ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

“Türkiye’nin bütçesi faize teslim edildi”

“Türkiye’nin bütçesi faize teslim edildi”
YAYINLAMA: 04 Aralık 2020 / 18.28
GÜNCELLEME: 04 Aralık 2020 / 18.28
Türkiye’nin son 20 yıldır, özellikle de son 3 yıldan bu yana büyüme hızını kaybettiği, sürekli küçüldüğü, ülkenin 20 yıldır üretim ekonomisini rafa kaldırdığı, bütçenin faize teslim olduğu belirtildi. 1980’li yıllarda hiçbir dönemde görülmeyen bir yolsuzluk furyasının ülkeyi sardığına dikkat çekilirken Türkiye’yi yönetenlerin hizmet sunamaz duruma geldiği vurgulandı.

CHP İl Başkanlığı tarafından “Uygulanan ekonomik programın sonucu oluşan kriz, sosyal demokrasinin alternatif ekonomik çözüm önerileri” konulu panel dün akşam Grand Otel’de gerçekleşti. Panele Prof. Dr. Algan Hacaloğlu, Prof. Dr. Ya- kup Kepenek ve Prof. Dr. Abdulkadir Ateş katıldı. CHP’lilerin yoğun ilgi gösterdiği panelde konuşan Prof. Dr. Algan Hacaloğlu, CHP’nin 1.5 yıldır ekonomik krizden çıkmak için yaptığı çalışmaların sonucu olarak ilk toplantıyı Gaziantep’te düzenlediklerini belirterek, “Türkiye’nin krizden çıkıp çıkmadığını sokaktaki vatandaşa, tarladaki çiftçiye, evdeki hanımlara sorulmalı. Bundan 20 yıl önce siyasetçilerin uygulamaları, dışa açılma politikaları ve rant ekonomisi vatandaşımızı bu hallere getirdi” dedi.

Türkiye’yi 20 yıldır yöneten siyasetçilerin hata yaptığını söyleyen Hacaloğlu, “Devletin kaynaksal ihtiyaçlarını üretimde kullanamayarak, vergiyi düzenlemeyerek, savurganlık yaparak, ulusal çıkarlan düşünmeyerek ülkeyi bu hale getirdiler. Üreticileri, KOBİ’leri, sanayicileri desteklemek yerine dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş şekilde borçlandılar. Türkiye bütçesi faize teslim olmuştur. Türkiye’yi yönetenler hizmet sunamaz duruma gelmişlerdir. Bugün hükümet çalışanlara maaş vermek niyetinde de olsa, sosyal yaşama güvencelerini faaliyete geçirmek için kaynak ayırmak istese de, ayıracak kaynağı yok. Bütün kaynaklar faizlere gidiyor. Bataklığın ikinci nedeni köşe dönmeci zihniyet, Türk vatandaşının temel anlayışa zıt bir anlayış hakim olmuştur. Kaynaklar belirli kesimlere peşkeş çekilmiştir” dedi.

80’li yıllarda hiçbir dönemde görülmeyen bir yolsuzluk furyasının ülkeyi sardığını kaydeden Hacaloğlu, 2001 yılını GSMH’nin 150 milyar dolar, son 10 yılda faize giden miktarın ise 175 milyar dolar olduğunu söyledi. Hacaloğlu, “Böylesine bir vurgun anlayışını Atatürk Cumhuriyeti insanları hak etmiyor. Böyle bir pisliği temizlemeden krizi aşmak mümkün değil. Uzun süredir Türkiye’yi kasıp kavuran terör lobisi, hortumcular Türkiye’nin kanını emmiştir. IMF ile imzalanan 3 yıllık anlaşma ile niyet mektubu uygulamaları Türkiye’nin hareket etme alanını sınırlamıştır. Gaziantep gibi üretimin kalesinde dahi çalışma kapasitesinin yüzde 490’la-ra düştüğü anlayış, Türkiye’yi çökertti. Bir tarafta re-el sektör, bir tarafta bankacılık çökmüş. Bu ortamda Türkiye yolsuzluğu diz boyu olduğu, bireyler ve bölgeler arasında dengesizleştiği, çalışmak isteyen her 5 kişiden birinin, her eğitim almış 3 gençten birinin işsiz olduğu bir ortam oldu” diye konuştu.

Geçen yıl 1.5 milyon kişinin işsiz kaldığını, hükümetin enflasyonu indirmeyerek, bir yıl büyüyen bir yıl küçülen bir tablo sergilediğini ifade eden Hacaloğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye son 20 yıldır, son 3 yıldır büyüme hızını kaybetmiştir. DSP-ANAP-MHP hükümetinin 3 yıllık döneminde Türkiye yüzde eksi 3.13 küçülmüştür. Türkiye 20 yıldır üretim ekonomisini rafa kaldırdı. Borç batağı bu sorunların temel kaynağıdır. Ülkemizin 1980 yılında hiç iç borcu yoktu. Fakat 2000 yılında 54 milyar dolar, 2001 yılında ise 99 milyar dolar iç borcu oldu. Türkiye tarihinde ilk kez vergi gelirleri bütçenin faiz giderlerini karşılayamaz duruma geldi. Dış borçlar ulusal bağımsızlığımızı tehdit ediyor. Türkiye’nin kurtuluşunu IMF politikalarında arayanlar yanılıyor. Dolayısıyla yatırım yüzde 5.2, Tarım Köy Hizmetleri ve Orman giderleri yüzde 2.7, eğitim yüzde 9, sağlık yüzde 2.1, personel yüzde 18.8, faiz yüzde 49.1, sosyal güvenlik yüzde 0.4’tür. Türkiye’nin yüzde 4O’ı açlık içinde iken, yüzde 30 yoksullaşmış iken insanlar bu yükü taşıyabilir mi?”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *