“Tarihin en büyük krizi yaşanıyor” 

Koç Holding Bilgi Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en ağır krizini yaşadığına dikkat çekti. KOBİ’ler için düzenlenen Kobiline’nin erişim, içerik, toplum, ticaretten oluşan dört ayaklı bir sistem olduğuna dikkat çeken Koç, “Girer girmez hemen para kazanmayı beklemeyin. Bu bir kültür değişimidir, birden bire meyve vermesini bekleyemezsiniz. İnternet dönüşümü yapan ülkelerde e-devlet, e-ticaret yapan ülkelerde güven sorunu yok. Güven sorunu niye yok dediğimiz zaman, bir sistem var, her şey şeffaf. Tüm ilişkiler ortada, saklı bir şey yok. Güvenin olmadığı yerde beyin göçü daha fazla oluyor. Beyin göçünde en üst sırada olmamız rastlantı değil. Güvensizlik ortamı bir gecede yaratılmadığı gibi güven ortamı da bir gecede gelmiyor” dedi.

Ali Y. Koç, “Tek kaynaktan iş "anlayışına dayanan Kobiline’in, finans, ithalat-ihracat, üretim ve hizmet sektörleri başta olmak üzere endüstrinin her kolunda faaliyet gösteren KOBİ'lerin gereksinimlerini karşılayacak biçimde tasarlandığını söyledi. 6 Haziran 2001 tarihinde faaliyete geçen platformun, KOBİ'lerin, yeni ekonomi fırsatlarından yararlanabilmesini, interaktif hizmetlerle rekabet gücünü artırabilmesini ve uzun vadede, gerek yerel, gerekse uluslararası pazarlarda ticaret yapabilir hale gelmesini hedefliyor. Koçbank Genel Müdürü Halil Ergür ise konuşmasında, Gaziantep'in kriz dönemini çok farklı şekilde yaşadığı yolunda bilgi aldığını belirtti.

Gaziantep’in yeni dönemin icaplarını yerini getirerek kendini geliştirdiğini ve faaliyetlerini başarılı şekilde sürdürdüğünü vurgulayan Ergür, “Türkiye 1970’lerden bu yana neredeyse her iki yılda bir kriz yaşamakta ve her krizden olumsuz etkilenmektedir. Krizden çıkamayacağız ümitsizliğiyle zor dönemler geçirmekteyiz. Fakat her krizden de çıkıyoruz. Son kriz diğerlerinden biraz farklı oldu. Çünkü kriz öncesinde beklentilerle olumlu geçen bir süreç yaşadık. 1999’un sonlarına doğru açıklanan program, çok tutarlı ve iyi hazırlanmış bir programdı. İç ve dış piyasalarda Türkiye’nin geleceği ile ilgili olumlu gelişmeler oluştu. 2000 Yılı’nın başında da ekonomi iyi bir tablo çiziyordu. Döviz kurları Merkez Bankası'nın açıklamış olduğu program altındaydı. İleriye dönük olumlu beklentilerle, finans maliyetinin bu şekilde düşmesiyle tüketimin önü açıldı. İnsanlar uzun vadeli krediler kullanıp bu kredilerle ihtiyaçlarını görmeye başladılar.

Tüketimin açılmasıyla üretim önemli ölçüde artmaya, fabrikalar tam kapasite çalışmaya başladı. Tüm bu değişimler Türkiye’de olumlu bir hava oluşmasına neden oldu. Bu ilk programın iki tane önemli performans kriteri vardı. Bunlardan bir tanesi enflasyonun düşürülmesi, diğeri ise yapısal reformların gerçekleştirilmesiydi. Özellikle 2000 yılının ilk 6 ayında oluşan olumlu hava enflasyonun da hızlı şekilde düşmesine yol açtı. 2000 Yılı’nda Haziran ayı enflasyonu yüzde 1’in altındaydı.