ANASAYFA arrow right Güncel

“Yargı paketi, evli olmayan kadınları kapsamadı”

“Yargı paketi, evli olmayan kadınları kapsamadı”
YAYINLAMA: 17 Eylül 2021 / 18.48
GÜNCELLEME: 17 Eylül 2021 / 18.48
Af Örgütü’nün 4. Yargı Paketine dair açıklamasında, “cezaların artırılmasının, Türkiye’nin artık taraf olmadığı İstanbul Sözleşmesi’nin gerektirdiği gibi tüm kadınlar ve kız çocuklar için etkin koruma sağlamadığı” ifade edildi.

Uluslararası Af Örgütü, 8 Temmuz 2021’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yasalaşan 4. Yargı paketine ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

Açıklamada, paketin uluslararası hukuk standartlardan uzak olduğunu vurgulanırken, Türkiye’de yargı bağımsızlığının güvence altında olmadığının altı çizildi.

Af Örgütü açıklamasında, yargının bağımsız ve tarafsız olmamasının, ülkedeki yargı kurumlarının etkin işleyişini olumsuz etkileyen birincil temel sebep olduğu kanaatine yer verdi.

“OHAL yetkilerinin uzatılması kaygı verici”

Açıklamada, “Yasal ve yargısal değişiklikler, hükümetin yersiz müdahalelerine maruz kalmayan ve görevlerini uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına tam bir uygunluk içinde yerine getirebilen, bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemini güvence altına alacak somut tedbirler getirmediği sürece, bu son yargı paketi, yüzeysel değişikliklerden ibaret olacak ve ülkenin son derece kusurlu yargı sisteminde köklü değişiklikleri yapmakta yetersiz kalacaktır.” ifadeleri yer aldı.

Uluslararası Af Örgütü ayrıca TBMM’nin, 18 Temmuz’da, kamu çalışanlarını terör örgütleriyle iltisaklı oldukları iddiasıyla ihraç etme ve “terör” eylemleri şüphelilerini 12 güne kadar gözaltında tutma yetkilerini de kapsayan olağanüstü hâl yetkilerini bir yıl daha uzatan hükümler içeren bir torba yasa çıkarmasından kaygı duyduklarını ifade etti.

“Toplumsal cinsiyete dayalı perspektif sunmuyor”

  1. yargı paketi TCK’nın eşe karşı işlenen “kasten öldürme”, “kasten yaralama”, “eziyet” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarına ilişkin dört maddesinde değişiklikler yaparak cezayı artırıcı nedenleri eski eşe de uygulanabilir hale getirdi.

Ancak Af Örgütü, “Cezaların artırılması, Türkiye’nin 1 Temmuz 2021 itibariyle artık taraf olmadığı İstanbul Sözleşmesi’nin gerektirdiği gibi tüm kadınlar ve kız çocuklar için etkin koruma sağlamamaktadır” dedi.

“Değişiklikler, kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddet sorununa yönelik toplumsal cinsiyete dayalı bir perspektif sunmamakta; daha ziyade, cezayı artırıcı unsurları aile kurumu ve evlilikle ilişkilendirerek ailenin dışında kalan veya evli olmayan kadınları dışarıda bırakmaktadır.”

Tavsiyeler

Uluslararası Af Örgütü, AİHS ve Türkiye’nin hukuki olarak bağlı olduğu diğer uluslararası insan hakları sözleşmeleri tarafından güvence altına alınan insan haklarına yönelik ihlallerin temelinde yatan sebeplerin ortadan kaldırılması adına, Türkiye yetkililerini acilen insan haklarının teşvik edilmesi ve korunmasını sağlayacak somut tedbirler almaya çağırdı.

Yetkililer, yargı mensuplarının hukukun temel ilkelerini uygulayabilmelerini mümkün kılmak için ceza kovuşturmalarına müdahale etmekten kaçınmalı,

Yargı sistemini, herkesin temel hak ve özgürlüklerine saygıyı adil ve bağımsız bir biçimde güvence altına alacak şekilde onarmalı,

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun hükümetin yersiz müdahalelerine maruz kalmasını engellemek için anayasal değişiklikler dahil olmak üzere gerekli adımları atarak kurulun yapısını Avrupa standartlarına uygun hale getirmeli,

AİHM kararlarının uygulanmasını sağlamalı ve özellikle, keyfi şekilde tutuklu bulunan Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmalı,

Mevcut durumda Türkiye’de insanların temel haklarını kısıtlamak için kullanılan Terörle Mücadele mevzuatı ve ilgili diğer yasalardaki sorunlu maddeleri uluslararası insan hakları hukuku ve AİHM içtihadına uygun hale getirmeli,

Yargı paketinde kabul edildiği üzere, tutukluluğun son çare olarak başvurulan bir tedbir olmasını sağlamalı ve sadece ifade, örgütlenme ve barışçıl toplanma haklarını kullandıkları için siyasetçiler, aktivistler, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve diğer kişilere karşı rutin bir şekilde keyfi gözaltı ve kovuşturmalara başvurulmasına son vermeli,

Ev içi şiddete maruz bırakılan kişiler için koruyucu ve önleyici tedbirlerin, faillere karşı ise yaptırımların etkin biçimde uygulanmasını ve 6284 Sayılı Kanun’un maddelerinin uygulanmasını sağlamalıdır.

Türkiye, Dünya Adalet Projesi’nin (World Justice Project) Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 2020’de 128 ülke arasında 107. sırada yer aldı. Temel haklara saygı konusunda 128 ülke arasında 123. sırada.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *