Merkez Bankası’nın geçen hafta ani şekilde enflasyon hedefini yükseltmesini, enflasyon hedefinden ciddi bir sapma olduğunun bir göstergesi olarak değerlendiren Alkin, “Öyle ki, yüzde 7.4 enflasyon hedefi, fiyat gelişmelerinin ışığında ‘hayal’ kıvamına gelmişti. Dolayısıyla söz konusu hedefin yüzde 8.9’a yükseltilmesi yıl sonunu çift haneli bir enflasyonla tamamlayacağımıza dair bir işaret oldu” dedi.
Uzunca bir süredir İTO’nun enflasyon rakamları ile TÜFE’nin açıkladığı rakamların eşgüdümlü bir seyir izlemediğini kaydeden Alkin şöyle devam etti:
“Temmuz ayına ait rakamlarda yeniden bir benzeşme ortaya çıktığını gördük. Ancak her zaman TÜFE rakamlarından yüksek çıkan İTO rakamları, nedense uzun bir süredir daha düşük açıklanıyor. Bu durum dikkatleri çekmiyor dersem yalan olur. Diğer taraftan temmuz ayına ait İTO geçinme endeksi yüzde 0.44 artarken TÜİK’in TÜFE’yi yüzde 0.58 olarak açıklamasının, revize edilmiş enflasyon hedefinin tutturulmasını kolaylaştırdığı söylenemez. Çünkü yüzde 8.9’luk hedefin tutması için yılın kalan döneminde her ay enflasyonun yüzde 0.55’in altında çıkması gerekiyor.
Ağustos ayında negatif bir enflasyon rakamı açıklansa bile eylül-aralık arasındaki dört aylık dönemin genellikle fiyatların yükseldiği aylar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Emre Alkin şöyle devam etti: “Buradan hareketle temmuz ayı enflasyonu beklenenden düşük çıktığı halde, yıl sonu hedefinin hala risk altında olduğunu söylemem yanlış olmaz. Daha rakam açıklanmadan ‘yıl sonuna kadar her ay enflasyonun yüzde 0.55 veya altında gelsin ki hedefler tutsun’ demiştim. Bunun hemen ardından TÜFE’nin bu hesaba çok yakın bir TÜFE oranı açıklaması manidar oldu diyebilirim. Demek ki birileri de bizim gibi hesaplayıp hedefin tutturulması için çalışıyor. Son olarak bu rakamlara bakarak Merkez Bankası’nın bir enflasyon indirimine gideceğini düşünmüyorum. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun bu ayki toplantısında faiz konusunda pas geçeceğini düşünüyorum.”
RSS