Türkiye’de, belediyeler de dahil bütün insanların suç işlediğini, bunun hukuk ve kanun hakimiyetinin olmamasından kaynakladığını ifade eden Anakent Belediye Başkanı Celal Doğan, ‘’ Suçlular için uygulanan müeyyideler de yeterli ve ciddi değil. Suç işleyen bir kişi poliste yırtmazsam savcıda yırtarım, orada yırtmazsam hakim de, orada olmazsa vali de diye düşünüyor ve bu böyle sürüyor’’ diye konuştu..
Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği tarafından Büyükşehir Belediyesi Meclis salonunda düzenlenen ‘Modern Gaziantep’te yerel yönetim ve imar faaliyetleri’’ konulu toplantıda konuşan Celal Doğan, Türkiye’deki yerel yönetim anlayışının 3030 sayılı yasa ile tam bir arap saçına çevrili olduğunu, bu nedenle de içinden çıkılmaz ve adaletsiz uygulamalara muhatap olduklarını söyledi.
‘’Tüm kaynaklar Ankara’da toplanıyor’’
3030 sayılı yasanın aslında getiriliş amacının kaynak israfı ve politikacılara yer açma olarak değerlendiren Doğan, ‘’Türkiye’de bütçenin hala yüzde 5’inin yerel yönetimlere ayrıldığını bir dönemde yaşıyoruz. Üstelik toplanan kaynakların hiç birinin yine yerel bazda dağılımı yapılmadığı gibi Ankara’da merkez de toplanmaktadır. Yetkilerimiz ve kaynaklarımız halen sınırlıdır. Kaynak ve yetki sıkıntısı içinde, çok zor koşullarda hakla hizmet etmeye çalışıyoruz. Demokrasinin çıkış noktası olan yerel demokrasiyi sağlamadan demokrasiye geçilmesinin mümkün olmadığı gibi, sorunların çözümü de mümkün değil’’ dedi.
‘’Kanun hakimiyetine ihtiyacımız var’’
Türkiye’de belediyelerde dahil bütün insanların suç işlediğini, bunun asıl nedeninin ise hukuk ve kanun hakimiyetinin olmamasından kaynaklandığını ifade eden Doğan konuşmasına şöyle devam etti:
‘’ Aynı zamanda suçlular için uygulanan müeyyideler de yeterli ve ciddi değil.Suç işleyen bir poliste yırtmazsam, savcıdan yırtarım, orada olmazsa vali de diye düşünüyor ve bu böyle sürüyor. Kanun hakimiyeti yok. O zaman kanun hakimiyetinin olmadığı bir ülkede suçların önlenmesi mümkün mü?
O nedenle ciddi kanun hakimiyetine ve ciddi müeyyidelere ihtiyacımız var. Yani suç işleyen insan daha onu yapmaktan korkmalı, başkaları da korkmalı. Bunu mutlaka başarmalıyız’’ diye konuştu.
‘’ Kentte yaşayan kentte yaşamanın bedelini ödemeli’’
Kentlerde yaşayanların kentte oturmanın bedelini mutlaka ödemesi gerektiğini vurgulayan Doğan, konuşmasına şöyle devam etti:
‘’ Bugün Gaziantep’e gelen her insanın bize maliyeti 12 milyon lira. Ama bu parayı ödeyen yok, alınmıyor da. Peki belediyeler hizmeti neyle ve nasıl verecek? Hangi kaynakla şehre gelen bu insanlara hizmet edecek? İktidar koltuğuna oturan siyasiler yerel yönetimler arasında ayrım yapıyor. Herkes kendi partili belediyesine yardım ediyor. Diğeri ne yaparsa yapsın bu anlayış yanlış. Bu anlayış değişmeli. İktidarlar, ülkenin tümü benim anlayışı ile hareket etmek zorunda, ancak bu şekilde sorunların çözümü mümkün olabilir. Yoksa iktidara gelen A partisi, A partili belediye başkanına, B partisi de iktidara geldiğinde B partili belediyelere yardım elini uzatırsa bu ülkenin sorunları bitmez. İktidar, sorunların tümü benimdir anlayışı ile çözümüne gitmeli.’’
Doğan göreve gelirken 8 bin hektar olan imarlı alanı 24 bin metre kareye çıkardıklarını, altyapı sorunun yüzde 90’ını tamamladıklarını ve içme suyu için 120 milyon dolar harcayarak halkı bu sıkıntıdan kurtardıklarını belirterek sorunların gerisinde kalmayıp ilerisine geçebildiklerini kaynak buldukça da çözüme gittiklerini sözlerine ekledi.
Toplantıya katılan Vali Muammer Güler, Türkiye’de idari reforma çok ivedi olarak ihtiyaç olduğunu, sorunların ancak bu şekilde çözümünün mümkün olduğunu söyledi.
Belediye yönetimlerinde sivil toplum örgütlerinin birer temsilcilerinin bulunması gerektiğine değinen Güler, tüm imkansızlara rağmen yerel yönetimlerin hizmetlerinin gurur verici olduğunu sözlerine ekledi.
Daha sonra toplantıya katılan meslek oda başkanları veya temsilcileri görüşlerini belirttiler. İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Cengiz Gülenler, kentin gurur kaynağı olan Organize Sanayi Bölgesinin kentin makro planı ölçeği ele alınmadan birbiri ardına arttırılmasının, gelecek nesillere sorun yaratacağını kaydetti.
Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği tarafından Büyükşehir Belediyesi Meclis salonunda düzenlenen ‘Modern Gaziantep’te yerel yönetim ve imar faaliyetleri’’ konulu toplantıda konuşan Celal Doğan, Türkiye’deki yerel yönetim anlayışının 3030 sayılı yasa ile tam bir arap saçına çevrili olduğunu, bu nedenle de içinden çıkılmaz ve adaletsiz uygulamalara muhatap olduklarını söyledi.
‘’Tüm kaynaklar Ankara’da toplanıyor’’
3030 sayılı yasanın aslında getiriliş amacının kaynak israfı ve politikacılara yer açma olarak değerlendiren Doğan, ‘’Türkiye’de bütçenin hala yüzde 5’inin yerel yönetimlere ayrıldığını bir dönemde yaşıyoruz. Üstelik toplanan kaynakların hiç birinin yine yerel bazda dağılımı yapılmadığı gibi Ankara’da merkez de toplanmaktadır. Yetkilerimiz ve kaynaklarımız halen sınırlıdır. Kaynak ve yetki sıkıntısı içinde, çok zor koşullarda hakla hizmet etmeye çalışıyoruz. Demokrasinin çıkış noktası olan yerel demokrasiyi sağlamadan demokrasiye geçilmesinin mümkün olmadığı gibi, sorunların çözümü de mümkün değil’’ dedi.
‘’Kanun hakimiyetine ihtiyacımız var’’
Türkiye’de belediyelerde dahil bütün insanların suç işlediğini, bunun asıl nedeninin ise hukuk ve kanun hakimiyetinin olmamasından kaynaklandığını ifade eden Doğan konuşmasına şöyle devam etti:
‘’ Aynı zamanda suçlular için uygulanan müeyyideler de yeterli ve ciddi değil.Suç işleyen bir poliste yırtmazsam, savcıdan yırtarım, orada olmazsa vali de diye düşünüyor ve bu böyle sürüyor. Kanun hakimiyeti yok. O zaman kanun hakimiyetinin olmadığı bir ülkede suçların önlenmesi mümkün mü?
O nedenle ciddi kanun hakimiyetine ve ciddi müeyyidelere ihtiyacımız var. Yani suç işleyen insan daha onu yapmaktan korkmalı, başkaları da korkmalı. Bunu mutlaka başarmalıyız’’ diye konuştu.
‘’ Kentte yaşayan kentte yaşamanın bedelini ödemeli’’
Kentlerde yaşayanların kentte oturmanın bedelini mutlaka ödemesi gerektiğini vurgulayan Doğan, konuşmasına şöyle devam etti:
‘’ Bugün Gaziantep’e gelen her insanın bize maliyeti 12 milyon lira. Ama bu parayı ödeyen yok, alınmıyor da. Peki belediyeler hizmeti neyle ve nasıl verecek? Hangi kaynakla şehre gelen bu insanlara hizmet edecek? İktidar koltuğuna oturan siyasiler yerel yönetimler arasında ayrım yapıyor. Herkes kendi partili belediyesine yardım ediyor. Diğeri ne yaparsa yapsın bu anlayış yanlış. Bu anlayış değişmeli. İktidarlar, ülkenin tümü benim anlayışı ile hareket etmek zorunda, ancak bu şekilde sorunların çözümü mümkün olabilir. Yoksa iktidara gelen A partisi, A partili belediye başkanına, B partisi de iktidara geldiğinde B partili belediyelere yardım elini uzatırsa bu ülkenin sorunları bitmez. İktidar, sorunların tümü benimdir anlayışı ile çözümüne gitmeli.’’
Doğan göreve gelirken 8 bin hektar olan imarlı alanı 24 bin metre kareye çıkardıklarını, altyapı sorunun yüzde 90’ını tamamladıklarını ve içme suyu için 120 milyon dolar harcayarak halkı bu sıkıntıdan kurtardıklarını belirterek sorunların gerisinde kalmayıp ilerisine geçebildiklerini kaynak buldukça da çözüme gittiklerini sözlerine ekledi.
Toplantıya katılan Vali Muammer Güler, Türkiye’de idari reforma çok ivedi olarak ihtiyaç olduğunu, sorunların ancak bu şekilde çözümünün mümkün olduğunu söyledi.
Belediye yönetimlerinde sivil toplum örgütlerinin birer temsilcilerinin bulunması gerektiğine değinen Güler, tüm imkansızlara rağmen yerel yönetimlerin hizmetlerinin gurur verici olduğunu sözlerine ekledi.
Daha sonra toplantıya katılan meslek oda başkanları veya temsilcileri görüşlerini belirttiler. İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Cengiz Gülenler, kentin gurur kaynağı olan Organize Sanayi Bölgesinin kentin makro planı ölçeği ele alınmadan birbiri ardına arttırılmasının, gelecek nesillere sorun yaratacağını kaydetti.
RSS