ANASAYFA arrow right Yaşam

Tacize, istismara maruz kalıyor ve çocuk yaşta evlendiriliyorlar

Tacize, istismara maruz kalıyor ve çocuk yaşta evlendiriliyorlar
YAYINLAMA: 13 Ekim 2020 / 21.04
GÜNCELLEME: 13 Ekim 2020 / 21.13
Eğitim Sen Gaziantep Şube Kadın Sekreteri Elif Söyleyici, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla açıklamada bulundu.

Dünyanın her yerinde yaşanan savaşlar nedeniyle yerinden yurdundan edilen okul çağındaki çocukların çalışmak zorunda bırakıldığını, çalışma ortamlarında tacize, istismara maruz kaldığını ve çocuk yaşta evlendirildiklerini belirtti.

Söyleyici, “Çocukların korunması ve güçlendirilmesi sorumluluğu tüm toplumundur. Devletler kamusal sorumlulukları gereği yoksullukla ve çocuk işçiliği ile etkin mücadele etmelidir. Eşitliğin sağlandığı, cinsiyet ayrımının olmadığı bir toplum ancak bilimsel ve eşitlikçi bir eğitim sistemiyle mümkün” dedi.

Ev işlerinin orantısız yükü kız çocukların omuzlarında

“UNİCEF Raporuna göre, ev işlerinin orantısız yükü kız çocukların omuzlarına erken yaşlarda biniyor” diyen Söyleyici, “5 ile 9 yaş arasındaki kız çocuklar ev işlerine kendi yaşıtları erkek çocuklara göre yüzde 30, yani günde 40 milyon saat daha fazla zaman harcıyor. Kız çocukların yaşı ilerledikçe iş yükü de artıyor. Örneğin 10-14 yaşlarındaki kız çocuklar ev işleri için erkeklere göre yüzde 50 ya da günde 120 milyon saat daha fazla zaman harcıyor. UNİCEF verilerine göre, ücretsiz ev işlerinin aşırı yükü erken çocukluk döneminde başlıyor ve kız  çocuklar ergenliğe doğru ilerlerken ağırlaşıyor. Sonuçta bu çocuklar öğrenme, büyüme ve çocukluklarını yaşama açısından önemli fırsatlardan yoksun kalıyor. İş yükünün çocuklar arasındaki bu eşitsiz dağılımı aynı zamanda toplumsal cinsiyet kalıplarını da kalıcılaştırarak kadınlara ve kız çocuklarına kuşaklar boyu süren ağır yükler getiriyor” ifadelerini kullandı.

1,1 milyar kız çocuğunun önündeki engeller kaldırılmalı

Söyleyici, “UNİCEF tespitine yola çıkıldığında, kız çocuklarının karşı karşıya oldukları sorunların nicel ifadesi, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili sürdürülebilir kalkınma hedefinin gerçekleştirilmesi ve dünyadaki 1,1 milyar kız çocuğunun önündeki engellerin ortadan kaldırılması yolunda atılacak ilk kritik adımdır.   

Bugün, baktığımız her veri kız çocuklarının sistematik olarak ayrımcılığa uğradığını, insan olmaktan kaynaklanan haklara erişemediğini göstermektedir. 15-19 yaşları arasında bulunan her dört kız çocuğundan biri ne okulda ne de işte bulunmaktadır. Bu oran erkek çocuklar arasında 10’da birdir. Bu rakamlar dahi kız çocuklarının maruz kaldığı ayrımcılığı gözler önüne sermekte” değerlendirmesinde bulundu.

Pandemi süreci eşitsizliği daha da derinleştirdi

Pandemi sürecinin hem eşitsizliği daha da derinleştirdiğini hem de kız çocuklarının daha fazla dezavantajlı duruma düşmesine neden olduğu tespitini yapan Eğitim Sen Gaziantep Şube Kadın Sekreteri Elif Söyleyici, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Pandemi sürecinde artan ev içi sorumluluklar, yoksulluk, cinsiyete dayalı şiddet en çok kız çocuklarını etkilemektedir. Okullar çocukların korunmasında en önemli kamusal denetim araçlarından biridir. Bunun devreden çıkmış olması özellikle kız çocuklarına dönük şiddet ve istismarla mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Yüz yüze eğitime acilen geçilmesi talebinin pek çok nedeninden bir tanesi de bu.”

11 milyon kız çocuğu okula dönememe riski ile karşı karşıya

Küresel salgının kız çocuklarının eğitim hakkını ciddi şekilde tehdit ettiğine dikkat çeken Söyleyici, “UNESCO verilerine göre, dünyada 743 milyon kız çocuğu okula gidemiyor; okula gidemeyen bu çocuklar ailelerinin işlerine yardım ediyor, kardeşlerine bakıyor, tarlada çalışıyor. Bu durum okulların tekrar açılacağı dönemde ise kız çocuklarının okula dönüş oranlarının düşeceğine de işaret etmektedir. Birleşmiş Milletler, pandemi sonrasında 11 milyon kız çocuğunun okula dönememe riski ile karşı karşıya olduğunu ifade etmekte ve bununla ilgili mutlaka önlem alınması çağrıları yapmakta” şeklinde konuştu.  Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *