ANASAYFA arrow right Ekonomi

Son 5 yılda, buğday ekim alanı, üretim ve verim azaldı

Son 5 yılda, buğday ekim alanı, üretim ve verim azaldı
YAYINLAMA: 13 Eylül 2020 / 19.56
GÜNCELLEME: 13 Eylül 2020 / 20.49
Toprak Mahsulleri Ofisi, 25 Ağustos tarihinde 500 bin ton buğday ile 60 bin arpa ithalatı için ihaleye çıktı

Son 5 yılda Türkiye’nin buğday ekim alanının, üretiminin ve veriminin azaldığını belirten Türk Tarım Orman Sen Gaziantep Şube Başkanı Cuma Erol, 2015 yılında 78,6 milyon dekar olan buğday alanının 2019 yılında 68,5 milyon dekara gerilediğini söylerken, “Buğday verimi 2015 yılında 287 kilogram iken 2019 yılında 278 kilograma gerilemiştir. 2015 yılında 2,6 milyon ton olan buğday üretimin 2019 yılında 19 milyon tona geriledi” şeklinde konuştu.

TMO’nun ithalata devam etmesi mümkün değil

Hatırlanacağı üzere; 16 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile TMO’ya 1 milyon ton buğday ve mahlut, 700 bin ton arpa ithalat yetkisi verildiğini hatırlatan Başkan Erol, “Bunlara ilave olarak Toprak Mahsulleri Ofisi; Resmi Gazete’de 18 Nisan 2020 tarihinde yayımlanan ‘Hububat ve Bakliyat İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı’nın ardından; ‘Türkiye`de hububat ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin sıfırlandığı ya da TMO’ya yeni ithalat yetkileri verildiği" şeklinde yanıltıcı ve yanlış yorumların yapıldığı yönünde kamuoyuna açıklamalar yapmıştı. Yapılan açıklamalarda; TMO stoklarında piyasalarda istikrarı sağlayacak miktarda ürün bulunduğu ve yaklaşan hasat dönemi de dikkate alındığında hububat piyasalarında arz yönüyle herhangi bir sıkıntının öngörülmediğinin de altı çizilmişti. Bu açıklamaya rağmen TMO’nun ithalata devam etmesini anlamak mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Üreticinin, tüccarın ve stokçunun elinde  ne kadar buğday olduğu belirsiz

Erol, 2020 yılı TÜİK tahmininde buğday üretiminin 2019 sezonuna göre yüzde 7,9’luk artışla 20,5 milyon ton olacağı öngörüldüğünü ancak Türkiye genelinde hububat hasadı neredeyse tamamlandığını, TMO’nun geçen altında alım yaptığına işaret etti. “Beklenen artışın miktar olarak yaşanıp yaşanmadığı açıklanmamışken, üretimde beklenen artışın olmadığı aksine düşüş olduğu alınan son kararlarla anlaşılabilir. Diğer yandan TÜİK’in tahminlerine göre 19 milyon ton olan yurt içi buğday tüketiminin üstünde 20,5 milyon ton üretim bekleniyorken tüketimin üstünde bir üretim hedeflenirken TMO’nun piyasayı reğüle etmek amacıyla buğday ithal etmesi TÜİK’in tahminleri konusunda bir çelişki oluşturuyor. Ayrıca üreticinin, tüccarın, stokçuların elinde ne kadar buğday olduğu da halen belirsizliğini korumaktadır. Bu durumda asıl stokçularla mücadele etmek yerine üreticiyi stokçulukla suçlamak kabul edilemez bir yaklaşım” dedi.

İthalata dayalı politika seçeneğinden derhal vazgeçilmeli

Türk Tarım Orman Sen Gaziantep Şube Başkanı Cuma Erol, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarım ve Orman Bakanlığı ile TMO’nun görevi; girdi maliyetlerini azaltmak, uygun kredi koşullarını yaratmak, zamanında maliyetlerin üstünde çiftçi kârını da gözeten taban fiyatları açıklamak ve yeterli alımı yapmak, çiftçi desteklemelerini artırarak ve zamanında ödeyerek buğday dahil tahıl üretim alanı, verim ve üretim miktarını artırmak olmalıdır. Maalesef görünen Türkiye 2020 yılında da ‘İthal buğday bolluğu olan ülke’ olarak anılmaya devam edecektir. İthalata dayalı bu yanlış politika seçeneğinden derhal vazgeçilmelidir. Yerli ve milli tarım üretimle olur, ithalatla değil.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *