ANASAYFA arrow right Ekonomi

Politika faizi piyasa beklentisine paralel şekilde yüzde 10.25’ten yüzde 15’e çıktı

Politika faizi piyasa beklentisine paralel şekilde yüzde 10.25’ten yüzde 15’e çıktı
YAYINLAMA: 20 Kasım 2020 / 14.17
GÜNCELLEME: 20 Kasım 2020 / 14.17
PPK sonrasında “aslında bir faiz artırımı yapılmadığına” dikkat çeken ekonomistler uyarıyor: “Çok ciddi bozulmuş ekonomik göstergelerden dolayı köşeye sıkışmış bir iktidar, bu hamlelerle sorunları öteliyor.”

Merkez Bankası (TCMB), Naci Ağbal başkanlığındaki ilk toplantıda politika faizini piyasa beklentilerine paralel 475 baz puan artışla yüzde 15’e yükseltti. Ancak ortalama fonlama maliyetinin zaten yüzde 14.8 olduğu düşünüldüğünde, politika faizinin yüzde 15’e yükseltilmesinin ‘sınırlı bir artırım’ olduğu ve ancak kısa vadeli çözüm sunduğu belirtildi. 

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe, bu durumu “İçeride uygulanan fiyatı, dükkânın camına da yazmış oldular” şeklinde yorumladı. Uzun vadede ise serbest piyasa ilkelerine uygun, öngörülebilir iktisat politikalarına ve hukuk reformuna ihtiyaç duyuluyor. Karar öncesinde 7.73 seviyesindeki dolar/TL, 7.5320 seviyesine kadar geriledi. Ancak yeniden 7.64’ü aştı. 

Ekonomist Mahfi Eğilmez, kurdaki bu hareketi “Merkez’in ortalama faizi zaten yüzde 15 idi. Piyasa bu artışın gerçekte bir artış olmadığını anlayınca kur yine yükseldi” şeklinde değerlendirdi.

‘Köşeye sıkışmışlardı’

Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yalçın Karatepe, söz konusu faiz artırımının piyasalara “sizinle uyumlu çalışacağız” mesajı olduğunu aktardı. Karatepe, geçen hafta ekonomi yönetiminin değişmesi, Erdoğan’ın dahi “piyasa dostu” sayılabilecek mesajları ve dün yapılan faiz artırımını “zihniyet değişimi değil, çok ciddi bozulmuş ekonomik göstergelerden dolayı köşeye sıkışmış bir iktidarın, bu hamlelerle sorunları bir süre daha ötelemeye çalışması” olarak gördüğünü dile getirdi.

Belirsizlik sürüyor

Ekonomist Uğur Gürses ise “Mevcut enflasyon karşısında bu artırım yeterli değil” diyor. “Sevinen bir piyasa var ama geleceğe yönelik belirsizlikler sürüyor” diyen Gürses, “Belki bugün politika faizi yüzde 17’ye çıksaydı, o zaman hakikaten enflasyon konusunda ciddi olduğunu gösteren bir Merkez Bankası olduğunu ve siyasetçileri dinlemediğini düşünürdük. Ancak Merkez, gelecek aylarda enflasyona ilişkin ne yapacağını söylemiyor, yine ‘Cumhurbaşkanına sorarız’ fotoğrafı var” diye konuştu. 

Hem Karatepe hem Gürses, mevcut ekonomik sorunların üzerinden faiz artırımıyla çıkılamayacağının da altını çiziyor. Gürses, “hukuk reformuna” dikkat çekerken Karatepe ise “TL’ye duyulacak güveni, faizi yüzde 15’e çıkartarak sağlayamazsınız. Bütün sorumluluğu Merkez’e yıkarak Türkiye’nin düze çıkmasını beklemek fazla iyimser olur” diye konuştu.

Merkez’den itiraf metni

Merkez’in dünkü PPK sonrası yayımlanan metninde “Kasıma ilişkin takip edilen veriler, enflasyonda döviz kuru oynaklığı kaynaklı bir yükselişe işaret ediyor” denildi. Metinde ayrıca, ekonomiye ilişkin daha önce resmi ağızdan dillendirilmeyen söylemlerin yer alması da dikkat çekti. 

Metinde “Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir” denildi. İktisatçı Hayri Kozanoğlu, “Merkez Bankası metni sanki ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ “tezini çürütmek için kaleme alınmış” değerlendirmesini yaptı.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *