ANASAYFA arrow right Yaşam

Türkiye’de plastik geri dönüşümü sağlığa ve çevreye zarar veriyor

YAYINLAMA: 21 Eylül 2022 / 17.12
GÜNCELLEME: 21 Eylül 2022 / 17.12
İnsan Hakları İzleme Örgütü, yayımladığı yeni raporunda Türkiye'de plastik geri dönüşümünün insan sağlığına zarar verdiğini, çevreyi ve tüm canlıları olumsuz etkilediğini belirtti.

"Ali, 20'li yaşlarının ortasında bir erkek. Plastik geri dönüşümü işinde çalışmaya 13 yaşındayken, Adana'da başlamış. Bir geri dönüşüm tesisinde, günde 13 saat çalışarak plastikleri tasnif ediyor, parçalıyor ve eriterek minik topaklar haline getiriyormuş. Ali, geri dönüşüm tesisindeki hava kirliliğine bağlı olduğunu düşündüğü bir sebepten dolayı nefes almakta güçlük çekmeye başlayınca, beş yıl önce işinden ayrılmış. Bu durumu 'güçlü bir gaz kokusu vardı' sözleriyle açıklıyor."
Ali'nin öyküsü, plastik geri dönüşümünün insan sağlığına zararları konusundaki tek örnek değil. Plastik geri dönüşümü genellikle olumlu, çevre dostu bir uygulama olarak bilinse de, insan hakları ve çevre açısından önemli bir tehdit teşkil edebiliyor. Çünkü plastik ürünler ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen zehirli ve kimyasal katkı maddeleri içeriyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yayımladığı bir raporda, Türkiye'de plastik geri dönüşümünün insan sağlığına ciddi zararlar verdiğini ve çevreyi olumsuz anlamda etkilediğini belirtti.

Çalışanlar en kırılgan gruplar

Raporda, aralarında İstanbul ve Adana'daki plastik geri dönüşüm tesislerinde daha önce çalışmış veya hâlâ çalışmakta olan 26 kişi ile bu tesislerin yakınında yaşayan 21 kişinin de bulunduğu toplam 64 kişiyle görüşüldü.
Adana ve İstanbul, plastik geri dönüşümünün Avrupa Birliği'nin (AB) plastik atıkları için önemli bir varış noktası.
Çalışanların dağılımı başta çocuklar, mülteciler ve kayıt dışı göçmenler olmak üzere, Türkiye'deki en kırılgan gruplarda yoğunlaşıyor.

Adana ve İstanbul'daki geri dönüşüm tesislerinde çalışan işçiler ve bu tesislerin yakınlarında yaşayan insanlar solunum sorunlarından, şiddetli baş ağrılarından ve cilt rahatsızlıklarından mustarip.
İşçilerin herhangi bir koruyucu ekipmanları yok ve meslek hastalıkları konusunda sağlık hizmetlerine erişimleri ya çok kısıtlı ya da hiç yok.

Raporun hazırlık aşamasında ziyaret edilen tesislerin çoğu, Türkiye'deki yasalara ve çevre yönetmeliklerine aykırı olarak tehlikeli derecede insanların yaşam alanlarına yakın konumlarda yer alıyor.

Raporda öne çıkanlar

"'Sanki Bizi Zehirliyorlar': Türkiye'de Plastik Geri Dönüşümünün Sağlık Üzerindeki Etkileri" başlıklı 89 sayfalık raporda öne çıkan bulgular şöyle:

Plastikler petrol ve gazdan üretiliyor, daha sonra kimyasal katkı maddeleri ile karıştırılıyor.

Fosil yakıtlar ve kimyasal katkı maddeleri plastik üretimi sürecinde plastiğe dönüştürülüyor ve bu süreçte insan sağlığına zararlı toksik kimyasallar açığa çıkıyor.

Çöpe atma, düzenli depolama ve yakma gibi plastik geri dönüşümü ve bertarafı faaliyetlerinin de sağlık ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerle ilişkisi bulunuyor ve bu faaliyetler de sera gazları yayabiliyor.

Plastik kullanımı mevcut büyüme seyrini sürdürürse, 2050 yılına kadar üretim ve yakmadan kaynaklanan sera gazı emisyonları küresel karbon bütçesinin yüzde 15'ine ulaşacak.

Tarihsel olarak, şimdiye kadar üretilmiş tüm plastiğin sadece yüzde dokuzunun geri dönüştürülmüş olduğu tahmin ediliyor.

Plastik geri dönüşüm tesisi çalışanları ve bu tesislerin yakınlarında yaşayanlar, geri dönüşüm sırasında yayılan zehirli toz ve dumanları soluduklarında zararlı kimyasallara maruz kalıyor.

Bu durum, tüm canlıların sağlıklı bir yaşam sürme haklarını tehdit ediyor.

Hava kirliliğine maruz kalmak, kanser ve üreme sistemi hastalıkları da dahil olmak üzere yaşam boyu sürecek önemli sağlık sorunlarını beraberinde getirebiliyor.

Yanıt verilmeyen başvurular

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye'deki ilgili bakanlıklar ve belediyelerle araştırma bulgularını paylaşmak ve plastik geri dönüşüm tesislerinde çalışanların sağlık durumuna dair bilgi almak için pek çok başvuruda bulundu.

Bu başvuruların bir kısmına ya eksik yanıt verildi ya da hiç yanıt verilmedi. Örneğin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün başvurusuna istinaden, 2018'den bu yana atık bertaraf ve geri dönüşüm tesislerinde binlerce denetim gerçekleştirildiğini ve tesislere para cezası uygulaması ile ruhsatsız tesislerin faaliyetlerinin durdurulduğunu iletti.

Ancak bu veriler genel atık sektörüne ilişkindi. Plastik geri dönüşüm sektörü ile ilgili veriler paylaşılmadı. İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunun bulguları, bu alanda sağlık hakkının yaygın ihlallerini ele almak için daha kararlı adımlara ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

→ Ek bilgi: Türkiye Avrupa'nın çöplüğü mü?

Birçok Küresel Kuzey ülkesi plastik atıklarını geri dönüştürmek için onlarca yıldır Çin'e ihraç ediyordu. Ancak Çin hükümetinin plastik atık ithalatını 2018 yılında yasaklamasıyla birlikte, ihracatçı ülkeler atıkları için yeni varış noktaları aramak zorunda kaldılar.

Türkiye, Çin hükümetinin getirdiği yasaktan beri AB'nin plastik atık ihraç ettiği kilit önemdeki hedef ülkelerden biri haline geldi. 2020 yılında yaklaşık 450 bin ton ithalatla AB'nin en büyük plastik alıcısı oldu.

AB'den yapılan plastik atık ithalatında son dönemde yaşanan artış, Türkiye'de plastik geri dönüşüm sektörünün büyümesine de neden oldu. 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *