ANASAYFA arrow right Eğitim

‘Türkçe bilmeyen velilerle nasıl eğitim verilebilir?’

‘Türkçe bilmeyen velilerle nasıl eğitim verilebilir?’
YAYINLAMA: 18 Mayıs 2020 / 21.54
GÜNCELLEME: 18 Mayıs 2020 / 22.40
Mülteci çocukların pandemi sürecinde eğitim sorunlarını değerlendiren sınıf öğretmeni Can Taylan Toprak, salgın sürecinde çocukların eğitimde yaşadığı sorunların daha da derinleştiğini söyledi

Salgının görülmesiyle birlikte ülke genelinde 23 Mart tarihinde itibaren çocuklar,  Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ve TRT aracılığıyla eğitime devam etti. Pandemi sürecinde mülteci çocuklar eğitime erişebildi mi ve ne tür sorunlarla karşılaştı? Konuya ilişkin görüştüğümüz sınıf öğretmeni Can Taylan Toprak, mülteci çocukların salgın sürecinde yaşadığı sorunları anlattı.

‘Veli öğretmeni, öğretmen veliyi anlamıyor’

Salgın sürecinden önce de ne yazık ki bizim insanların eğitim, beslenme, barınma, ulaşım ve nihayetinde gayri safi milli hasıladan alınan payın eşit olmadığına dikkat çeken Toprak, bu eşitsizlikler silsilesinin sonuçları itibari ile olumsuz etkilerinin yoksul ve mülteci kesim üzerinde daha fazla olduğunu söyledi. Eğitim sürecinde de hem mülteci öğrenciler hem de diğer öğrencilerin bilgiye ulaşma noktasında sıkıntı yaşadıklarının altını çizen Toprak, “Bu sıkıntılar ailenin sosyo ekonomik yapısıyla doğru orantılı olarak artıyor ya da azalıyor.  Ekonomik olarak daha iyi durumda olan velilerin çocukları bilgiye ulaşım noktasında daha şanslı. Evinde internet erişimi olmayan öğrenci sayısı çok fazla. Çocukların pandemi sürecinde motivasyonları çok düştü. Okullarda mülteci çocuklar ve aileler için tercümanlar vardı. İletişimi bunlar aracılığıyla gideren öğretmenler şimdi Türkçe bilmeyen veliler aracılığıyla nasıl eğitim verebilir ki? Veli öğretmeni, öğretmen veliyi anlamıyor. Eğitimin, insanların sisteme adaptasyonunu sağlayan, toplumla barışık yaşamasını öğreten bir görevi de vardır. Çocukların okuldan uzak kaldığı bu süreçte toplumsallaşmanın önemli bir ayağı ortadan kalktı” ifadelerini kullandı. 

‘Mülteci aileler mevsimlik işçiler denilen bir kitleyi de temsil ediyor’

Her şeyden önce kentte Suriyeli öğrenciler ve öğrencilerin ailelerinin bir “tehdit” olarak görüldüğüne değinen Toprak, ailelerin genel olarak çok kötü şartlarda çalıştıklarını hatırlattı. Toprak, salgın sürecinde de işsiz kalan çocukların ebeynlerinin önceliğinin eğitim değil, karını doyuracak koşulları yaratmak olduğunu söyledi. Pandemi sürecinin aynı zamanda ülkelerin ayakta kalma,ekonomilerini idame ettirme, sağlıkta, eğitimde, üretimde sınav verdikleri bir süreç olduğunu belirten Toprak, “Bu süreç yoksulları ve mültecileri daha çok etkileniyor. Aynı zamanda mülteci aileler mevsimlik işçiler denilen bir kitleyi de temsil ediyor. Bu aileler bahar ile birlikte tarım alanında çalışan çocuklarını eğitim ortamında tutamayan, gezici konumda olan aileler. Bu süreç onların sorunlarını bir kat daha artırmıştır. Gaziantep’te mülteci çocuklar, ailenin sosyo ekonomik gücüyle orantılı uzaktan eğitimden faydalanabilir. Bu ailenin Türkçeyi bilmesi internet erişimi ile doğrudan ilgilidir” diye konuştu.

‘Veliler bir an önce okulların açılmasını bekliyor’

EBA sistemi öncelikle çokta sağlıklı işleyen bir alt yapıya sahip olmadığına dikkat çeken Toprak,  velilerin bu konuda şikayetlerinin olduğunu söyledi. Milli Eğitim Bakan’ın çocukların okuldan soğumaması ve eğitimden kopmaması için böye bir sisteme geçildiği açıklamasınıa hatırlatan Toprak, ancak velilerin EBA sistemine girişte ve sonraki süreçlerde kopmalar yaşadıklarını, sistemin yüz yüze yapıldığı etkili olmadığını, öğrencilerin sıkıldığını dile getirdiklerini belirtti. Toprak, “İlkokul öğrencisi kendi başına rehberlik yapacak bir öğretmen olmadan kolay kolay öğrenemez. İleriki sınıflarda ise ne yazık ki biz çocuklara bilgiye ulaşmadan ziyade ezberletmeyi öğreten,çocuğun kendini birey olarak gerçekleştirmesini sağlayan becerileri kazandırmıyoruz. Şimdi bu çocuklara haydi TV, EBA’dan öğren diyoruz.Böyle bir yöntem sağlıklı bir yöntem değildir.Bu süreç aynı zamanda ‘Öğretmenin'’ rolünün ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardı. Veliler bir an önce okulların açılmasını bekliyor.Biz öğretmenler sınıflarımızda bilgi teknolojilerini kullanıyoruz. EBA bir paylaşım programı. Uzun süredir kurulmuş olmasına rağmen çok tercih edilen bir program değil. Ben ve bir çok arkadaşım ‘Morpa Kampüs, Okulistik’ gibi eğitim sitelerinden yararlanıyoruz sınıflarımızda. Şunu söyleye biliriz hangi teknoloji olursa olsun Öğretmen rehberliğinde kullanılmasa çok anlam ifade etmiyor” dedi.

‘Bu süreçte öğrencilerin ana dilini bilen öğretmenler görevlendirilmeliydi’

EBA sisteminde canlı ders sorunu yaşadıklarını, çocukların canlı ders katılımının çok az olduğunu , öğrencilerin motivasyonun düşük olduğunu  ve lise sınavına girecek olan öğrencilerinin durumunun daha da fahim olduğuna dikkat çeken Toprak, “sınav tarihinde yapılan değişiklik ciddiyetsizliği ne yazık ki ortaya koydu” diye tepki gösterdi.  Toprak, “Salgın sürecinde mülteci çocuklara her şeyden önce öğrencilerin ana dilini bilen öğretmenler görevlendir meliydi. Okul sürecinde  sadece öğretmen değil akranlar da dil öğrenimini olumlu yönde etkiliyor. Şunu da belirtmek gerekiyor Gaziantep te okullara düşen mülteci öğrenci sayıları ve bu öğrencilerin denklikleri de eşit değil. A okulunda sınıf başına 1-2 öğrenci düşerken B okulunda sayılar eşit C okulunda ise yabancı öğrenci sayısı yerli öğrenci sayısından fazla. Bunda yerleşim yerindeki mülteci nüfuz yoğunluğu da etkili oluyor. Ama bu eğitimi etkiliyor. Bu süreçte mülteci çocukların seviye tespitleri yapılmalı, sınıf öğretmeninden destek alınarak, Kesinlikle anadilini bilen öğretmenler görevlendirilmeliydi. Bu öğrencilerden internet erişimi olmayan bütün ailelere ücretsiz internet sağlanmalıydı. Aynı şartlar bizim yerli öğrencilerimiz için de geçerli” ifadelerinde bulundu.
Toprak, son olarak şunu ekledi: “Çocukların ve ülkenin geleceği içn eğitimle ilgili kararlar alınırken eğitim alanında örgütlü sendikalardan ayrım gözetmeden çağın ruhuna uygun bilimsel verilere dayalı, düşünen,sorgulayan,araştıran,emeğe,üretene saygı duyan nesiller yetiştirmek için eğitim yapılmalı.” Esra Aydın

İlginizi Çekebilir
33 tıp fakültesinde kontenjan dolmadı
33 tıp fakültesinde kontenjan dolmadı
Ankara Tabip Odası'nın tıp fakültelerinin azalan tercihlerine yönelik nedenlerin sıralandığı notta, "Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın olumsuz etkisiyle yaşanan sorunlar, sağ...
#Eğitim / 30 Ağustos 2022
Ziraat fakültelerinde tarım eğitimi bitti
Ziraat fakültelerinde tarım eğitimi bitti
Türkiye’de tarımın AKP dönemindeki çöküşü tartışılırken ziraat fakültelerinin faaliyet raporları da tarım eğitimindeki sorunları gözler önüne serdi. Pek çok fakültenin ra...
#Eğitim / 29 Ağustos 2022
198 yeni okul, 3 bin 605 yeni derslik hizmete açılacak
198 yeni okul, 3 bin 605 yeni derslik hizmete açılacak
Milli Eğitim Bakanlığı, 2022-2023 eğitim yılı başında 198 yeni okul, 3 bin 605 yeni dersliğin hizmete açılacağı; yeni inşa edilen ve güçlendirilen 450 eğitim binasında 6...
#Eğitim / 28 Ağustos 2022
YÖKDİL bu yıl ilk kez elektronik ortamda da uygulanacak
YÖKDİL bu yıl ilk kez elektronik ortamda da uygulanacak
Elektronik YÖKDİL 14 Mayıs'ta Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana'daki e-sınav uygulama binalarında gerçekleştirilecek.
#Eğitim / 06 Nisan 2022
Açık Lise sınav sonuçları açıklandı
Açık Lise sınav sonuçları açıklandı
MEB Açık Öğretim Liselerinde eğitimini tamamlayıp üniversite sınavlarına hazırlanan öğrenciler, 2. dönem AÖL sınav sonuçlarını açıkladı.
#Eğitim / 24 Mart 2022
YKS'de geç başvuru süreci başladı
YKS'de geç başvuru süreci başladı
YKS için başvuru tarihini kaçıran adaylar, bugün ve yarın başvuru yapabilecek. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) başvuru tarihini kaçıranlar için iki gün sürecek başvu...
#Eğitim / 16 Mart 2022
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *