ANASAYFA arrow right Sağlık

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı:"Grip aşısı eksikliğinin tek sorumlusu hükümet"

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı:"Grip aşısı eksikliğinin tek sorumlusu hükümet"
YAYINLAMA: 23 Ekim 2020 / 15.02
GÜNCELLEME: 23 Ekim 2020 / 15.02
TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı bianet'e Sağlık Bakanlığı'nın grip aşısı politikasını değerlendirdi. Fincancı "Grip aşısı, risk ayrımı yapılmaksızın ücretsiz sağlanmak zorunda. Bu, devletin yükümlülüğü" dedi.

Koronavirüs salgın etkisini halen güçlü bir şekilde hissettiriyor. Türkiye'nin, salgın koşullarında yeterli sayıda grip aşısına sahip olmadığı ise günlerdir tartışılıyor.

Aşının nasıl dağılacağı da belirsizdi. Türk Tabipleri Birliği (TTB), Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Türk Klinik Mikrobiyolohi ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) ve Türk Eczacıları Birliği (TEB) yeterli sayıda aşının hızla temin edilmesi gerektiğine dikkati çekiyor.

Ardından Sağlık Bakanlığı dün bir açıklama yaptı ve eldeki aşının "risk gruplarına göre kademeli olarak" e-Nabız üzerinden yurttaşlara dağılacağını belirtti.

Bu açıklamanın ardından çok sayıda 65 yaş üstü yurttaş, kronik hastalığı olan kişi ve gebe aşıya erişemeyeceğini öğrendi.

Risk gruplarının neye göre belirlendiği konusu da grip aşısı sayısı da belirsizliğini koruyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, durumu bianet'e değerlendirdi.

Fincancı, "Sağlık Bakanlığı 1 buçuk milyon aşı getirileceğine ilişkin aşılama yaptı. Bu sayı, salgın sürecinde zaten gerçekçi değildi. Eylül ayında bütün bu aşı getirme çalışmalarının tamamlanması ve aşılamanın başlaması gerekiyordu. Dolayısıyla bu yönüyle bir gecikme mevcut" dedi.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) altı aylıktan büyük herkesin aşılanmasını önerdiğini hatırlatan Fincancı, "Grip aşısının, Covid-19 bulaşından koruduğuna dair çalışmalar var. İkili bir bulaşma halinde her iki hastalığın seyrinin de ağırlaştığı, birbirini tetiklediği ve alanın uzmanlarının 'kusursuz fırtına' diye tanımladıkları bir tablo ortaya çıkıyor" diye konuştu.

"1 buçuk milyon aşı kime yetecek?"

Korur Fincancı, yaygın aşının önemine dikkat çekerek herkesin aşılanması gerektiğini söyledi:

"1 buçuk milyon aşı kime yetecek? Bu kadar aşı, Sağlık Bakanlığı'nın risk grubu diye sınıflandırmaya çalıştığı insanlara bile yetmeyecek.

Böyle bir dönemde riske bakılmaksızın herkesin ayrımsız aşılanması gerekiyor. Tüm toplumun risk ayrımı yapılmaksızın aşılanabileceği sayıların, Sağlık Bakanlığı'nca hızla çıkarılması ve bu sayıların temini gerekiyor.

"Ücretsiz sağlanmalı"

Aşı ücretsiz sağlanmak zorundadır. Bunu sağlamak, devletin yükümlülüğüdür. Aşının ücretsiz sağlanmadığı bir uygulama kabul edilebilir değildir.

"Sağlık çalışanlarının öncelikle aşılanması gerekiyor" diyen Fincancı, sözlerini "Bakanlık, 1 milyon 100 bin sağlık çalışanından söz ediyor. Eldeki aşı, ancak onları aşılamaya yetecek bu durumda. Çünkü sağlık çalışanları bu grip salgınından da etkilendiğinde geriye sahada çalışacak sağlıkçı kalmayacak" ifadeleriyle sürdürdü.

Fincancı, grip aşısı konusundaki "anlaşılmaz risk tanımlamalarının" sağlık çalışanlarına şiddet olarak dönebileceğini vurguladı:

"Buradaki eksikliğin tek sorumlusu hükümettir. Hekimler ve sağlık çalışanları, elinden geleni yapıyor ve bu sürecin en ağır yükünü taşıyor. Toplumun, hakkına sahip çıkmasını ve bu hakkı hükümetten talep etmesini bekliyoruz biz."

"Eleme neye göre yapıldı?"

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu İkinci Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan'ın da sağlıkta şiddet konusunda benzer bir endişesi var.

Eryazğan, "Bakanlığın elemeyi neye göre yaptığı halen belirsiz. Yıllardır astım hastasına, 65 yaş üstüne grip aşısı yaptık, şimdi de insanların böyle bir beklentisi var. Beklentiyle gelenleri, Bakanlığın ortada resmi bir yazısı yokken 'Sistem aşı vermiyor' diyerek geri gönderdiğinizde ne olacak?" dedi.

Eryazğan da sahadaki sağlık çalışanlarının korunabilmesi ve yurttaşların aşıya erişiminin kolaylaştırılması için grip sayının arttırılması gerektiğini belirtti ve "Kişilere SMS ya da e-Nabız ile aşıyı olup olamayacakları da direkt bildirilmeli. Yani kişi ikide bir aile sağlığı merkezine ya da hastanelere gidip 'Bir kontrol edeyim' diye gelmemeli" ifadelerini kullandı.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *