ANASAYFA arrow right Sağlık

Türkiye nerede yanlış yaptı?

Türkiye nerede yanlış yaptı?
YAYINLAMA: 24 Nisan 2020 / 19.42
GÜNCELLEME: 24 Nisan 2020 / 19.42
Halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Türkiye’nin koronavirüs ile mücadelede yaptığı doğru ve yanlışları değerlendirdi.

İlk olarak Aralık 2019’da Çin’de görülmeye başlanan, ardından İran ve İtalya’ya ağır kayıplara neden olarak tüm dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında Ocak ayından itibaren çalışmalara başlayan Türkiye’nin salgınla mücadelede neleri doğru, neleri yanlış yaptığı açıklandı.

Halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Türkiye’nin koronavirüs ile mücadelede yaptığı doğru ve yanlışları Cumhuriyet’e değerlendirdi.

Önümüzdeki yıllarda çevreye, doğaya ve insana zararlı üretim yöntemleri nedeniyle daha çok salgınlarla karşı karşıya kalınacağını anlatan Prof. Hamzaoğlu “İçinde yaşadığımız toplumsal yaşantının insanın insan, hayvanın hayvan, bitkinin bitki gibi yaşamasına elvermemesinden kaynaklanıyor” dedi.

“Dünyanın düzeni böyle gidecekse çok daha sık aralıklarla bu salgınları yaşayacağımızı söylemek mümkün” şeklinde konuşan Hamzaoğlu, “Neoliberal politikalardan sonra emek gücü yoğun, çevreye, doğaya ve insana zararı fazla, enerji tüketimi fazla üretim alanı merkez kapitalist ülkelerden bağımlı ve çevre ülkelere kaydırıldı. Yaşam koşullarının bozulması nedeniyle hayvanlarda bulunan etken, insanlara geçmeye başlıyor, ardından da insandan insana geçerek salgını yapıyor. Yani 2009’daki domuz gribi ile kovid-19’un temel etkeni aynı. Temel etken içinde yaşadığımız toplumsal yaşantının insanın insan, hayvanın hayvan, bitkinin bitki gibi yaşamasına elvermemesinden kaynaklanıyor” diye belirtti.

Türkiye’nin tüm dünyayı etkisi altına alan korona salgınındaki doğru ve yanlışlarını açıklayan halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Hamzaoğlu, söz konusu artı ve eksileri şöyle sıraladı:

-Ocak ayında bakanlığın bilim kurulu oluşturması...

-Salgınla mücadelede uzmanlık alanı olan halk sağlıkçılarının bilim kuruluna dahil edilmesi...

-Şubat ayı başında Çin’den getirilen 62 yurttaşımızın karantinaya alınması...

-Covid-19 kılavuzlarının yayımlanması ve sürekli güncellenmesi...

-Okulların ve üniversitelerin kapatılması.

-Salgının geleceğini bile bile planlama tam yapılamadı. DSÖ 30 Ocak’ta “Uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan etti. Pek çok ülkeye yayılım gösteriyor olması karşısında neden bu kadar çok beklendi?

-2009’da domuz gribi salgını sırasında Dünya Sağlık Örgütü tarafından ülkeler çapında hazırlık planları yapıldı, Türkiye de bununla ilgili bir hazırlık planı yaptı ancak koronavirüste mücadele geç başladı.

-Salgının ortaya çıktığı İran, İtalya, İspanya ve umre ziyareti için Suudi Arabistan’a giden yurttaşların yurda dönüşlerinde karantinaya alınmamaları. Daha sonra da adına karantina diyemeyeceğimiz topluca bir yerde tutma işlemi

-Toplu ibadetler, spor müsabakalarının ertelenmesi gecikti

-Tıp fakültesi öğrencilerinin erkenden mezun edilmesi gibi çok tutarsız olabilecek uygulama yerine KHK ile atıl halde bıraktığınız insanları göreve davet etmek. Birinci basamak sağlık sistemi ihmal edildi, dağınıklık, örgütlenmenin bölge temelli olmaması salgınla mücadeleyi zora soktu. Filyasyon takibi konusunda iyi organize edilemedi, diş hekimleri ile yapılmaya başlandı.

Ölüm olayları ile ilgili kafalarda soru işaretleri olduğuna dikkat çeken Hamzaoğlu, “Ölen yurttaşların neden öldüğüne dair halen sorular yaşıyoruz. Halen ölüm belgelerine doğrulanmış olguların ölümünde bile Covid-19 tanısını kullanmıyor. Bulaşıcı hastalıktan ölüm diye belirtiyor öğrendiğimiz kadarıyla. Şeffaflık olağandışı durumlarda önemlidir” dedi.

18 milyon öğrencinin yüzde 30'u uzaktan eğitim alması için bilgisayar imkanına sahip değil.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), ‘COVID-19 Salgınında Eğitim 2020’ başlıklı raporu sundu. Rapora göre Türkiye, 77 ülke arasında ‘Sessiz bir çalışma yeri olan öğrenciler’ listesinde 49’uncu sırada yer aldı. Ülkelerin, okul ödevleri ve eğitim için kullanabileceği bilgisayarı olan öğrencilerin sıralandığı listede ise Türkiye, 64’üncü olabildi.

Koronavirüs salgınına karşı önlem olarak yükseköğretim ile ilk ve ortaöğretim kurumları kapatıldı. Eğitim dijital platformlara taşındı. Koronavirüs tedbirleri kapsamında yüz yüze eğitime ara veren ülkeler uzaktan eğitim devreye girdi. Türkiye de 23 Mart itibarıyla Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden 18 milyonun üzerinde öğrenci için uzaktan eğitime başladı. 

OECD’nin, “Ülkelerin pandemi sırasında eğitim ihtiyaçlarını karşılamasında yol gösterici olması” gerekçesiyle hazırladığı rapor, Türkiye’deki fırsat eşitsizliğinin eğitime etkisini ortaya koydu.BirGün

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *