ANASAYFA arrow right Güncel

Türkiye'de kadının politik temsil sorunu: Siyaset erkekler kulübü olarak görülüyor

YAYINLAMA: 25 Kasım 2022 / 17.11
GÜNCELLEME: 25 Kasım 2022 / 17.11
“Türkiye’de kadınların siyasette etkin olmasına engel olan eksiklik veya fazlalık nedir” diye sordu, partilerin kadın temsilcileri ve vekilleri yanıt verdi.

Türkiye’de kadınların siyasete katılımında da temsilinde de önemli sorunlar var. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) 580 milletvekilinin sadece 101’ini kadınlar oluşturuyor. Oransal olarak bakıldığında bu yüzde 17,41’e karşılık geliyor. Nitekim Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Endeksi 2022 yılı raporuna göre Türkiye, 146 ülke arasında 124’üncü sıradayken, siyasi katılım da ise 112’nci sırada yer alıyor.
Peki tablo buyken, siyasi partilerde görev alan kadınlar ne diyor? Artı Gerçek “Türkiye’de kadınların siyasette etkin olmasına engel olan eksiklik veya fazlalık nedir?” sorusunu siyasi partilerin kadın temsilcilerine yöneltti.
‘FERMUAR SİSTEMİNİ YASALAŞTIRACAĞIZ’
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka:
“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde hepimiz biliyoruz ki; şiddetle mücadelenin yolu eşitlikten geçiyor. Bizler de eşit bir Türkiye için kadınların karar mekanizmasında eşit olarak yer almasını ön gördük. Ve bunun başlangıç noktası olarak da parlamentoyu düşündük. Çünkü 1934 yılında seçme ve seçilme hakkına sahip olan kadınlar, yapılan ilk seçimlerde yani 1935 yılında dünyada parlamentoda temsil oranı açısından dünya ikincisiydi. Ama bugün dünya sıralamasında ne yazık ki 129’uncu sıradayız.”

“İşte bu yüzden kadınların eşit olarak parlamentoda temsil edilmesi ve listelerin fermuar sistemi dediğimiz bir kadın bir erkek şeklinde düzenlenmesi için siyasi partiler yasasında değişiklik öngören bir kanun teklifi hazırladık ve bunu meclise getirdik. Ne yazık ki AKP-MHP oylarıyla bu kanun teklifi reddedildi. Ama biz ilk seçimlerden sonra bu kanun teklifini uygulamaya koyacağız. Ve bunu gerçekleştirmeyen partilere, hazineden aldıkları yardımda kesinti uygulanması şeklinde de bir yaptırım getireceğiz. Yaşasın eşitlik, yaşasın eşit temsil diyorum.”

‘KADINLARI EN İYİ KADINLAR TEMSİL EDERLER’
AKP Edirne Milletvekili ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Fatma Aksal:

“Kadınlar ilk defa aday olarak katıldıkları 1935 seçimlerinden 24’üncü döneme kadar seçilen tüm milletvekillerinin sadece yüzde 3,2’sini oluşturabilmiştir. Ne var ki TBMM’deki kadın milletvekili oranı yıllarca çok düşük oranlarda seyretmiş hatta bazen yüzde 1’in altına düşmüştür. Ne mutlu ki son yıllarda Cumhurbaşkanımızın siyasete daha fazla kadın eli değmesini teşvik eden yaklaşımı ve teşvikleriyle bu oranlarda dikkat çekici bir artış yaşanmış ve kadın milletvekillerinin oranı 23’üncü dönemde yüzde dokuza 24’üncü dönemde yüzde 14,4’e, 26’ıncı dönemde yüzde 14,7’ye, 27’inci dönemde yüzde 17,33’e yükselmiştir.”
“Türk kadını birçok Avrupa ülkesindeki hemcinslerinden çok önce siyasete katılma hakkını elde etti ve vatanının mukadderatı hakkında söz sahibi oldu. Tam bu noktada altını çizerek belirtmek gerekir ki kadınlarımızın siyasal alanda var olmasına imkân veren düzenlemeler kesinlikle ve kesinlikle kadınlarımıza bağışlanmış bir lütuf değildir. Türk kadını; seçme ve seçilme hakkını kelimenin tam anlamıyla hak etmiştir. Bu açıdan Türk kadının parlak geçmişi siyasete katılım tecrübesi, birikimi siyasete katılmak isteyen kadınlarımız için örnek teşkil etmeli ve onları cesaretlendirmelidir.”
“Komisyon olarak farkındayız ki; kadının siyasal hayatta temsili, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizin de üzerine eğilmesi gereken en önemli konulardan biridir. Zira kadınların toplum içinde ihtiyaçları, beklentileri ve deneyimleri erkeklerden farklıdır. Bu açıdan kadının parlamentoda varlığı yokluğu meselesi demokratik temsil meselesidir. Çünkü herkesin kabul edeceği üzere kadınları en iyi kadınlar temsil ederler, Cumhurbaşkanımızın da haklı olarak belirttiği üzere; kadınsız siyaset, kadınsız demokrasi, kadınsız yönetim, sadece kadınlar için değil, bütün toplum için eksikliktir. Hem de büyük bir adaletsizlik ve haksızlıktır.”

‘KADIN KOTASI SİYASETTE FIRSAT EŞİTLİĞİ İÇİN ÖNEMLİ’
HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları:
“Kadınların Türkiye ve dünya siyasetinde ve kamusal alanlarda yeterince etkin olamamasının çok temel ve köklü nedenleri var. En nihayetinde beş bin yıllık erkek egemen sistemden bahsediyoruz. Bu sistem, dünyadaki siyasi, toplumsal yapılanmayı da erkeklerin lehine çevirmiş, erkekler için pozitif koşullar oluşturulmuştur.”
“Kadınlar yaşamın her alanında onlara biçilmiş toplumsal iş bölümü, toplumsal roller yani toplumsal cinsiyet ayrımcılığına dayalı bir yapı içinde var oluyorlar. Bu erkek egemen yapının, cinsiyet ayrımcılığı ile birlikte ekonomik hayata, eğitime, meslek gruplarına katılım konusunda yansımalarını görebiliyoruz.”
“Türkiye’de özellikle karma siyasete baktığımızda ne yazık ki kadınlar siyasi partilerin, derneklerin, kurumların ‘alt kademelerinde’ tutuluyor. Bütün toplumsal yapı ve kurumlara en büyük eleştirimiz, kadın kotalarını uygulamıyor olmasıdır. Kadın kotasının siyasette uygulanması kadınlara bir fırsat eşitliği tanınması açısından oldukça önemlidir. Eşit temsiliyetini savunmak ve bunu tüzüklerimizde bir madde haline getirmek çok önemli. Bunun en iyi örneğini bileşenleri ile birlikte HDP’nin oluşturduğu kanaatindeyim. Çünkü kadınların eşit temsiliyet hakkını, eşit temsiliyetini başkanlık sistemine dönüştürmüş, eş başkanlık sistemini oluşturmuştur. Bu anlayışın bütün partilere sirayet etmesi kadınların önünü açacaktır.”

“SİYASET BİR ERKEKLER KULÜBÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR”

İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanı Ünzile Yüksel: “Sadece Türk toplumunda değil, neredeyse her ülkede kadın olmak, kadın olarak varlık göstermek çok zor. Hatta bu durum sadece siyasi hayatta değil sosyal hayatta, iş hayatında, aile hayatında kısacası her alanda kadın olarak var olmak çok zor.”
“Kadınların siyasi hayata katılımı çok önemli olmakla beraber normal hayatta varlık göstermekte zorlanan kadın, siyasi hayatta maalesef çok daha büyük engellerle karşılaşmaktadır. Bu engeller kadının siyasi hayatta eşit temsilini ortadan kaldırmaktadır. Bir kadın olarak hem iş hayatında hem de siyasi hayatta var oluş sergilemeye çalışırken edindiğim tecrübeye göre engelleri şöyle ayırabilirim; gelir durumu, eğitim seviyesi gibi sosyoekonomik statüye ilişkin engeller ile seçim sistemi, partilerin aday gösterme sürecinde sergiledikleri tutum yani kadını seçilemeyeceği yerden aday göstermek gibi. Bence en önemli engellerden biri de toplumda oluşmuş erkek egemen bakış açısı neticesinde oluşan toplumsal cinsiyet rolleridir. Siyaset Türk toplumunda erkek işi olarak görülmektedir. Bir spor kulübü nasıl erkeklere izafe ediliyor ise siyaset de erkekler kulübü olarak görülmektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri gereği kadına yüklenen anne rolü, ev işleri, çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı gibi roller kadını siyasi hayattan uzak tutmaktadır.”

“Toplumsal olarak kadının siyasal hayatta (tabi aynı zamanda sosyal hayat, iş hayatı, aile hayatında) var olabilmesi için toplumsal bilinç düzeyinin adil olmayı, eşitlikçi olmayı ve demokratik olmayı özümsemiş olması gerekir. Yani toplumsal bir dönüşüm gerekmektedir. Bu dönüşümün çoban ateşini ise biz İYİ Parti olarak liderimiz Meral Akşener ile yaktık. Kadının her alanda varlığı için elimizden geldiğince mücadele edeceğiz ve nitekim ediyoruz da.”

‘ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ OLMADAN HUKUKİ  REFORMLARIN SONUÇ YARATMIYOR’’
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı:
“Türkiye, pek çok açıdan ilginç bir ülke. Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı, 1934’te tanınmıştır. Bu, pek çok Batı ülkesinden önce gerçekleştirilmiş bir reformdur. Gerçekten, kadının seçme ve seçilme hakkının, Fransa’da 1944’te, İtalya’da 1946’da, Belçika’da 1948’de, İsviçre’de 1971’de tanındığını dikkate aldığımız zaman, Cumhuriyeti kuranların ne kadar ileri görüşlü oldukları anlaşılmaktadır. Böyle olmakla beraber bugün, Türkiye’de kadının siyasi temsili arzu edilir düzeyde değildir. TBMM’nin ancak yüzde 17,41’inde kadın temsil edilmektedir. Kabinede sadece bir kadının yer alması, gerçekten vahimdir. Tek başına bu tablo dahi Türkiye’de siyasetin ne kadar maskülen bir karakter taşıdığını göstermektedir.”
“Dolayısıyla Türkiye’de kadının siyasete katılımının önünde hukuki değil; sosyolojik ve kültürel engeller mevcuttur. Bu ise bir zihniyet değişikliği olmadan hukuki reformların sonuç yaratmadığını göstermektedir.”

‘CUMHURİYET TARİHİ BOYUNCA YALNIZCA 119 KADIN BELEDİYE BAŞKANI SEÇMİŞİZ’
Deva Genel Başkan Yardımcısı Sanem Oktar:
“Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ağırlıklı olan eril zihniyet kadınların siyasetteki etkinliğini engelliyor. Siyasi kültürümüzün sınırları erkekler tarafından çizildi ve bu alanda eşitliğimizi kazanmamız zaman alıyor. Örneğin kadınların seçme ve seçilme hakkını erken bir dönemde elde etmesiyle haklı olarak övünüyoruz. Öncüyüz ama Cumhuriyet tarihi boyunca 31 bin erkek belediye başkanının yanında yalnızca 119 kadın belediye başkanı seçmişiz. Buradaki sorunu saptamamız gerekiyor.”
“Bugün hâlâ bakanlar, bakan yardımcıları, milletvekilleri, valiler, kaymakamlar, yüksek yargı kurul üyeleri, devletin düzenleyici ve denetleyici kurumları arasında kadınların oranı çok düşük. Kadınlar siyaset ve devletin yönetim kademelerinden uzak tutuluyor. Çünkü siyasetin statükocu tarzı kendisine koruma kalkanı oluşturuyor. Oysa kadınları siyasetten ve yönetimden uzak tutmak çok kötü bir fikir. Çünkü toplum bu eksikliğin etkisini öfke ve şiddet dilinin her gün kulaklarında çınlaması olarak yaşıyor.”
“Kadınların akıl ile ihtiyaçları birleştirebiliyor. Sorunların barışçıl çözümlerini kolaylıkla kavrayabiliyor. Tüm tarafların güvenlik ihtiyacını dikkate alabiliyor ve buna uygun çözümler geliştirebiliyor. Gücün de yine bir korku aracı olarak kullanılmaması gerektiğini en iyi kadınlar biliyor. Hal böyleyken kadınları siyasette destekleyecek mekanizmalarımızın olmaması dediğim gibi çok kötü bir tercih. Biz bu tuzağa düşmedik. Onun için DEVA Partisi’nde yüzde 35 cinsiyet kotası uyguluyoruz. En baştan kadın ve erkek temsilini garanti altına alıyoruz.”

‘KADIN SİYASETÇİLER SİYASETİN BİR KAVGA ALANI DEĞİL, ÜLKEYE HİZMET ALANI OLDUĞUNU ORTAYA KOYACAK’

Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci:

“Kadınlara yönelik eşitsizlikte dünya siyasetinde de çok büyük farklılık yok. Siyaset yüzyıllardır erkek işi olarak algılanmış. Ama ne yazık ki bu dönemde kadının olmadığı noktada siyasetin tam da yerini bulmamış olduğunu görüyoruz. Toplumu, aileyi bir kadın bir erkek oluşturuyor ve toplumda bir denge var. Aynı dengenin siyasette de gözetilmesi gerekiyor. Son dönemin siyaseti, kadının ruhuna, fıtratına, vicdanına, ahlakına ve etiğine hitap etmediği için bugün kadınlar siyasette yer almak istemiyor. Siyasette yer alanlar kadınlar da özellikle milletvekili olan siyasetçilerimize ya erkek gibi siyaset yapacaksınız deniyor ya da siyasetçi kadınlarımız erkek gibi siyaset yapma tarzı benimsiyor. Bunu geriye çevirmek mümkün.
“Biz kadın siyasetçiler siyasetin dilinden tutun da etiğine, ahlakına kadar varlığını ortaya koyması gereken kişileriz. Siyasetin bir kavga alanı değil, ülkeye hizmet alanı olduğunu ortaya koyacak siyasetçileriz. Fazlalık ise kadın siyasetçilerin kadınca siyaset yapmaması. Kadınların birbirlerini düşman eden arenada değil, hangi partiden olursak olalım bu ülkenin vatandaşı olarak siyasetin de o ahlaktan ve etikten eksilen yüzünü tekrardan kadın siyasetçilerle birlikte ülkenin gündemine getirmiş olacağız.”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *