Çiftçinin ve üreticilerin artan maliyetler altında ezildiğini, tüketicilerin yeterli beslenecek gıdaya mevcut gelirleri ile erişemediğini, yerli üreticiden 2 bin 250 liraya alınan bir ton buğdayın yurt dışından 6 bin 300 liraya alındığını söyleyen Aydın, çiftçinin yükünün ağırlaştığının altını çizdi. “Toprakların imara değil tarıma teşvik edilmesini, müteahhitlerin değil çiftçilerin ve üreticilerin desteklenmesini ve popülist politikalarda toplumcu politikalara geçişin artık çok acil olduğunu bir kere daha duyurmak istiyoruz” uyarısında bulundu.
İl Temsilcisi Aydın, “Sivil toplum örgütleri, odalar, çiftçiler ve tüketiciler tarım ve gıdada tüketiciyi rahatlatacak; tarım ve gıda fiyatlarını sübvanse edecek uygulamalar beklerken, hükümet önce kur korumalı vadeli hesap müjdesiyle altın ve döviz sahiplerini sonra da düşük konut kredisi ve müteahhit kredisi ile bir avuç müteahhidi destekleyecek paketleri yayınladı. Finans uzmanları tarafından uzun yıllar boyunca telafi edilemeyecek mali yük oluşturacağı söylenen bu iki pakette asgari ücretliye, çiftçiye, öğrenciye ve bir cümle memleket ahalisine bir müjde yok. Her iki paket de şimdiye kadar yapılan yanlışları, oluşturulan çatlakları derinleştiren; günü kurtarmak için geleceğimizi ipotek altına alan uygulamalar olarak değerlendiriyoruz” şeklinde konuşma yaptı.
Gıdaya erişim hakkının geldiği
noktadan endişe duyuyoruz
TÜİK verilerine göre Türkiye’de yüzde 20’sinin toplam gelirin yarısını, toplumun yüzde 80’inin de diğer yarısını paylaşmak zorunda kaldığını sözlerine ekleyen Aydın, “En alt gelir grubunu oluşturan yüzde 20 yurttaş toplam gelirin sadece yüzde 5 ile yaşamak durumunda kalıyor. Toplumcu ve halk yararından uzak; neo liberal politikalar Türkiye’de ve tüm dünyada bir yoksulluk sarmalı oluşturdu. Artan döviz, gayrimenkul ve taşıt fiyatları genç mühendisleri ümitsizliğe sürüklüyor. Yeni mezun bir mühendis 6-7 bin TL maaşla bırak ev araç sahibi olmayı insanca yaşamakta bile zorlanıyor. Hekimlerden sonra mühendis ve teknik elemanların da yurt dışında yaşama isteği üretme potansiyeli yüksek olan ülkemiz için başka bir kriz olarak kapıda. Bu ülkenin genç, nitelikli ve yurtsever mühendisleri adına gıda egemenliğinin, gıda güvencesinin ve gıdaya erişim hakkının geldiği noktadan endişe duyuyoruz.” Özer Karınca