ANASAYFA arrow right Güncel

'Seçim ekonomisine geçilmesiyle birlikte üç haneli enflasyonu görebiliriz'

YAYINLAMA: 26 Eylül 2022 / 15.53
GÜNCELLEME: 26 Eylül 2022 / 15.53
Gelecek Partisi'nin Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota, Ocak ayından itibaren iktidarın seçim ekonomisine geçiyle birlikte enflasyonun üç haneye çıkabileceği uyarısını yaptı.

Türkiye ekonomisi sancılı bir süreçten geçiyor, artan enflasyon beraberinde ciddi yoksulluk getiriyor. Seçim sürecine girilmişken iktidardan acıyı hafifleten pansuman adımları geliyor. Peki muhalefet partileri ne yapıyor? Ekonomik krize çözümleri ne? Enflasyonla nasıl mücadele edecekler? Yoksulluğu nasıl azaltacaklar? Konut krizine çözümleri ne? Emeklilikte yaşa takılanlar için ne düşünüyorlar? İşsizliğe çözümleri ne olacak? 

Bu soruları Türkiye’de iktidar olmaya aday partilerle + Gerçek’te haftalık olarak konuşacağız. İlk konuğumuz Gelecek Partisi ekonomi kurmaylarından Kerim Rota. 

Gelecek Partisi'nin ekonomi programını incelediğimizde enflasyonist mücadele yapılacağını söylüyorsunuz. Ne anlamamız gerekiyor bu enflasyonist mücadeleden?

Enflasyon mücadele merkez bankasının temel tek görevi. Bizim enflasyonla mücadeleden anladığımız aslında Türkiye’nin yüzde 5 ve altında enflasyona kalıcı olarak geçmesi ve sürdürülebilir yüzde 5-6’lık enflasyon. Enflasyon 1965’ten beri düzgün ölçülüyor. 1966-68 arasında düşük enflasyon olmuş ancak o zamandan beri bu hiç gerçekleşmemiş. O zamandan bu yana hiç gerçekleşmemiş. Türkiye 1970’lerden sonra yüksek enflasyon patikasına oturdu. Şimdi de aynı risk var. Yüzde 20’den yüzde 80’e çıkan enflasyon tehlikeli. Buna dur demezseniz iş daha kötü yerlere gider. 

“OCAK AYINDA SEÇİM EKONOMİSİNE GEÇİLMESİYLE BERABER ÜÇ HANELİ ENFLASYONU GÖREBİLİRİZ”

Tehlikeli bir patikadayız diyorsunuz, yani üç haneli enflasyon görür müyüz?

Evet, bu anlayışla görürüz. Zaten üretici fiyatlarında de gördük. Gelecek ocak ayından seçim ekonomisi güdülecekse bunu görmememiz için sebep yok. O nedenle biz enflasyonu temel ekonomik meselelerden biri olarak gördük, programda da yer verdik. En önemli ayak para politikası, sonra maliye politikası. 

Peki ne yapacaksınız bu ayaklarda? Örneğin para politikası cephesinde faiz artışı beklemeli miyiz?

Evet, mutlaka beklemeniz lazım, bir faiz artışı gerekiyor. Ancak şunu belirtmeliyim, faiz artırmak demek, Türkiye’de uygulanan faizlerin artışı anlamına gelmeyebilir. Şunu kast ediyorum: Şu anda Merkez Bankası faizi yüzde 12. Merkez Bankası faizi 12 iken kredi faizleri iki hafta önce 40’lardaydı. Merkez Bankası'nın itibarlı olması, kendi faiziyle orta ve uzun vadeli faizi etkilemesi ve kendi politika faizi etrafına tüm faizlerin şekillenmesini sağlar. Bu yapılamadığında istediğiniz kadar "ben faizi düşük tutuyorum" deyin toplumu vatandaşı yüksek faize mahkum ediyorsunuz. 

“İKTİDAR OLDUĞUMUZDA EN AZ YÜZDE 10’LUK BİR FAİZ ARTIŞI YAPACAĞIZ”

Buradan devam edelim, diyelim ki bugün seçim oldu ve siz parti olarak ekonomiyi devraldınız. Şu an faiz yüzde 12. Ne kadarlık bir artış yaparsınız?

10 puanlık bir faiz artışı bence yeterli olur, yani yüzde 22-25 düzeyi. Burada şöyle bir ilginç nokta var. İtibarlı Merkez Bankası ve itibarlı hükümetlerle ancak bu seviyede tutulabilir. Bugün örneğin AKP faizi yüzde 25’e çıkarsa da enflasyon konusunda aynı başarıyı elde edemez. Bunun için iyi bir toplumsal uzlaşı ve kredibiliteyle gelmesi gerekiyor. Ardından topluma mesaj vermemiz lazım. İki yıl sonra enflasyon beklentilerine bakmak lazım, o da yüzde 25’lerde olacaktır. İşte bu, ancak belirttiğim seviyede bir faiz artışıyla bu sağlanır. 

"TEK HANELİ ENFLASYON İÇİN EN AZ İKİ YIL GEREKLİ" 

İktidardasınız ve faizi artırdınız. Enflasyonu da şu anki haliyle devraldınız yani yüzde 80. Hedeflemeniz ne olacak bu durumda? 

Yüzde 80’ele aldığımızı varsayıyorsak, bence tek haneye gidebilmek için en az iki seneye gerekiyor. Geçen yıl bu zaman bunu konuşuyor olsaydık çok rahat bir yıl derdim. Geçen yıl bu zamanlarda yüzde 18 enflasyonla bunu konuşuyor olurduk. Bu iki yılın ilk yılı toplumsal uzlaşıyı toplamakla geçebilir. 

Hükümet faiz artışının gerekçesi olarak  ihracatta Çin modeli dediği ve liranın değer kaybına dayanan modelle gitmişti. O zaman bu model terk edilecek , peki  ihracat ne olacak?

Şu anki ekonomi yönetiminin uyguladığına model demek iltifat olur, buna girişim diyorum ki  çoktan başarısız oldu. Bu aslında 21 Aralık’ta, Kur Korumalı Mevduat Hesabı'nın (KKM) ilanıyla başarısız oldu. Bu başarısız politikaya bir devlet garantisi verildi, onunla bu günlere ülke taşındı. Değindiğim, faiz artışı, güven artışını sağlayacak, ardından yabancı sermaye girişi olacak, yani Türkiye’ye birkaç sene nefes aldıracak bir dönem. İhracattaki duruma bakarsak, Türkiye ucuz ve katma değeri olmayan bir ihracat yapıyor. Rekabetçiliğini kaybediyor. Kur bu kadar artmasına karşın ÜFE ile bakarsak reel kur endeksi 2021’in başından daha geride. Şu anda ihracatçının rekabetçiliği kalmadı. Kurun yüzde 30-35 artacak ki geçen yılın 21 Aralık seviyesine gelebilsin. 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *