ANASAYFA arrow right Yaşam

Sağlık emekçileri, umutlarının boşa çıkarılmasından bıktı

Sağlık emekçileri, umutlarının boşa çıkarılmasından bıktı
YAYINLAMA: 14 Mart 2021 / 19.18
GÜNCELLEME: 14 Mart 2021 / 20.29
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Gaziantep Şubesi’nden, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle yapılan açıklamada, “Pandemi yönetimi nedeniyle 3 Mart 2021 tarihi ile fiilen çalışma yaşamında olan 371 sağlık ve sosyal hizmet emekçisi yaşamını kaybetti, yüz binlercesi de hastalandı” denildi

Şube Başkanı Ömer Kılıç, “Atama bekleyen binlerce sağlık emekçisinin ataması yapılmamakta, haksız, hukuksuz şekilde işlerinden edilmiş olan KHK’lı emekçiler işlerine iade edilmemektedir. Bu yanlış politikaların sonucunda sağlık emekçileri artık tükenmenin de ötesinde kendi yaşamlarına son vermektedir. Emekçiler verilen sözlerin tutulmamasından, ücretlerinin ve özlük haklarının iş yükü ve meslek risklerine OECD ülkeleri ile eşit seviyeye getirileceğine dair umutlanmaktan ve umutlarının boşa çıkarılmasından bıktılar” dedi.

Yaşamak istiyoruz diye çığlık attık haykırdık, sesimizi duyan olmadı

Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin uzun yıllar boyunca yaşadığı sorunların pandemi ile birlikte arttığını dile getiren Kılıç, “Pandemi yönetimi nedeniyle 3 Mart 2021 tarihi ile fiilen çalışma yaşamında olan 371 sağlık ve sosyal hizmet emekçisi yaşamını kaybetmiş ve yüz binlercesi de hastalanmıştır. Bizler ‘Yaşatmak ve için yaşamak istiyoruz’ diye haykırdık, çığlıklar attık, sesimizi duymak istemediler. Her gün üçer beşer ölmeye başladık. İş yerleri önünde, servislerde, Sağlık Bakanlığı önünde haykırdık. Bizleri duymadılar. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri vergi yükünün, enflasyon oranlarının altında ezildik ve ezildikçe de yoksullaştık. İnsanca yaşayacak, meslek riskimizi karşılayacak, yoksulluk sınırının üstünde temel ücret diye isyan edip çığlık attıkça performans ve ek ödemeler bizlere lütuf olarak sunuldu” eleştirisinde bulundu.

Ağır koşullar sonucunda sağlık emekçileri tükeniyor

Kılıç, “İş yükümüzün ağırlığının herkes tarafından kabul gördüğü bu süreçte hakkımız olan yıpranma payının tüm eki ve bütünlüklü verilmemesi, 3600 ek gösterge için verilen sözler, covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmemesi, farklı istihdam biçimleri ile çalıştırılıp farklı ücretlendirmenin iş barışını bozduğu da aşikardır. Uzun yıllardır sağlık ve sosyal hizmet alanında eksik personel ile çalışılıyor, bu yüzden de ağır iş yükü mobbing ve angarya yaşanıyor, pandeminin de koşulları ağırlaştırması sonucunda sağlık emekçileri tükeniyor” ifadesine yer verdi.

Yeni bir sağlık ve sosyal hizmet politikasına ihtiyaç var

Kliniklerin, yoğun bakımların, ameliyathanelerin, laboratuvarların, ambulansların ve eczanelerin iş yerleri değil, mezarları olduğunu anlatan Başkan Kılıç, “Bu duruma; bu ülkenin gerçek sendikaları, sağlık meslek örgütleri ve onların örgütlü gücü son verebilir. Bir bütün olarak Türkiye'de yaşayan yurttaşlar sağlıkta dönüşüm programının olumsuzluklarını, katkı katılım payları ilave ücretler ve her gün cepten yaptıkları harcamalarla yaşamaya devam ediyorlar. Pandemi sürecinde; sağlıkta dönüşüm programı ile vazgeçilmeye başlanan koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik yatırımların ne kadar hayati önemde olduğu görülmeye başlandı. Hastalıklar ve salgınlar ile uğraşmak yerine bunların önlenmesine yönelik çalışmaların daha ucuz, tüm toplum için elzem, fakat sermaye için kar getirmediği için tedavi edici çalışmalara yönelim olduğunu hep birlikte anladık. Bu nedenle de halkın ve alanda örgütlü sağlık ve emek ve meslek örgütlerinin hizmetlerinin planlanmasından, üretilmesine ve sunulmasına kadar tüm karar alma süreçlerinde etkin olarak yer aldığı yeni bir ya sağlık ve sosyal hizmet politikasına ihtiyaç var” diye açıklamada bulundu.

Covid-19’un meslek hastalığı sayılmasını istiyoruz

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ömer Kılıç, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Covid-19’un meslek hastalığı sayılmasını, şiddet, mobbing ve baskıların son bulmasını, performans, ek ödeme değil, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret, 3600 ek gösterge, fiili hizmet zammı, OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamının yapılmasını, haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin derhal göreve başlatılmasını, katkı katılım payları ve ilave ücretlerin kaldırılmasını ve sağlık ve sosyal hizmetlerinin planlamasından sunulmasına kadar emekçilerin örgütleri aracılığıyla, halkında merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dahil olmasını talep ediyoruz.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *