ANASAYFA arrow right Ekonomi

Piyasalar faiz kararını bekliyor: Dolar, 7,68, euro 8,96 seviyesinde

Piyasalar faiz kararını bekliyor: Dolar, 7,68, euro 8,96 seviyesinde
YAYINLAMA: 24 Eylül 2020 / 16.07
GÜNCELLEME: 24 Eylül 2020 / 16.07
İç piyasada Merkez Bankası'nın bugün açıklayacağı faiz kararı yön belirleyici olarak izleniyor. Dolar 7,7186 seviyesiyle rekor kırarken, güne bu seviyenin altında başladı.

Gelişmekte olan ülke para birimleri genelinde riskten kaçış kaynaklı dolara küresel yönelim nedeniyle değer kayıpları belirginleşmiş durumda.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yükselen enflasyona rağmen politika faizinde bir artışı bu ay da tercih etmeyeceğine ilişkin endişeler TL’de satış baskısı yaratıyor.

Asya borsaları ABD borsalarındaki sert düşüşü takiben gerilerken, ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin uyarıları ekonomideki toparlanmanın dayanıklılığına dair endişeleri tekrar gündeme getirdi.

Fed yetkilileri, maliye politikası kanalıyla ekonomiye ek destek çağrısında bulunurken Avrupa’da Coronavirus vakalarındaki artışın yatırımcıları güvenli liman varlıklara sevk etmesi sonucu doların yükselmeye devam edeceği tahmin ediliyor.

Euro, dolar karşısında Asya piyasalarındaki işlemlerde dün test ettiği iki ayın en düşük seviyesinin biraz üzerinde 1,1671 dolarda seyretti.

Dolar/TL 7,7186 seviyesi ile rekor kırarken güne bu zirvenin hemen altından başladı. Dolar, 7,68 seviyesinden işlem görürken, euro ise 8,96 seviyesinde. 

Kur neredeyse her gün yeni bir zirveyi görüyor. Yılbaşından bugüne bakıldığında TL’deki kayıp yüzde 22 ile benzer para birimleri arasında en üstlerde bulunurken son beş yıla bakıldığında ise TL yüzde 60’ın üzerinde kayıpla benzer para birimleri arasında açık ara en çok kaybeden para birimi oldu.

Reuters’ın 17 kurumun tahminleriyle yaptığı ankette medyan beklentisi TCMB’nin politika faizini yüzde 8,25’te sabit tutacağına işaret ediyor. 17 katılımcıdan 14’ü ise politika faizinin sabit tutulacağını öngörüyor.

TCMB’nin piyasaya sağladığı ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti 16 Temmuz’da politika faizinin 90 baz puan altına yani yüzde 7,34’e kadar gerilemişti. TCMB, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizleri sabit tutmasına karşın likidite sıkılaştırma adımlarıyla fonlama maliyetini yüzde 10,65’e kadar çıkardı.

PPK’nın haftanın en önemli gündem maddesi olarak görülmesinin nedeni TL’de yeni ve kuvvetli değer kayıpları getirebileceği endişesi.

Yapılan sıkılaştırmalara rağmen mevcut ve ileri dönük enflasyon beklentilerinin de altında kalan para politikası sıkılığının, başta lokaller olmak üzere dövize yeni bir yönelim getirip getirmeyeceği izleniyor. Lokallerin altın dahil döviz mevduatları ise 218,7 milyar dolar ile yeni tarihi zirvede.

Bir bankanın Hazine yetkilisi, “Bugünkü faiz kararı TL’nin seyri, TCMB’ye Türkiye’nin ekonomi politikalarına bakış açısı hakkında önemli bir gösterge olacak. Beklentim ekonomi yönetiminin tercih ettiği politika setinde bugün kapsamlı değişiklik yapılmayacağı, dolayısıyla faizlerin sabit tutulacağı yönünde. Yabancı açısından görüş net. Yabancılar reel faiz ödeyecek bir TL faiz politikası benimsenmediği sürece Türkiye’ye geri gelmiyor. Ancak içeride farklı bir durum söz konusu. Bugünkü faiz kararı lokallerin daha fazla dövize yönelimini beraberinde getirmesi ihtimali taşıyor” dedi ve ekledi:

“TL mevduat faizi temmuz başından bugüne yüzde 7-9 bandından yüzde 13’lere kadar kadar yükseldi. Ancak net TL getirisi hala enflasyona kıyasla pozitif ya da özendirek seviyeler değil. O yüzden bugün TCMB kararı lokkallerin döviz talebine etkisini yakından izleyeceğiz. TCMB faizi sabit tutar ve bu lokaller açısından bir yönelim getirirse belki TCMB’den bağımsız, bankalar aracılığıyla dövize yönelimi adımları görebiliriz. Bu piyasa açısından şaşırtıcı olmaz. Son dönemde kamu bankalarının TCMB’den daha güçlü sıkılaştırma uygulayabildiklerinin örneğini gördük” dedi.

Siyasetin politika faizi artışlarına sıcak bakmaması ve geçmişte faiz nedeniyle TCMB’de başkan değişikliği yaşanmış olması nedeniyle, bankanın daha fazla sıkılaştırma için faiz koridorunun üst bandında bir artış yapabileceği piyasadaki beklentiler arasında.

Reuters anketinde ise bu konuda bir medyan beklentisi oluşmadı. Ancak TL’deki değer kaybını azaltabileceği için bu adım politika faizi artırmadan sıkılaştırmayı belirginleştirebilecek bir ihtimal olarak görülüyor.

Bu ihtimalin değerlendirmeye alınmasının nedeni TCMB politikasında sıkılaştırmanın üst sınırında geç likidite penceresi faizinin belirleyici rol oynaması.

Ancak TCMB’nin GLP’de bir artış için 2018 yılı Mayıs ayında gerçekleştirdiği sadeleşme olarak bilinen para politikası operasyonel çerçevesinde yeniden değişikliğe gitmesi gerekiyor.

Son günlerde yüzde 11,25 seviyesindeki geç likidite penceresi depo ve repo piyasasında kullanım ise belirginleşiyor. GLP’de dün depo ve repo olarak yaklaşık 25 milyar TL kullanım gerçekleşti.

TCMB’nin toplam fonlaması yaklaşık 250 milyar TL oldu. Ekonomi yönetiminin rekabetçi TL söylemi, TL’deki değer kayıplarına bir ölçüde tolere edebileceğine işaret ediyor, ancak TL’de değer kayıplarına ne kadar tolere edileceği ve bu sürecin TCMB rezervlerine etkisi ise piyasada endişe yaratan konuların başında yer alıyor.

Piyasalarda Yunanistan ve Avrupa Birliği ile Akdeniz’deki gerilimi azaltacak diplomasi trafiği de yakından izleniyor.

Türkiye’nin beş yıllık kredi iflas takası primi (CDS) ise yukarı seyrini belirginleştirdi. Geçen haftalarda 500 baz puana yaklaşan CDS bu hafta başında 550’yi aştı.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *