Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Türkiye’de bölgeler, iller, ilçeler, mahalleler hatta okullarda ve okul içindeki şubeler arasında bile eğitime erişimde hem nitelik hem de nicelik olarak ciddi farklılıklar var. Salgın süreci ile birlikte eğitimde var olan eşitsizlikler daha da derinleşti” dedi.
Uzaktan eğitime erişen, kısmen erişen ve hiç erişemeyen
“UNICEF, dünyada 1,5 milyar öğrencinin salgından olumsuz etkilendiğini ve 463 milyon öğrencinin ise uzaktan eğitime erişim için gerekli cihazlara ve imkanlara sahip olmadığını açıklamıştır” diyen Parlakçı, “Türkiye'de en az 6 milyon öğrencinin uzaktan eğitim için gerekli cihazları, başta internet erişimi olmak üzere gerekli imkanlara tam anlamıyla sahip olmadığı görülmüştür. Türkiye’de bir tarafta hem tablete, hem bilgisayara hem de akıllı telefona erişen öğrenciler, diğer tarafta herhangi bir cihaza sahip olmadığı için akşam babasının ya da annesinin eve gelmesini bekleyen ve onun cep telefonundan internete girmeye çalışan, hatta evinde televizyonu olmayan olsa dahi kalabalık hanede yaşadığı için televizyon önceliği olmayan öğrenciler bulunmaktadır. Pandemi sürecinde öğrencilerimiz, uzaktan eğitime erişen, kısmen erişen ve hiç erişemeyen şeklinde sınıflara ayrılmış, özellikle yoksul emekçi çocukları, özel eğitim kapsamındaki çocuklar, tarım işçisi çocuklar, anadili farklı olan çocuklar ve dezavantajlı gruplar uzaktan eğitime ulaşamamış, sistemin tamamen dışına itilmişler” tespitini yaptı.
Özel okul sayısının toplam okul sayısına oranı yüzde 20’ye ulaştı
Parlakçı, “Devlet okulları sorunlarla boğuşurken, 2020-2021 eğitim öğretim yılında kamu kaynaklarından özel okullara yapılacak teşvikler açıklanmıştır. 2020-2021 eğitim öğretim yılında destekler ilkokul 3. ve 4. sınıf, ortaokul 7. ve 8. sınıf ve ortaöğretim 10., 11.,ve 12. sınıf okul kademelerinde öğrenim gören öğrenci başına okullara verilecektir. Buna göre; İlkokul 3 ve 4. Sınıf öğrencileri için öğrenci başına 4 bin 165 TL; Ortaokul 7. ve 8. Sınıf öğrencileri için öğrenci başına 4 bin 849 TL; Ortaöğretim 10., 11., ve 12. Sınıf öğrencileri için öğrenci başına 4 bin 849 TL ödeme doğrudan kamu kaynakları üzerinden yapılacaktır. Son 18 yılda bu konuda önemli adımlar atılmış, bugün itibariyle Türkiye’de özel okul sayısının toplam okul sayısına oranı yüzde 20’ye ulaşmıştır. Velilerin çocuklarını özel okullara yöneltmesinde devlet okullarının 4+4+4 nedeniyle yaşadığı ağır tahribatın, özellikle devlet okullarında yaygınlaşan yoğun dinselleşme pratiklerinin belirleyici olduğunu belirtmek gerekir. Zorunlu-seçmeli din dersleri, aşırı kalabalık sınıflar, öğretmen yetersizliği, fiziki koşullar vb gibi pek çok neden birçok velinin çocuğunu özel okullara yönlendirmesini beraberinde getirdi” şeklinde konuştu.
Eğitim emekçilerine yönelik aşılama çalışmalarına başlanmalı
Parlakçı, “Başlatılan aşı çalışmasında sıranın ne zaman öğrencilere ve eğitim emekçilerine geleceği ise tam bir muammadır. MEB, başlayan aşı sürecinde öğrencilerin, velilerin ve eğitim emekçilerinin taleplerini duymazlıktan gelmeye devam ediyor. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “İkinci yarıyılda yüz yüze eğitimi başlatma yönünde ilkesel bir yaklaşıma sahibiz” açıklaması yaparken bile eğitim bileşenlerinin görüşlerine başvurulmamış, demokratik katılım mekanizmaları işletilmedi. Bu durum, eğitim öğretim yılının ikinci döneminde de biriyle çelişen kararlar alınarak, eğitimin içinden çıkılmaz bir hale sokulacağının ve öğrencilerimizin geleceği ile oynanacağının göstergesi. 2020-2021 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde yüz yüze eğitimi başlatmayı düşünenler, demokratik katılım mekanizmaları oluşturulmalı. Eğitim emekçilerinin aşı takvimindeki yeri gözden geçirilerek bir an önce kamuoyuna açıklama yapılmalı ve yeni döneme başlanmadan eğitim emekçilerine yönelik aşılama çalışmalarına başlanmalı” çağrısında bulundu.
MEB, sorunları çözümü için gerekli adımları atmadı
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı: “2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitim alanında yaşanan gelişmeler, MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek için gerekli adımları atmadığını göstermiştir. Pandemi nedeniyle uygulanan uzaktan eğitim ile ilgili sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değil” Fatma Karabacak