Açıklamayı yapan Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Elif Söyleyici, “Feray’ın dosyası Şubat 2019’dan bu yana Yargıtay’da bekletiliyor. Soruyoruz; gerçek adalet nerede? Türkiye’de her yıl ortalama 450 kadın öldürülüyor. Bunun en önemli sebebi ise iktidarın kadın politikaları, erkek egemen yargı ve cezasızlıktır. Mahkemelerde çıkan ödül gibi cezalar, katillere cesaret veriyor, kadın cinayetlerinin artmasına yol açıyor. Takım elbise giydiği için indirim alan, serbest kalan erkekler, gözünü kırpmadan kadınları acımasızca öldürmeye devam ediyor” dedi.
Feray’ın ailesi ve kadın örgütleri tam 3 yıldır öldürülen Feray için adalet arıyor
“Feray’ın ailesi ve kadın örgütleri tam 3 yıldır öldürülen Feray için adalet arıyor” diyen Söyleyici, “Tıpkı öldürülen diğer kadınların yakınları gibi. Mersin’de 19 Eylül 2017 tarihinde yaşadığı evde öldürülen Feray’ın katili duruşmalarda Feray’ın arkadaşı olduğunu iddia etmiş olmasına rağmen ne Feray’ın ailesi ne akrabaları ne komşuları ne de okul arkadaşlarından hiç kimse tarafından tanınmamaktadır. Katil bu iddiasını ispatlayacak somut tek bir delil sunamamıştır. Katil, cinayeti işledikten sonra delillerin önemli bir kısmını yok ederek, cinayete kaza süsü vermiş ve yalanlarıyla mahkemeyi yanlış yönlendirmiştir. Ancak soruşturma sürecinde toplanmayan, yok edilen ve karartılan deliller, yargılama sürecinde mahkeme tarafından talep edilmemiş, sorgulanmamış, değerlendirilmemiş, gereği yapılmamıştır. Cinayetle ilgili bu eksiklikler giderilmemiş, aydınlatılmamış, çünkü mahkeme gerçeği aramak yerine tüm kadın cinayetlerinde olduğu gibi katili kurtarma kaygısı ile hareket etti” diye konuşma yaptı.
Söyleyici, “Ailenin ısrarı sonucu Adli Tıp Kurumu’nun, Feray’ın uzak atış ile öldürüldüğünü ve katilin DNA’sının Feray’ın tırnakları arasından çıktığını rapor etmesine rağmen, Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi, bu cinayeti taksirle insan öldürme suçu kapsamında değerlendirmiş ve savcının hazırladığı mütalaayı uygun bularak, katile 5 yıl 3 ay gibi komik bir ceza vermiştir. Takım elbiseli, kravatlı duruşmaya gelen katile, mahkemenin verdiği ödül gibi ceza katili cesaretlendirirken, aile başta olmak üzere tüm kamuoyunun vicdanını yaralamış ve güveni sarsmıştır. Verilen karar sonrası katil, bir buçuk yıl cezaevinde kaldığı süre göz önünde bulundurularak 4 Ocak 2019 tarihinde tahliye edildi” açıklamasını yaptı.
Katiller değil, kadınlar korunsun
Katiller cinayetin üzerini örtmek için çok rahat yalana başvurduğunu ifade eden Söyleyici, “Sevgiliydik, karımdı, aldatıyordu, geçim sıkıntımız vardı” gibi bahanelerle erkek yargıya sığınıyorlar. Kadınların yaşam alanlarına yönelik saldırılara her gün bir yenisi daha ekleniyor. Kadın düşmanı politikalarla kadınların mücadele ederek kazandığı haklarına saldırılar bugün 6284 sayılı yasaya, güvencelerimizden biri olan İstanbul Sözleşmesi’ne ve Nafaka Hakkına saldırı şeklinde önümüze çıkıyor. Bizler yaşamak istiyoruz, bizler hayatı istiyoruz dedikçe, kadına şiddet her geçen gün artıyor ve onlarca kadın hayatını kaybediyor. Bu ülkede yaşayan kadınlar her an, evde, sokakta, iş yerinde, okulda erkek şiddeti ile karşı karşıya kalıyor. Bizler en temel hakkımız olan yaşam hakkımızı savunuyor ve isyanımızı haykırıyoruz. “Yeter artık” diyoruz. Kadın cinayetlerini önleyici politikalar geliştirilsin ve şiddeti önlemeye dair var olan yasalar uygulansın. Kadın cinayetlerinde “haksız tahrik indirimi, “iyi hal indirimi ” gibi uygulamalardan vazgeçilsin. Katiller değil, kadınlar korunsun. Cinayeti, şiddeti, tacizi meşrulaştırmayın. Yaşanan cinayetlere sessiz kalmayın. Bizler yaşamak istiyoruz. Yeter artık Duygu’lar, Sezay’lar, Feraylar öldürülmesin.” Fatma Karabacak
RSS