ANASAYFA arrow right Yaşam

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı üyesi Sunata: Sığınak talepleri caydırıcı ve kötü uygulamalarla engelleniyor

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı üyesi Sunata: Sığınak talepleri caydırıcı ve kötü uygulamalarla engelleniyor
YAYINLAMA: 21 Aralık 2020 / 14.48
GÜNCELLEME: 21 Aralık 2020 / 14.48
'Bakanlık salgın süresince kadına yönelik şiddetle mücadele için bütünlüklü bir acil eylem planı açıklamadığı gibi devlet kurumu olarak devletin kanun ve yönetmeliklerini ihlal etmektedir.'

Birleşmiş Milletler’in (BM) geçtiğimiz aylarda yayımlanan "COVID-19 Kadınlara Yönelik Şiddetin Sonlandırılması" başlıklı raporundaki verilere göre; pandemi sürecinde erkek şiddeti yüzde 27,8’lik artış gösterdi. Birleşik Metal İş Sendikası Uluslararası İlişkiler Departmanı tarafından çevirisi yapılan raporda; dünyanın dört bir yanında ev içi şiddet şikayetlerinin, acil sığınak taleplerinin, çağrı ve acil yardım merkezlerine yapılan başvuruların büyük oranda arttığı belirtildi.

Pandemide erkek şiddetinin yoğunluğunun arttığını ve bu nedenle kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için acil eylem planı uygulanmasının bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı gönüllüsü Özgür Can Sunata, yine pandemi sürecinde şiddet gören kadınların güvenlik mekanizmalarına ulaşmakta zorluk yaşadığını belirtti.

6284 sayılı kanunun uygulanmamasına gerekçe olarak pandeminin gösterildiğini söyleyen Sunata, başta bakanlık olmak üzere her kurumun şiddete karşı üzerine düşen görevi yerine getirmesini vurguladı. Sunata, "Salgın nedeniyle ortaya çıkan özgül durumları göz önünde bulundurup çözüm üretmesi gerekiyor" dedi.

81 ilde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına (AÇSHB) bağlı 2 bin 717 kişilik kapasiteli 110 kadın sığınma evi mevcut. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı iki kadın konukevi 42 kişi kapasiteli. Büyükşehir belediyelerine bağlı 9 sığınak, il/ilçe belediyelerine bağlı ise 23 sığınak olmak üzere belediyelerin açtığı toplam 32 kadın sığınak 703 kişi kapasiteli kadın sığınma evleri mevcut. Mor Çatı’nın yürüttüğü 1 bağımsız sığınak 20 kişi kapasite ile yürütülmekte.

6284 sayılı Kanun ile kadın ve aile bireylerine karşı şiddetle mücadele kurumsallaştırılması hedeflenmiş, koruyucu ve önleyici tedbirler genişletilmiş, delil ve belge aranmadan derhal gerekli önlemlerin alınmasına imkân sağlanmış, şiddet failinin tedbir kararına aykırı davranması halinde yıllarca süren ceza yargılaması yerine derhal uygulanabilecek zorlama hapsi getirilmesine göre düzenlenmiş. 

Şiddet gören kadınlar 6284 sayılı Kanun kapsamında korunuyor mu? Mor Çatı gönüllüsü Sunata, sorunun cevabını, “Hayır” olarak veriyor ve pandemide de kadınların destek ve güvenlik mekanizmalarına ulaşmalarında güçlük yaşadığını vurguluyor.

Sunata, bir süre önce Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri Kurultay bileşeni örgütleri olarak bir acil eylem planını hazırladıklarını fakat bakanlığın kadın örgütlerinin taleplerini görmezden geldiğini söylüyor. Sunata, Bakanlığın pandemi koşullarında kadına yönelik şiddetle mücadele konusunu öncelikli mesele olarak önüne koymadığını belirtiyor.

'Sığınak’ kavramı erkek şiddetini deşifre eden bir kavram’

Kadınların mecbur kalarak gittiği sığınma evlerinde nasıl kurallar geçerli, sorusuna ise Sunata şu cevabı verdi: 

“Sığınaklar kadınların şiddetsiz bir hayata geçişleri ve kendi hayatlarını kurabilmeleri için geçici olarak destek aldıkları ve toparlandıkları yerler olarak düşünülmeli. Sığınaklar, erkek şiddetine maruz kalan kadınların varsa çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri, şiddetten uzak ve bağımsız bir yaşam kurmak için ihtiyaç duydukları destekleri alabilecekleri yerlerdir. Sığınaklar, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli mekanizmalardan biridir. Sığınaklarda öncelikli hedef can güvenliğini sağlamaktır. Bu nedenle sığınakların yerleri gizlidir. Sığınaklarda kalınan süre içerisinde kadınların hedefleri doğrultusunda kararlar verip bu hedefleri gerçekleştirebilmesine olanak sağlayacak yerler olmalıdır.

Türkiye’de feministler olarak “sığınak” kavramını kullanıyoruz. “Sığınak” kavramı toplumdaki sistematik erkek şiddetini deşifre ettiği için siyasetçiler ve yönetim kademesindeki kişiler, bu kavramı tercih etmeyip maalesef sığınakları “Kadın Konukevi” veya “Kadın Sığınma Evi” olarak adlandırıyorlar. Sığınaklarda hukuki destek, psikolojik destek ve sosyal destek imkanları sağlanır. Mor Çatı, politik mücadele/dayanışma aracı olan danışma merkezi ve sığınak faaliyetini kurulduğu yıldan bu yana devam ettirmekte. İdeal sığınak modelleri üzerine kafa yoran ve feminist yöntemlerle yürütülen bir sığınak modelimiz var.

‘Ayrılmak isteyen kadın sadece eşinden şiddet görmüyor’

Kadınların ilişkinin bitmesini istemeleriyle şiddetin arttığını ve birçok engelle karşılaştığını dile getiren Sunata, kadınların ayrılmayı denemelerine karşın, şiddetin döngüsü veya ekonomik, kişisel ya da toplumsal nedenlerden dolayı şiddet uygulayan kişiye dönmek zorunda kaldığını ifade etti. Sunata, “Ayrılmaya çalışan kadınların büyük bir bölümü, ölümle sonuçlanabilen, çok ağır şiddet biçimlerine maruz kalıyorlar. Ayrılmak isteyen kadın sadece eşinden şiddet görmüyor. Eşin ailesinin (kaynana, kayınpeder, kayınbirader vb.) yanı sıra kendi ailesi de kadına ayrılmaması yönünde baskı ve şiddet uygulayabiliyor.

‘Kadınlar bir de devlet mekanizmasındaki sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor’

Kadınlar, şiddet yaşasalar bile kendilerini ilişkide kalmak zorunda hissediyorlar. Bu kararı verip şiddet ortamından uzaklaşmak isteyen kadınlar bir de devlet mekanizmasındaki sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyorlar. Mor Çatı ve erkek şiddetiyle mücadele eden kurumlar olarak dayanışmamız ve ürettiğimiz politikalar bu sebeple son derece hayati.

‘Karantina döneminde sığınaklarla ilgili adımlar atılmadı’

Sığınma evlerinde karantina dönemine ilişkinde bilgi veren Sunata, pandemi sürecinde yetersiz kapasite, bütçe ve personel yetersizliği problemlerinin daha da arttırdığını ve karantina dönemine ilişkin sığınaklarla ilgili gerekli adımlar atılmadığını söyledi.

Sunata, "Bize gelen başvurulardan, pandemi sürecinde kadınların sığınma evlerinden dışarı çıkmasına izin verilmediği, sağlık, ruhsal destek, hukuki destekler ve çocukların eğitimi gibi gerekli destekleri almakta zorlandığı ve hatta bazı desteklerin durdurulduğuna dair kötü uygulamalar olduğunu öğrendik" dedi.

‘İstasyon sığınak evler devreye konulabilirdi’

Sunata, pandemi sürecinde alınması ve atılması gereken önlemlere dair de şu önerilerde bulundu:

"Pandemi, deprem gibi kriz ve afet durumlarında gerektiği takdirde uygun kamu binaları ve özel yerleşkeler devreye sokularak kadınların karantina sürecini geçirebileceği istasyon sığınaklar devreye alınabilir,  devlet otellerde kontenjan tahsis etmek gibi alternatif hizmetler düşünülüp geliştirebilirdi.  Olağanüstü koşullarda ortaya çıkabilecek barınma ihtiyacını karşılayacak çözümler geliştirilmeli ve salgın koşullarında sığınak kabullerinin kolaylaştırılması için şiddete maruz kalan kadınlara hızlı test ve tanı imkanları sağlanmalı.

‘Her ay izleme raporu yayımlıyoruz’

Pandemi sürecinde mart ayından bu yana her ay izleme raporlarımızı yayınlamaktayız. Dayanışma merkezimize gelen başvuruların yanı sıra kamu kurumları ve yerel yönetimlerle yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz bilgi ve deneyimleri bu raporlarda paylaştık. Nisan ayında yayınladığımız rapora göre, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına (AÇSHB) bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ile yaptığımız görüşmede yalnızca gerekli önlemleri aldıkları bilgisini edinebildik. Gerekli önlemlerin bilim kurulu tarafından tavsiye edilen önlemler olduğunu anladık. 

3 Nisan 2020 tarihinde ise KSGM sayfasında “Kadın Konukevlerinde Koronavirüse Karşı Ek Tedbirler Alındı” başlıklı bir açıklama yayınlandı. Bu açıklamada sığınaklarda sağlık kontrolü, düzenli dezenfektasyonun yapılması gibi bilgilerin yanı sıra can güvenliği tehdidi olan kadınlar dışında sığınaklara kabul yapılmadığı belirtiliyor. Bir diğer ifadeyle Bakanlık 6284 sayılı Kanun ve Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkındaki Yönetmelik ihlal ediyor. 

Bakanlık salgın süresince kadına yönelik şiddetle mücadele için bütünlüklü bir acil eylem planı açıklamadığı gibi devlet kurumu olarak devletin kanun ve yönetmeliklerini ihlal etmektedir.

‘’Bunu valilik yapıyor’ diyerek yanlış bilgiler veriliyor’

Zaten kötü olan uygulamaların virüs bahanesiyle tamamen tıkanmış ve kötüleşmiş olduğunu görüyoruz. Polis başından savmak için "Virüs var, her gün 15- 20 kişi geliyor uzak durun kimin ne olduğunu bilmiyoruz" gibi ifadeler kullanıyor. Hatta daha da ileri giderek, "şikayetten vazgeç, evine git veya arkadaşına git, sığınaklar kapalı, sığınaklar daha kötü" gibi sözler söylüyorlar. Bu süreçte başvuranlardan edinilen bilgiye göre, polis 6284 sayılı Kanun ile ilgili "Bunu valilik yapıyor oraya gitmeniz gerekiyor" diyerek yine yanlış bilgiler veriyor. 

‘Hiçbir çözüm sunmadan kadınları çevirdiklerini öğreniyoruz’

“6284’ü sadece ikamet ettiği ilçedeki karakoldan alabileceği de yine daha önceki dönemlerde olduğu gibi kadınlara verilen yanlış ve caydırıcı bilgilere bir başka örnek. Kadınların virüs salgınına rağmen çocuklarla birlikte karakol karakol dolaştırıldığına şahit oluyoruz. Kadınların şikayet etmesi ya da şiddete karşı adım atması başlı başına zorlu bir süreç. Üstüne salgın tehdidi varken kadınları o kurumdan bir başkasına yolladıklarını, hiçbir çözüm sunmadan, alternatif yaratmadan veya görev ihmal ederek kadınları rahatlıkla geri çevirdiklerini öğreniyoruz.

Kadınların sığınak talepleri için en çok başvurdukları kolluk birimlerinde yanlış bilgilendirildikleri, salgın bahane gösterilerek caydırıcı ve kötü uygulamalara maruz kaldıklarını gördük. Yine bu birimlerce alınması gereken tedbir kararlarının ise alınmadığını öğrendik. Bu uygulamanın da yönetmelikte bir karşılığı bulunmuyor. Koronavirüse karşı nasıl önlem alındığı bilgisine ise erişemedik.

‘Her kurum sorumluluğunu yerine getirmeli’

Bu süreçte kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için acil eylem planı şart. Her kurumun sorumluluğunu etkin bir şekilde yerine getirmesi, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi öncelikli bir mesele olarak görmesi ve salgın nedeniyle ortaya çıkan özgül durumları göz önünde bulundurup çözüm üretmesi gerekiyor. "

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *