‘Şiddet görmüş, tehdit edilmiş her kadın gibi korkuyorum’

Can güvenliğinin olmadığını, kocasının cezaevinden çıktığında kendisini öldürmesinden korktuğunu dile getiren Ateş, “Ben her an, he dakika  çıkar mı diye düşünüp,  korkuyorum. İster istemez 'beni bu hale getiren insan acaba gelip beni öldürür mü' diye düşünüyorum. Artık ona güvenmiyorum. Can güvenliğim yok. Şiddet görmüş, tehdit edilmiş her kadın gibi korkuyorum. Onun en ağır cezayı almasını istiyorum. Başka  bir şey istemiyorum. Kendim için adalet istiyorum. Müebbet verilsin ki, bir daha gelip bunu yapamasın. Görüyoruz öldürüyorlar ve iki ya da üç ay sonra serbest kalıyorlar. Ben aynı şeyi yaşamak istemiyorum. Yaşadığım bu işkencenin, şiddetin devamının gelmesini istemiyorum. Benim bunları yaşadığım gün de bile iki kadın daha öldürüldü. Buna bir dur denilsin artık. Adalete güveniyorum. İnşallah ağır bir ceza verirler. Buradan devlete sesleniyorum, ne olur en ağır cezayı verin” diyerek yaşadığı şiddete sessiz kalınmaması ve fail erkeğin ağır şekilde cezalandırılması çağrısında bulundu.

Koca cezaevinde ama…

Kadına yönelik şiddet olayları her geçen gün artarken, failler cezasız bırakılıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformun (KCDP) verilerine göre, sadece mayıs ayında 21 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Şiddet ve cinayet olaylarında erkeklerin uyguladıkları şiddet karşısında öne sürdükleri gerekçeler ise yargı tarafından 'iyi hal' indirimleri uygulanarak şiddet ve cinayetler meşrulaştırılıp, sistematik hale getiriliyor. Emmun Ateş, kocası tarafından defalarca fiziksel şiddet, darp ve bıçak darbeleriyle öldürmeye teşebbüs edildiğini ve 2 Haziran gözaltına alınan Turgut Ateş, 3 Haziran tarihinde mahkemeye kararıyla tutuklandığını söyledi.

‘Ben de iki çocuğum için boşanmak istemedim’

Gördüğü şiddet nedeniyle boşanma kararı aldığını, ancak çocukları için boşanmaktan vazgeçmek zorunda kaldığını ifade eden Ateş, “ İki çocuk annesiyim. Eşimle bundan 4 ay önce tartıştım ve ayrıldık. Boşanma kararı verdik. Oturup konuştuk, anlaştık ve boşanma kararı verdik. Yaklaşık 40 gün ailemin yanında kaldım. Daha sonra eşim geldi, benden özür diledi ve bana ‘seni seviyorum’ boşanmak istemediğin söyledi. Ben de iki çocuğum için boşanmaktan vazgeçtim. Daha sonra eve geldim. Bir süre aramız iyiydi. Bu dört ay içerisinde herhangi bir sorun yaşamadık" sözleriyle yaşadıklarını dile getirdi.

‘Öldüğümü sandı öyle gitti’

Bileğinden, kolundan, boğazından ve yüzünden darp aldığını söyleyen Ateş, maruz kaldığı sistematik şiddeti ise şu şekilde  anlattı: “Ta ki o güne kadar. O gün eşim ailesiyle tartışmış, daha sonra eve gelip benimle tartıştı. O gün tartıştığımızda çok sakin konuşuyorduk. Sonra eşim sesini yükselmeye başladı ve ses yükseldikçe yükseldi. Annemi aradı. ‘tartıştığımızı annene mi söyledin?’ dedi. Daha sonra elini cama vurdu. Ben o ara camları topluyordum. Daha sonra balkona gelip beni darp etti. Kafamı balkonun demir korkuluklarına defalarca kez vurdu. Beni saçımdan sürükleyerek balkondan içeriye getirdi. İçeride de şiddet uygulamaya başladı. Eline geçen meyve bıçağıyla yüzümün birçok yerine bıçak darbeleri attı. Ellerim ve kollarımın her yerinde bıçak darbeleri var. Daha sonra boğazıma bıçağı dayadı. Ben maruz kaldığım şiddetten sonra kendimden geçmişim. Öldüğümü sanarak bırakıp gitti. Son darbesi boğazımdı ve bıçak darbesi şahdamarıma milim kalmıştı. O gittikten sonra ben kendi çabamla dışarıya sürüklenerek komşulardan yardım istedim. Öyle kurtuldum.”

Fail, şiddeti ‘kıskançlık’ gerekçesini öne sürerek savundu

Kocasının mahkemede ‘kıskançlık’ gerekçesini öne sürerek uyguladığı şiddeti savunduğunu dile getiren Ateş, “Ben hastanedeyken o gözaltına alınmış ve gözaltındaki ilk sorgusunda ‘pişmanım, benim ailemle hiçbir sorunum olmadı’ demiş. Bir süre sonra savcı ifadesini tekrar almış ve bu kez de ‘ben sinir kriz geçirdim, kıskançlık krizi geçirdim’ diye ifade vermiş. İfadesinde beni öldürme girişimini 'kıskançlık krizi' olarak anlatmış. Beni bu hale getirmesi bir 'kıskançlık krizi' değildi. Ortada hiçbir şey yoktu. Bir kadın, kıskançlık dahi olsa bu hale gelmeyi hak etmiyor. Hiçbir kadın değil, hiçbir insan hak etmiyor.  Boşanmak isteyebilirsin, ama cezası bu değil” diye konuştu. Esra Aydın