticilerinin ve iş yeri sendika temsilcilerinin görev yerlerinin hukuki gerekçeden yoksun keyfi bir şekilde değiştirilmesinin yasa ve sözleşmelere aykırı olduğunu belirterek, idareler tarafından hukuka aykırı iş ve işlemler düzeltilmediği takdirde hem haksızlığa uğrayan sağlık çalışanları, hem uygulayan ve göz yuman idareciler, zaman ve işin aksaması, mahkemelerin yükünün artması, tazminat vs. gibi nedenlerle pek çok alanda zarara neden olacaklarını söyledi.
Diyarbakır BSÜ Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Temsilcimize Mobbing Uygulanıyor
Son olarak Diyarbakır BSÜ Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sendika temsilcilerine uygulanan baskının söz konusu olduğunu belirten Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın,, “Hastanenin iş yeri temsilciliği ve il temsilciliği görevlerini yapmak üzere görevlendirilen sendikamız Genel Başkan Yardımcısına hastanenin Personel Şubeden Sorumlu Müdür Yardımcısı tarafından birimi değiştirilerek mobbing uygulanmaktadır.
Diyarbakır Valiliğine yazarak suç teşkil eden bu tür uygulamaların önlenmesini istedik. Personel Şubeden Sorumlu bu şahıs, farklı sendika üyelerine baskı uygulayarak adeta yetkili sendikanın temsilciliğini yapmaktadır: Yetkili sendikanın amaçları doğrultusunda hareket etmekte ve diğer sendika üyelerinin yerlerini değiştirmek suretiyle baskı uygulamakta, iş yeri ve iş ile ilgili problemleri kendisine aktarmak isteyen personelleri odasından kovarak bir idareciye yakışmayan tutum ve davranışlar sergileyerek hastane içinde çözülmesi gereken problemlere ve personel sıkıntılarına duyarsız kalmakta, problemleri görmezden gelmekte, diğer sendika üyelerinin sendikalarından istifa ederek mensubu bulunduğu sendikaya üye olmaları için çalışmakta ve makamını buna yönelik çalışmalarda kullanmak suretiyle görevini suiistimal etmektedir.
Amir konumundaki görevlilerin 657 Sayılı D.M.K.’nun “Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık İlkesi” başlıklı 7. Maddesi (Değişik:12/5/1982-2670/2 md.) ve aynı kanunun “Davranış ve İşbirliği” başlıklı 8. Maddesine göre amir konumundaki kişi veya kişiler resmi sıfatlarının gerektirdiği davranışı sergilemek, yine “Amir Konumunda Olan Devlet Memurlarının Görev ve sorumlulukları” başlıklı 10. Maddesinde göre de maiyetinde çalışan memurları iş ve iş verimiyle ilgili teşvik etmek, moral ve motivasyon sağlamak zorundadırlar.
Uluslararası mevzuat ve iç hukukumuz sendika teşkilatlarına yönelik kabul edilemez işlemleri ortadan kaldıracak kurallar içermektedir. Gerek İdare Mahkemelerinde gerek Danıştay’da ve gerekse Anayasa Mahkemesi’nde lehte karar örnekleri vardır.”
RSS