ANASAYFA arrow right Yaşam

Pandemi ve yoksulluk araştırması: "İstanbul'da ev geçindiren çocuklar var"

Pandemi ve yoksulluk araştırması: "İstanbul'da ev geçindiren çocuklar var"
YAYINLAMA: 23 Kasım 2020 / 19.13
GÜNCELLEME: 23 Kasım 2020 / 19.23
Derin Yoksulluk Ağı, Heinrich Böll Stiftung Derneği ve Açık Alan Derneği ortaklığında hazırlanan "Pandemi Döneminde Derin Yoksulluk ve Haklara Erişim Araştırması”, pandemi döneminde İstanbul'da derinleşen yoksulluğu gözler önüne serdi.

"Günlük iş bulunca onu yapıyor, inşaat işi olur, hamallık olur. O parayla faturaları denkleştirip ödüyoruz.” Ruhşen, Beyoğlu

“Buranın ev sahibi yok, Milli Emlak’a bağlı, yirmi senedir burada oturuyorum, benden önce kaynanam oturuyordu. Buranın sahibi devlet borç gönderiyor ama su bağlamıyor.

"En büyük hayalim de musluğu çevireyim bir suyum aksın, makinem olsun, çamaşırlarım dönsün, kendi kendine temizlensin. Elektrik de yok burada, çocuklar da istiyor rahat etsin ama elimizden gelen bu. Ben de isterim düzgün gideyim, her şey evimde olsun, ama yapacak bir şey yok. Tek oda, mutfakla tuvalet aynı yerde, zaten biliyorsunuz musluk akmıyor. Burama kadar geldi ama ne yapacaksın, elektriği mi ödeyeceksin, suyu mu ödeyeceksin, kirayı mı, mecbur, ne yapacaksın, nereye gideceksin. Elde yok avuçta yok, dört tane çocuk var.” Gülbahar, Şişli

“Ben çocuklar uyuyunca boncuk işi yapıyorum, satabilirsem onları satıyorum. Üç beş biriktiriyorsak onlarla geçiniyoruz.” Nurdan, Sultangazi

 “Ben çocuklara bakıyorum şimdi. Hiçbir gelirimiz yok, çöpten geçiniyoruz.” Nur, Çekmeköy

“Eşim limona çıkıyor bazen, satarsa 50-60 lira, satamazsa 10 lirayla da gelir.” Aydan, Fatih

“Benim evde düzenli çalışanım olsa devletten niye yardım isteyim. Devlet bize erzak vereceğine iş imkânı sağlasın. Konfeksiyon olsa, iş alanları olsa çalışırlar. Çalışsalar devlete muhtaç olmazlar.” Meltem, Beyoğlu

“Eşim sabah altıda çıkıyor, sekizde geri dönüyor. Bir iki saat evde kalıp tekrar çıkıyor. Akşama kadar böyle. Ben de evde kalıp ne yapacağım. Ben de onunla çıkıyorum, çocuğu da alıyoruz. Bazen parkın yanından geçerken eşime burada biraz duralım diyorum, çocuğu oyuncaklara bindiriyorum.” Merve, Üsküdar

“Küçük çocuğumu alıyordum, sepete oturtuyordum, onunla çalışıyordum. Onu görüp acıyanlar biraz para veriyorlardı.” Gülay, Çekmeköy

Cümlelerin tamamı “Pandemi Döneminde Derin Yoksulluk ve Haklara Erişim Araştırması”ndan. Araştırmayı, Derin Yoksulluk AğıHeinrich Böll Stiftung Derneği ve Açık Alan Derneği yaptı. 

Araştırma, Derin Yoksulluk Ağı’nın, saha görüşmeleri kapsamında dayanışma kampanyası ile desteklediği Ataşehir, Beyoğlu, Çekmeköy, Fatih, Şişli ve Ümraniye ilçeleri odakta olmak üzere Avcılar, Esenyurt, Üsküdar, Sancaktepe, Sultangazi ve Sultanbeyli ilçelerinden de toplam 103 katılımcı ile yapılan görüşmeleri kapsıyor.

İstanbullular kirada oturuyor

Raporun sonuçları şöyle:

* Görüştüğümüz kişilerin yüzde 64’ü kirada otururken, yüzde 26’sı ev sahibi ya da oturduğu evde kira ödemiyor, yüzde 10’u ise baraka/konteyner ya da çadırda yaşıyor. Bu kişilere pandemi döneminde evlerini kaybetme riski yaşayıp yaşamadıklarını sorduğumuzda ise kirada yaşayan kişilerin yüzde 38’i yaşadığını söylüyor.

*Hanede kaç kişi yaşadığına baktığımızda ise görüşme yaptığımız 103 haneden 38’inde evde 1-4 arası kişinin, 56’sında 5-8 arası kişinin, 9 hanede ise evde +8 kişinin yaşadığı ortaya çıkıyor.

*Görüşme yaptığımız hanelere düzenli giderlerini sorduğumuz zaman kiranın hanelerin yüzde 64'ü için, gıdanın hanelerin yüzde 99u için, bebek ihtiyaçlarının hanelerin yüzde 49'u için, fatura ödemelerinin hanelerin yüzde 93'ü için, kredi borcu/borçlarının ise yüzde 27'si için düzenli gider olduğu ortaya çıkıyor.

Yüzde 7 hanede çalışan yok

*Görüşme yaptığımız hanelerdeki yetişkinlerin yüzde 18’i düzenli bir işe sahipken yüzde 64’ü günlük işlerde çalışıyor, geri kalan yüzde 18’i ise herhangi bir işte çalışmıyor.

*Görüşme yaptığımız hanelerden yüzde 6’sında hanede sadece çocuklar, yüzde 7’sinde ise yetişkinler ile birlikte çocuklar da çalışıyor. yüzde 8’inde sadece anne, yüzde 44’ünde sadece baba, yüzde 7’sinde ise hiç kimse çalışmıyor

*Görüştüğümüz hanelerden yüzde 67’sinde en az bir bireyin kronik hastalığı bulunuyor, bu hastaların yüzde 29’unu ise çocuklar oluşturuyor

*Görüşme yapılan hanelerin yüzde 60’ı İBB veya ilçe belediyelerinden destek aldığını söylüyor. Bu oran STK’lardan veya kamu kurumlarından destek alanların oranından yüksek.

*Derinlemesine görüşmelerde yerel yönetimlerden alınan desteklerin içerikleri sorulduğunda ailelerin en fazla İBB tarafından ayda bir verilen gıda kartından yararlandıkları, bir kısmının çocuklar için kaymakamlık veya belediyeden süt desteği aldığı, ve çoğu ailenin kömür desteğinden faydalandığı görülüyor. Yerel yönetimlerden alınan bazı desteklerin tek seferlik veya sıklığının düşük olduğu ortaya çıkıyor. Bunun yanında aileler, verilen desteklerin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz olduğunu belirtiyorlar.

*Görüşmeler esnasında temiz içme suyuna ne derece ulaşabildiklerini sorduğumuzda yüzde 39’u ulaşamadığını söylüyor. Pandemi sürecinde temiz suya erişimde bir değişim olup olmadığını sorduğumuzda ise %yüzde 6 pandemi sürecinde temiz içme suyuna erişemediğini söylüyor.

* Görüşme yaptığımız 103 haneden 79’unda hijyenik ped kullanılıyor. Bu kişilerin yüzde 63’ü düzenli bir şekilde ped ihtiyacını karşılayamadığını söylerken yüzde 37’si karşılayabilidğini söylüyor. Pandemi döneminde DYA ya da başka destekler olmadan düzenli bir şekilde hijyenik pede ne kadar erişebildikleri sorulduğunda ise yüzde 82’sinin pede erişemediği, yalnızca yüzde 18’inin destekler olmadan pede erişebildiği görülüyor.

Çalışmanın kapsamı

Saha görüşmeleri kapsamında dayanışma kampanyası ile destek gönderdiğimiz Ataşehir, Beyoğlu, Çekmeköy, Fatih, Şişli ve Ümraniye ilçeleri odakta olmak üzere Avcılar, Esenyurt, Üsküdar, Sancaktepe, Sultangazi ve Sultanbeyli ilçelerinden de toplam 103 katılımcı ile görüştük. Demografik bilgilerin yanı sıra pandemi öncesi ve sırasında eğitim, sağlık, sosyal yaşam, çalışma hayatı, güvenlik, beslenme ve bakım gibi haklarına ne derece erişebildikleri, karşılaştıkları güçlükler ve onların gözünden çözüm önerileri ve taleplerini konuştuğumuz ailelerle, ortalama bir saat süren derinlemesine görüşmeler yaptık.

Görüşmeler esnasında ve raporda geçen ‘pandemi dönemi’ Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının görüldüğü 10 Mart 2020 tarihinden itibaren başlayan, ülke genelinde alınan tedbirlerin ve sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü döneme odaklansa da haziran sonrası ilan edilen ‘yeni normal’ dönemini de kapsamakta. Çalışmanın ilk aşaması olan saha görüşmeleri temmuz, ağustos ve eylül aylarında yapıldı. Toplanan nitel ve nicel verilerin analizi ise ekim ayında tamamlandı.

Bu raporlar 11 Mart 2020 tarihinde yapılan “evde kal” çağrısından yedi gün sonra 18 Mart tibarıyla Derin Yoksulluk Ağı Ekibi olarak, Elif GÖÇMEN, Güliz KALENDER, Hacer FOGGO, Selen YÜKSEL, Şevval ŞENER, Ceren GÖKÇEN ve Şeyma DUMAN’ın çabaları ile hazırlandı.

Analiz yöntemi

Görüşmeler sırasında yöneltilen nicel sorulara verilen cevapların dağılımı incelendi. Derinlemesine görüşmelerin nitel analizi MAXQDA programı kullanılarak, tema analizi yöntemiyle analiz edildi ve raporlandı. Katılımcıların anlatılarından yapılan alıntılarda ilçe bilgisi gerçeği yansıtırken gizlilik için takma isimler kullanıldı.

Görüşme yaptığımız 103 hane, hane tipleri bakımından incelendiğinde; sadece eşlerden oluşan 1 çekirdek aile olduğu, hanelerin yüzde 58’inin eşler ve çocuklardan oluşan çekirdek aile yapısında olduğu, yüzde 17’sinin tek ebeveyn ve çocuklardan oluştuğu, yüzde 18’inin en az bir çekirdek aile ve birlikte yaşayan diğer kişilerden oluştuğu, hanelerden 1’inin çekirdek aile olmayan kişilerden oluştuğu ve 4’ünün birden çok çekirdek aileden oluştuğu görülüyor.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *