ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Öğretmenin seyyar satıcılık yapması siyasilerin ayıbıdır

Öğretmenin seyyar satıcılık yapması siyasilerin ayıbıdır
YAYINLAMA: 13 Ağustos 2021 / 13.28
GÜNCELLEME: 13 Ağustos 2021 / 13.28
12 Eylül döneminin, temel hak ve özgürlüklerin budandığı, demokratik kuramların, partilerin, sendikaların, kitle örgütlerinin kapatıldığı, üye ve yöneticilerin hapse atıldığı, düşüncesini açıklayanların binlerce yıl hapis cezasına çarptırıldığı bir dönem olduğu hatırlatıldı. Eğitimciler, öğretmenlerin garsonluk, pazarlamacılık, seyyar satıcılık yapmasının siyasi iktidarların ayıbı olduğuna dikkat çekti.

Eğitim Sen Şubesi Başkanı Mehmet Bozgeyik, öğretip menlerin yıllardan bu yana sefalet ücretine mahkum bir hayat sürdüğünü belirterek, “Öğretmenler mesleğine küsmüştür, emekli olmak istemektedir. Özlük ve sosyal haklarını kullanma konusunda büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Sürgünler, keyfi atamalar, norm kadro uygulaması öğretmenleri mağdur etmektedir. Sorunlar çözüleceği yerde her yıl katlanarak büyümektedir. Ekonomik açıdan çökertilen öğretmenler geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadırlar. Öğretmenlerin garsonluk, pazarlamacılık, seyyar satıcılık yapması siyasi iktidarların bir ayıbıdır. Bugün ortalama öğretmen maaşı 500 milyon liradır” dedi.

Bozgeyik, “4 Kişilik ailenin zorunlu giderleri ise bir milyar sınırını geçmiştir. Dolayısıyla öğretmenler yoksulluk sınırının altında maaş almaktadır. Öğretmenler hamasi nutuklar duymak değil, karınlarını doyurmak istiyor” dedi.

Eğitim-Sen 24 Kasım’ı öğretmenlerin yoksullaşma sürecinde önemli bir basamak olarak değerlendirdiğini söyleyen Bozgeyik, eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, kültürel, özlük haklar yönünden yaşadığı yoksunluklarda 12 Eylül yönetiminin büyük sorumluluğu bulunduğunu söyledi. Bozgeyik, “Bu nedenle taleplerimizi sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyoruz. 57. Hükümet ve öncesi dönemlerde sürgüne uğramış, meslekten ihraç edilmiş, eğitim emekçilerinin mağduriyetine son verilmelidir. Eğitim-öğretim sistemi baştan aşağı gözden geçirilerek, tüm antidemokratik yasalar demokratikleşmeli, sistem, çağdaş, bilimsel, demokratik bir içeriğe kavuşturulmalıdır. Grev ve Toplu Sözleşme içerecek ve bütün kamu emekçilerini kapsayacak bir biçimde yeniden düzenlenmelidir. Eğitim Sen’in yıllardır savunduğu eğitimin laik, bilimsel ve demokratik bir öze kavuşturulması mücadelesini engelleyici tutum ve davranışlardan kaçınılmalı, Milli Eğitim Bakanlığı’nda siyasi kadrolaşmaya gidilmesi önlenmelidir.

2003 Bütçesi’nden eğitime ayrılan pay 2002 yılına göre en az iki katına çıkarılmalıdır. Eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşulları düzeltilmelidir, insanca yaşayabilecekleri bir ücret verilmelidir. Zorunlu tasarruflar ile 2002 enflasyon farklarımız geciktirilmeden ödenmelidir. Kamu çalışanları sendikaları ile 57. Hükümet arasında başlayan ancak uyuşmazlıkla sonuçlanan toplu görüşme süreci yeniden başlamalıdır” diye konuştu.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *