Tarımı desteklemekten çok tarımdan uzaklaştırma politikası uygulanıyor

Keleş, “Mazot, gübre, elektrik ve ilaç gibi girdileri yüzde 100 zamlanırken, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tarıma ayırdığı bütçenin azaldığını görüyoruz. Dolayısıyla tarımı desteklemeden çok tarımdan uzaklaştırma politikası uygulanıyor. Ülkemizde üretilen ürünlerin yurt dışından ithal edilmesi çiftçinin aşkını ve şevkini kırıyor. Örneğin; Bursa’daki bir yem fabrikası süt üreticilerinden yem karşılığında süt alıyor, ancak yıl sonunda süt üreticileri yem fabrikasına borçlu çıkıyor” şeklinde konuştu.

Ziraat Bankası, nasıl daha fazla faizli borç veririm politikası uyguluyor

“Sulu tarım ile uğraşan çiftçilerin yüksek meblağlarda enerji fatura borçları var” diyen Genel Başkan Keleş, “Her çiftçinin tarım kredi kooperatiflerine borcu var. 1881 yılında kurulan Ziraat Bankasının temel amacı; çiftçiyi desteklemek e güçlendirmekti, ama bugün ise çiftçiyi nasıl daha fazla sömürürüm, nasıl daha fazla faizli borç veririm politikası uyguluyor” ifadelerine yer verdi.

Ülkemiz birçok ürünü ithal eden bir ülke haline geldi

Türkiye’nin saman ithal eden bir ülke konumuna geldiğini belirten Keleş, “Ülkemiz dünyanın farklı ülkelerinden domates, patlıcan, biber ve birçok ürünü ithal eden bir ülke haline geldi. İktidar, neoliberal politikalar ile sermaye odaklı ve sermaye eksenli çalışmaya devam ediyor. Gittikçe yoksullaşan ve borçlandırılan halk artık nefes alamayacak duruma geldi” şeklinde konuşma yaptı.

Kuraklık olduğunda gıda savaşı başlayacak

Kuraklık konusuna değinen Tarım Orkam Sen Genel Başkanı Ahmet Keleş, konuşmasını şu sözcüklerle sürdürdü: “Birleşmiş Milletler, 2050 yılında yaşanacak büyük kuraklığı 2030 yılında olacağını açıkladı. Kuraklık olduğunda sebze olmayacak, tahıl ürünleri olmayacak, hayvanlar olmayacak, ormanlar daha hızlı yanacak. Dolayısı ile kuraklık olduğunda bir gıda savaşı başlayacak. Kuraklığı tüm yaşam alanlarının son bulduğu nokta olarak görmek lazım.” Özer Karınca