Hacizlerin tahsili daha da zorlaştırdığını, haczedilen eşyaların atıl olarak terkedildiğini veya değerinin çok altında satıldığını belirten CHP Şehitkamil Belediye Meclis Üyesi Abdullah Dağlıoğlu, bankaların alacaklarına karşı biraz daha olumlu yaklaşarak, insanları taciz etmeden, sağduyulu davranması gerektiğini söyledi.
Alacaktan dolayı, işletmeyi yok ederek, ailede huzuru ve insanların ruhsal yapısını bozarak, sonuca var olmasının doğru olmadığını ifade eden Dağlıoğlu. Sabah’ın bir süreden beri devam eden yayınlarının önemli olduğunu ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti: "Bankanın tahsili zor olan alacaklarına karşı olumlu yaklaşması lazım. Barış elini uzatıp onlarla birlikte, bu paranın nasıl ve hangi koşullarda ödeneceği konusunda işletmeyi de zor durumda bırakmayacak şekilde anlaşma yapması lazım. Bunun dışında bir çözüm yok."
Ev eşyalarını haczetmekle, işyerini kapatmakla tahsil edilecek paranın reel sektöre bir fayda sağlamadığını söyleyen Dağlıoğlu. "Çünkü satılan eşyanın parasının bir kısmı icra, bir kısmı avukatlık ücreti olacak, kalan para da bankacının işine yaramayacak. Yani geri dönülmeyen bir yola girilecek. Olumsuz tavır, reel sektörü yeniden yaratılması mümkün olmayan bir çıkmaza sokar. Haczedilen eşyaları gerçek değerinin yüzde 50-60 altında satacaksınız veya atıl duracak. Haczedilenler ekonomiye hiçbir şey kazandırmayacak. Bankaların bu bilinçte olması gerek. Niçin böyle baskıcı, uzlaşmaz bir tavır sergiliyorlar anlamak mümkün değil” diye konuştu.
Hükümetin Türk halkına enflasyonun yüzde 30-40'1 geçmeyeceği ve devalüasyon olmayacağı taahhüdünde bulunduğunu hatırlatan Dağlıoğlu. "Fakat hükümet bu sözünde durmadı. İnsanlar kendi devletine güvenmeyip kime güvenecekti? Ülke yönetimi işlevsiz, sağlıksız, geleceği görmeyen, ekonomik kararları iflas etmiş bir yönetimdir. Sonunda en ağır bedeli de masum orta gelirli insanlar ödemiştir” dedi.
Dağlıoğlu, bankaların bugün müşterilerine sahip çıkma zorunluluğu bulunduğunu söylerken. "Bunları tekrar ekonomiye kazandırmanın yollarını aramak Ama finans kuruluşları dalgalı kurdan pay çıkarmaya çalışıyor. Ondan sonra fiyatlar bir yükseliyor bir düşüyor. Ülkenin imkanları reel sektöre yansısa işsizlik azalacak. İstihdam artacak, ihracat yapılacak. Reel sektör çalıştığı sürece bu ülkeye döviz gelecek. Reel sektör, ülkenin her alanına katkı sunacak kuruluşlardır. Bunu engellemeye kimsenin hakkı yoktur” şeklinde konuştu.
RSS