ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Vergi, halktan toplanan haraç şekline dönüştü

Vergi, halktan toplanan haraç şekline dönüştü
YAYINLAMA: 24 Haziran 2020 / 21.05
GÜNCELLEME: 24 Haziran 2020 / 21.05

Devletin ağır vergi yükü altında ezdiği sanayiciyi, finansman desteği konusunda ortada bıraktığını söyleyen OSB Başkanı Akif Ekici, hortumlanan bankalarda bir kişiye 2 milyar dolar kaptıran devletin, 1500’ü aşkın Gaziantepli sanayiciye bugüne kadar verdiği toplam kredi miktarının sadece 580 milyon dolar olduğuna dikkat çekti.

Ekici, “Ne acı ki namusu ile üretim yapmak için kredi arayan Gaziantepli sanayicilerden 580 milyon dolar kredi için 2,5-3 milyar dolar gayrimenkul teminatı almasını bilen devlet, 2 milyar doları kaptırdığı insanlara karşı sesini çıkarmıyor” dedi. Ekici, uluslararası pazarlarda rekabet için devletinden destek bekleyen reel sektörün bugün en büyük kösteğinin kendi devleti olduğunu belirtti.

1969 Yılı’nda Türkiye'de ilk defa oluşturulan OSB’lerden biri olan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde 400 sanayi işletmesinin faaliyet gösterdiğini, krizle birlikte 110 firmanın üretimi durdurduğunu, bazılarının düşük kapasiteyle çalıştığını açıklayan Ekici, “Ekonomik kriz öncesinde 65 bin işçi istihdam ediliyordu. Krizden dolayı 15 bin kişi işten çıkarıldı. Gaziantep, dinamik sanayi örgütlemesi, geniş üretim yelpazesi ve dışa açık yapısıyla ülke genelinde ' yaşanan ekonomik krizin yansımalarının en ağır hissedildiği kent konumunda.

Ülke yönetimindeki yanlışların bedelini kapanan fabrikalar ve işsiz kalan 15 bin işçisi ile ödeyen Gaziantepli sanayici her şeye rağmen üretmeye devam etmek istiyor. Ancak mevcut şartlarda bunu başarmanın çok kolay olmadığı ortada. Bugün 2 bin insan birbirine kefil durumda, 2 bin işyeri ipotekli. Tüm bunlar sıkıntıların birer açık örneği. Reel sektör çok büyük sıkıntı içerisinde” dedi.

Tükenme noktasına gelen reel sektörün yeniden ayağa kaldırılması için atılacak ilk adımın, kaybolan güven ortamının yeniden tesisi olduğuna dikkat çeken Ekici, “Şu bir gerçek ki yaşadığımız ekonomik krizin temel nedeni ülkedeki güven bunalımıdır. Devletin bireylerine, bireylerin devlete güvenmediği bir ülkenin ayakta' kalabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle ‘devlet toplumla barışmalı ve toplum nezdinde artık kaybetme noktasına gelen güvenini yeniden sağlamanın yollarını aramalıdır. Toplumla devlet arasındaki güvensizlik unsuru, devletin bireyler karşısında sürekli büyütülmesi nedeniyle çözüm bulamamaktadır. Ankara büyüdükçe, bireyler küçülmekte, devlet güçlendikçe, bireyler ezilmektedir. Oysa modern batı toplumlarında esas olan bireydir. Devlet bireylerin refahı ve mutluluğu için vardır.

Türkiye'de tabu haline gelen devletin bu görünümünü terk etmesi, yabancılaştığı toplumun kendisini benimsemesi açısından son derece olumlu bir adım olacaktır. Son yıllarda çok büyük bariyerler atlayan ve çağdaş ülkeler seviyesine ulaşma hedefinde zaman kaybeden Türkiye'nin yapması gereken en önemli şey, tarihten ders almasıdır. Herhangi bir sorunun çözümünde atılacak ilk adım sorunu kabul etmektir. Bu yüzden yaşanan krizin çözümü için Türkiye'nin atacağı ilk adım da ülkeyi bugünlere getiren sorunları önyargısız bir şekilde kabul etmesidir. "Sorun Yok" diyerek sorundan kurtulamayacağımız gibi, çözümün gecikmesi dolayısıyla sorunun büyüklüğü ve etkileri de artacaktır. Bu nedenle, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde atacağı adımlarda rasyonelliğe, uzlaşmacılığa, katılımcılığa, takım ruhuna, üretkenliğe, toplumsal birlikteliğe ve hepsinden önemlisi kader birliğine önem vermesi gerekir ”dedi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *