ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Türkiye tarihi bir dönemeçte

Türkiye tarihi bir dönemeçte
YAYINLAMA: 03 Haziran 2021 / 14.41
GÜNCELLEME: 03 Haziran 2021 / 14.41
Turizm Bakanı Mustafa Taşar, Türkiye’nin bugün her zamankinden daha fazla bilimin sesine ihtiyacının olduğunu belirterek, “Türkiye tarihi bir dönemeçte. Bu dönemeç, 200 yıldır mücadelesini verdiğimiz Avrupalı olmak, gelişmiş olmak ve Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olmak hedefidir” dedi. Taşar, Türkiye’nin arzu ettiği değişimi ve atılımı gerçekleştirmekte zorlandığını, engellerin artık aşılması gerektiğini kaydetti.

Gaziantep Üniversitesi’nde 2002-2003 eğitim ve öğretim döneminin başlaması nedeniyle düzenlenen törende konuşan Turizm Bakanı Mustafa Taşar, üniversitelerin her toplum ve ülke için aydınlanma ve gelişme ocağı olduğunu ifade ederek, demokrasinin, özgürlüklerin ve toplumu aydınlatan bilgi üretiminin merkezi olan üniversitelerin, bilgiyi takdir eden, geliştiren, hizmeti destekleyen ve sürükleyen bir misyonun adresi olduğunu açıkladı.

Üniversitelerin bağnazlığı değil, uzlaşmanın ve kitleleri birleştirmenin merkezi olduğunu vurgulayan Taşar, “Üniversitelerde toplum önderleri yetişir. Hayata hazır, mesleğini geliştirmeye hazır ve ülkesinin kalkınmasına destek olabilecek kuşaklar yetişir. Bugün ülkemiz çarpık zihniyet yüzünden pek çok alanda bocalamaktadır. Gençlerine ve akademisyenlerine inanmayan anlayış yüzünden Türkiye arzu ettiği değişimi ve atılımı gerçekleştirmekte zorlanıyor. Türkiye üniversitelerine, akademisyenlerine ve gençlerine kulak verdiği ve imkan sağladığı sürece değişim ve gelişim ihtiyacını karşılayabilecektir. Sanal kahramanların türemesini ve Türkiye’nin çağdaş ülke olma rotasından sapmasını engelleyecek tek sigorta üniversitelerdir” dedi.

Türkiye’nin bugün her zamankinden daha fazla üniversitelerde yetişen bilimin sesine ihtiyacının olduğunu ifade eden Bakan Taşar şöyle konuştu: “Türkiye tarihi bir dönemeçte bulunuyor. Bu dönemeç, 200 yıldır mücadelesini verdiğimiz Avrupalı olmak, gelişmiş olmak ve Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olmak hedefidir. Değişimden korkanlar, değişime direnenler ve kişisel çıkarları için bu hedefi yakalamada ayak diretenler sürekli senaryolar üretiyor. Bu tavır ve yaklaşım, Türkiye’ye ve Türk insanına güvenmeyen, inanmayan ve hatta onun taleplerinden korkan zihniyetin ürünüdür.”

Toplumu belli kalıplarla şekillendirmeyi kendine görev sayan toplum mühendisliği yaklaşımının yansımasıdır. Türkiye'nin sorunlarını aşabilmesi, ihtiyaç duyduğu reformları hayata geçirebilmesi ve ayaklarındaki zincirlerden kurtulabilmesi için öncelikle bu anlayışın aşılması şart. Bu anlayışı yıkacak olan da Türkiye’nin önünü önce zihinsel planda ardından da dinamizmi ve birikimiyle yapılanmada aşamaya en büyük desteği verecek olan üniversitelerdir. Üniversitelerde nitelikli, birikimli, geleceğe hazır gençler yetiştirilmesini istiyoruz.”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *