ANASAYFA arrow right Röportaj

Ülkenin geleceği, demokratik sistemin sağlıklı işleyişine bağlıdır

Ülkenin geleceği, demokratik sistemin sağlıklı işleyişine bağlıdır
YAYINLAMA: 17 Nisan 2020 / 21.30
GÜNCELLEME: 17 Nisan 2020 / 21.30
HDP’li Osman Demir ile 15 Temmuz darbe girişimini konuştuk.

HDP’li Osman Demir ile 15 Temmuz darbe girişimini konuştuk. Demir, darbe girişimini, “Bir ülkede adalet, hukuk, demokratik yapılar olduğu zaman bu tür olaylar ortaya çıkmaz. Ama bir ülkede hukuk, adalet bertaraf edilir ve durum hep siyasi iktidara göre belirlenirse, bunlar kaçınılmaz olur” diye değerlendirdi.

SABAH: 15 Temmuz darbe harekâtı ile Türkiye bu kez de başka bir yere savruldu sanki ne diyorsunuz?
Osman Demirci: Bu olay yeni olan bir şey değil. Cumhuriyet tarihine baktığımız zaman buna benzer darbelerle, antidemokratik yapıların ülkeye müdahalesine yabancı olmayan bir ülkeyiz. Bir ülkede hukuk, adalet, demokrasi işleyişi geriye düştüğü zaman bu tür olaylar yaşanır. Demokratik ülkelerde hukukun ve adaletin işleyişi çok önemli rol alıyor. Bir ülkede adalet, hukuk, vicdan, demokratik yapılar olduğu zaman bu tür olaylar ortaya çıkmaz. Ama bir ülkede hukuk, adalet bertaraf edilir ve durum hep siyasi iktidara göre belirlenirse bunlar kaçınılmaz olur. Polisler, savcı, hakim ülkenin savcısı, hakimi, polisi olur. Ama ülkemizde öyle bir hal aldı ki hangi siyasi iktidar başa gelirse kendi siyasi düşüncesine yakın olan adalet, hukuk, eğitim sistemi oluşturuyor. Bu durum ayrışmaya neden oluyor. Böyle bir yaklaşımı HDP olarak kabul etmiyoruz. Demokratik ülkelerde devletin kurumları halka aittir. Siyaset emniyete, kışlaya, camiye sokulursa, o ülkede sürekli darbeler ve sıkıntılar yaşanır. Bu durumdan kurtulmamızın tek bir yolu var, demokratik yapılarımızı güçlendireceğiz, adaleti teşhis edeceğiz. Kurumları siyasi görüşe göre değil, liyakate göre yapılandıracağız. Tüm kurumlar devletine karşı görevini iyi yapamıyorsa, hangi siyasi görüşte olursa olsun yargıya çıkıp hesap vermeli. Bir insan hangi görevde yer alıyorsa fark etmez, görevini iyi yapıyorsa, kanunların ona verdiği hükümler doğrultusunda görevini yapıyorsa, hangi siyasi görüşte olursa olsun ona dokunulmaması gerekir. Çünkü ülkenin geleceği demokratik sistemin sağlıklı işleyişine bağlıdır. Maalesef biz 100 yıldır bu olaylardan ders çıkaramadık

SABAH: Siz bu cemaat olayına nasıl bakıyorsunuz?
Osman Demirci: Biz demokratik, özgürlükçü, eşit, çoğulcu bir demokrasi istiyoruz. Herkesin görev alanı farklıdır. Askerler ülkeyi dış tehditlerden korumak için vardır, emniyet ülkenin iç güvenliğini sağlamak için vardır, hakim-savcı ülkenin adaleti için vardır. Yani her kurum kendi görevini yapacak. Onun dışındaki bütün yapılara karşıyız biz. Devletin kendisine göre bir işleyişi var. Siyasetin, hukuku, dini etkilemesine karşıyız. Bugün Fettullah cemaati var, yarın başka bir cemaat ortaya çıkar. Belki 10 yıl sonra başka bir cemaati konuşuyor olacağız. Darbe olayını biz yıllardır yaşıyoruz. Mesela 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında sadece Gaziantep’te 400’e yakın arkadaşımız nedensiz yere gözaltına alındı. Yıllardan bu yana bu olayları her gün yaşıyoruz biz. Antidemokratik bütün yapılara parti olarak karşıyız biz. 


SABAH: Sizce bu temizlik harekâtı sağlıklı mı, cemaatçiler temizlenebilir mi?
Osman Demirci: Bunun cevabını kesin olarak veremem, ama geçmişten bugünlere kadar birlikte bir iktidar dönemleri var. Paylaştıkları bir pasta vardı. AKP’nin kadrosunun büyük bir bölümü cemaatle ilişkilidir. Bunu halkımız da gayet iyi biliyor. Hangi AKP milletvekilinin geçmişi araştırılsa araştırılsın geçmişinde cemaatle bir bağlantısı vardır. Kimlerin olduğunu devlet iyi biliyor zaten. Cemaatle en çok ilişkisi olan AKP’dir sonra CHP-MHP gelir. Bizim parti olarak hiçbir ilişkimiz yok. Sorgulaması gereken biri varsa AKP’dir. Daha 3-5 gün öncesine kadar ne istediler de vermedik, kandırıldık politikası vardı. Geçmişteki fotoğraf karelerinden anlaşılır kimin cemaat yanlısı olduğu. Tabi aralarında gerçekten kandırılmış olanlar da var, özellikle halkımız.. 


SABAH: 15 Temmuz’a kadar Doğu’daki olaylar baş gündem maddesiydi, ne oldu 15 Temmuz’dan sonra sanki Doğu ve Güneydoğu’daki olaylar bitti, öyle mi oldu?
Osman Demirci: Parti olarak 1 Kasım sonrasında bölgede yaşanan çatışma ortamından sonra çözüm sürecine dönülmesini istedik. Bu yaşanılanlara ve silahlı eylemlere daima karşı çıktık. Doğu’daki olaylara eğer HDP engel olmamış olsaydı, bölgedeki bir iç çatışma, bu darbenin daha başarılı bir hal almasına neden olurdu ve herkes bu durumun farkında. HDP’nin barış çağrısının gerçekliğini herkes görmüştür. Bugün tanklar şehirde dolaşıyor. O bölgenin çoğu komutanı bu durumdan dolayı içeriye alındı. Kimler o komutanlara o emirleri veriyorlardı? Ortaya çıkan fotoğrafta HDP olarak çözüm sürecine dönülmesi konusundaki çağrımızda ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkmıştır. Ülkemizin darbe olayından sıyrılmasının en temel nedenlerinden birisi, HDP’nin bölgede yaşanan iç çatışmalara taraf değil, barışa, çözüm sürecine dönük olan siyasi iradesidir. Ceylanpınar’da iki tane polisimizin ölmesi konusunda araştırma önergesi verdik. Halen kim ya da kimler tarafından öldürüldükleri bilinmiyor. Bu konuda PKK “ilgimiz yok” diye açıklama yaptı. Biz mecliste CHP ile birlikte önerge verdik, ama her nedense AKP ve MHP tarafından reddedildi. Herkesin de bildiği gibi çözüm sürecinin bitmesindeki baş nedendi bu olay ve olayın araştırılmasını istiyoruz. O polislerin kim ya da kimler tarafından öldürdüğü ortaya çıkarsa, çözüm sürecinin neden ve kimler tarafından bozulduğu da çorap söküğü gibi ortaya çıkacaktır. 


SABAH: Türkiye’nin yakın geleceğinde neler görüyorsunuz? Bu operasyonların arkasından bir baskın bir erken seçim ve başkanlık sistemi mi gelecek, ne dersiniz?
Osman Demirci: Bugün AKP’nin hedefinde yeni bir anayasa ve Başkanlık sistemi var elbette. Biz de 80 ihtilalinin ortaya çıkardığı anayasasının değişmesinden yanayız. Bu konuda bir tartışma yok, ama demokratik bir anayasa olması şartıyla. Herkesin “evet bu anayasa benim anayasam” diyeceği bir anayasa istiyoruz. Türkiye’deki renkleri, inançları, mozaiği içinde barındıracak bir anayasa istiyoruz. Böyle bir anayasayı herkesten çok biz istiyoruz. Tabi AKP’nin çıkarmak istediği anayasanın çoğulcu mu tekçi mi bir anayasa olduğu konusunda tereddütlerimiz var. Eş başkanlarımız bundan 15 gün önce bu konuyu dile getirdiler. “Biz davet edilmesek bile yeni anayasaya katkı sunmaya varız yeter ki çoğulcu, tüm halkı için olan, toplumu ayrıştıran değil de birleştiren bir anayasa olsun” diye. Ama AKP’nin ortaya çıkaracağı anayasanın bizim düşüncemizde olma ihtimali çok düşük. Slogan haline gelmiş olan tekçi bir zihniyet ile bizim anlaşmamız kolay değil. Bunu anayasada uygulayabilirler ama sadece onlar kazanır, halk değil. Yıllardır acılar yaşanıyor, ayrışmalar oluyor. Bunların olmaması için tüm renkler, inançlar, fikirler olsun bu ülkede. Erken seçimde isterse yüzde 99 oy alsın. Ama değişen bir şey olmayacak, çünkü toplumun bütün renklerini düzenli bir şekilde barındırmazsanız isterseniz yüzde 99 oy alın, bir faydası yok. AKP, son seçimde yüzde 52 oy aldı, tek başına iktidar, her şeyi yapabilir ama hala sorun çözülmüş değil. 1 Kasım’dan bu yana her gün Türkiye’nin bir taraflarında bombalar konuşuyor. O günden bu yana binlerce çocuk gitti. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bu bölgede kardeş kavgasına son vermek isteyen bir siyasi hareketiz. Kardeşin kardeşi öldürmesine karşıyız. Bu acıların bir daha yaşanmaması için demokratik, çoğulcu bir yönetim istiyoruz. HDP 7 milyona yakın oy almış bir partidir. Türkiye’nin birliğinden yana, bölünmesine en çok karşı çıkan bir partiyiz. Bu ülkenin birliğinden yana olan bir anayasa olursa, hepimiz oraya katkı sunmaya hazırız. Başkanlık sistemi için yeni anayasa çıkmasına gerek yok, çünkü fiilen başkanlık sistemi var. Bugün Cumhurbaşkanı’nın isteyip de yapmadığı bir şey yok, ama bu çözüm üretmiyor. Demokratik olunmadığı müddetçe adı ne olursa olsun toplum hep bölünür. Biz birleştirmekten yanayız. Eşit bir yaşam anlayışıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak yaşamalıyız. 


SABAH: 15 Temmuz’dan sonra sanki CHP ve MHP’de iktidara yakınlaştı ve ortada muhalefet diye bir şey de kalmadı sanki? Bu durumda tek muhalefet olarak HDP kaldı, öyle değil mi?
Osman Demirci: Aslında Cumhuriyet dönemi boyunca 3 partinin çok farklı olmadığını biliyoruz. Farklı düşünen bir tek HDP var . Hepsi tekçi, biri etnik milliyetçi, biri ulusalcı, biri inanç üzerinden ilerlemekte. Biz çoğulculuktan yanayız. Türkiye’de sistemin kurmuş olduğu bir yapı var. İsim olarak partiler değişebilir ama taşıdıkları özellikler aynı. HDP dışında muhalefet partisi yok. Biz Kürtlerin haklarını savunuyorsak Tokat’taki, Soma’daki, Kastamonu’daki kardeşlerimizin de haklarını eşit şekilde savunuyoruz. HDP önce insanlık olarak bakıyor. Hangi inancın mağduriyeti varsa HDP onu savunuyor. Biz eşitliği, özgürlüğü, insanlığı savunuyoruz. 


SABAH: Bir erken seçimde sonucun ne olacağını bekliyorsunuz?

Osman Demirci: Bizim için hiç fark etmez. Diyelim ki yüzde 90 oy aldı, demokratik bir anlayış içinde olmadığın müddetçe alınan o oyun yüzdesi bir işe yaramaz.7 Haziran’dan önce Türkiye’nin dış ülkelerle ilişkileri çok iyiydi. AKP, oy oranını arttırdı, ama dış ülkelerle ilişkileri bozuldu. Nedeni tekçiliğinden kaynaklanıyor. Alınan oyun oranı önemli değil. Her şey benim anlayışımla diyerek hükmedilirse şu anda olduğumuz durum ortaya çıkar. Keşke bu ülkede demokrasi, adalet, eşitlik ön planda tutulsaydı, biz barajı geçmesek de olurdu. Bu ülkenin bir tek evladına zarar gelmesin yeter ki. Röportaj-Çiçek Bayram-Adem Kesenek

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *