ANASAYFA arrow right Güncel

Tüm medeniyetlerin sofra tatlarının izlerini Gaziantep mutfağında görmek mümkün

YAYINLAMA: 18 Eylül 2022 / 17.59
GÜNCELLEME: 18 Eylül 2022 / 17.59
Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı, coğrafi işaretin sürdürülebilir gastronomi turizminin gelişimine önemli katkılarının bulunduğunu belirterek, standardı belirlenen yöresel lezzetlerin coğrafi işaret tesciliyle gelecek kuşaklara aktarılabileceğini söyledi.

Akıncı, IV. Gaziantep Uluslararası Gastronomi Festivali çerçevesinde Festival Parkta düzenlenen "Sürdürülebilir Gastronomide Coğrafi İşaretli Ürünlerin Önemi' konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü Tarım Programcısı Merve Ekinci'nin yaptığı panelde, GTB Başkanı Akıncı, YÜCİTA Başkanı Yavuz Tekelioğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Gıda Daire Başkanı Kenan Seçkin ve Metro Türkiye Kategori Müdürü Birol Ulaşan sürdürülebilir gastronomide coğrafi işaretlerin önemi hakkında değerlendirmelerde bulundular.

Türkiye'nin marka şehri Gaziantep'in coğrafi işaretlerde de Türkiye'ye öncülük ettiğini kaydeden Başkanı Akıncı, Gaziantep'in 99'u coğrafi işaret tescilli ürün, 1'i geleneksel ürün adı olmak üzere toplam 100 tescilli ürünle Türkiye'de ilk sırada yer aldığını ifade etti.

UNESCO Gastronomi kenti Gaziantep'in geleneksel yemekleri ve yöresel lezzetleriyle köklü bir mirasa ev sahipliği yaptığını belirten Akıncı, Mezopotamya’yı, Akdeniz’e bağlayan 'Bereketli Hilal' olarak adlandırılan bu kadim topraklarda hüküm sürmüş tüm medeniyetlerin sofra tatlarının izlerini Gaziantep mutfağında görmenin mümkün olduğunu dile getirdi.

Mutfak kültürü bu denli zengin bir ilde gastronominin sürdürülebilirliğinin ancak coğrafi işaretlerle sağlanabileceğine dikkat çeken Akıncı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Yemek kültürü; sosyolojik, ekonomik, kültürel ve toplumsal faktörlerin etkisiyle oluşmakta ve geleceğe taşınmakta. Bir zamanlar ninelerimizin hazırladığı veya 3-5 kuşak öncesine kadar çok sevilerek tüketilen bir yiyecek zaman içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı unutuluyor ve geleceğe taşınamıyor. Yani bir kültür farkında olmadan kaybolup gidebiliyor. Burada bu kültürün yok olmaması için uygulanması gereken birbirini tamamlayıcı iki fonksiyon ön plana çıkıyor. Birincisi bilinen tüm yemeklerin ve yöresel ürünlerin orijinal hazırlanış biçimleriyle ustalarının ağzından yazıya dökülmesi, diğeri ise orijinalliği tam olarak tespit edilen standardı belirlenen bu ürünlerin coğrafi işaret tesciliyle kayıt altına alınması. Alınacak bu iki tedbir anılan bu lezzetlerin standartlaşmasını sağlayarak tariflerinin zaman içerisinde kaybolmasını önleyecek ve geleceğe aktarılmasına katkı sunacaktır. Bu bağlamda gastronominin sürdürülebilirliğinde coğrafi işaretlerin hayati önem taşıdığını söyleyebiliriz."

Küreselleşen dünyada insanların birçok alanda olduğu gibi tüketim alışkanlıklarında da değişikliklere gittiğine işaret eden Akıncı, tüketicilerin artık üretim yeri ve metodu bilinen, kalitesi garanti edilen, kültürel kimliğiyle ön plana çıkan coğrafi işaretli ürünlere yönelim gösterdiğini kaydetti.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *