Eğitimciler, üniversiteler üzerindeki yoğun politik baskı ve siyasi kayırmalar yüzünden üniversitelerin bilgi birikimi düşük öğretim görevlileriyle doldurulduğunu ve bilgi donanımı düşük öğrenciler yetiştirildiğini vurguladı. Ülkemizde son yıllarda yeterli sayıda öğretim üyesi bulunmamasına rağmen, siyasi yatırım amacıyla eğitim fakülteleri açıldığına dikkat çekilirken, öğretmen yetiştiren kurumların sayısını artırmanın eğitimli bireyler yetişmesine katkı sunamayacağı ifade edildi.
Eğitim-Sen şubesinin düzenlediği, öğretmenliğin güncel sorunları ve eğitimde özelleştirme konulu panele, Doç. Dr. Bayram Kaçmazoğlu, Doç. Dr. Arif Nacaroğlu ve Doç. Dr. Mustafa Gündüz katıldı.
Toplumsal sapma açısından dramatik görüntüler yaşanıyor
Cumhuriyet Üniversitesi eğitim fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Gündüz, meslek olarak öğretmenin saygınlığı konusunda bilgi verdi. Toplumsal yozlaşmanın yaşandığı, sınıf farkının giderek arttığı toplumumuzda zengin kesimin değerleri ile fakir kesimin değerlerinin farklılaştığını belirten Gündüz, “Toplumda çok dramatik bir görüntü var. Toplumun belli bir kesimi zengin olmak için her yolu mubah sayarken, bir kısmı da savunacak değerleri tüketiyor. Bunun en ilginç örneklerinden biri fakirlerin sık sık namus cinayeti adı altında cinayet işlemesidir. Nedir namus cinayeti? Namus cinayeti diyor. Çünkü başka savunacak değerleri yok” dedi.
Mesleki saygının yerini maddiyat aldı
Mesleklerin yakın geçmişe kadar toplumsal saygınlığı belirleyen bir ölçü olduğunu, ancak şimdilerde mesleki saygınlığın yerini maddiyatın aldığını belirten Gündüz, “Meslek, yakın bir gelecekte toplumsal saygınlığı belirleyen ölçüydü. Şimdi bunun yerini gelir aldı. İki pırpırlı Uzman Çavuşa öğretmenin iki katı maaş verenler, varsın ülkenin geleceğini hesap etsin. Gerçi bu farkı yaratanları da biz yetiştiriyoruz. Özeleştiri yapacak olursak demek ki gerektiği gibi yetiştirememişiz. Bakınız! Öğretmenlik hayati önem taşıyan bir meslektir. Ülke bu hale gelmişse bunda bizim de sorumluluğumuz vardır. Bu insanları biz yaratıyoruz. Öğretmenler bu meseleye bu kadar kayıtsız kalırsa haindir” diye konuştu.
Eğitim fakülteleri meslek yüksek okulu durumunda
Eğitim fakültesinin düzeyi ve nasıl öğretmen yetiştirildiği konusunda katılımcıları bilgilendiren Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal bilimler bölüm başkanı Doç. Dr. Bayram Kaçmazoğlu da, “Politik nedenlerle açılan eğitim fakültelerinde en iyi öğrenciyi alıp, en kötü ürün yetiştirmekle karşı karşıya kalınıyor. Lisedeki öğretmen öğrencilerinin karşısına öğretim görevlisi olarak geliyor. Ülkemizde şu anda 61 eğitim fakültesi var. Ancak bunların pek çoğunda akademik kariyerini tamamlamış insanlar yok. Eğitim fakültelerinin, eğitim bilimleri bölümü yok. Bunun nedeni politik. Milletvekilleri, rektörlere baskı kuruyor. Eğitim fakülteleri, meslek yüksek okulu durumunda” diye konuştu.
Bağımsızlık da ve eğitimde en geri dönemi yaşıyoruz
Eğitimin, bağımsızlığını ve bağımsız eğitimin Osmanlı’nın son döneminden ve cumhuriyetin kuruluş döneminden çok daha vahim durumda olduğuna dikkat çeken Kaçmazoğlu, “Osmanlı döneminden de cumhuriyetin ilk yıllarından da daha geri ve daha bağımlı durumdayız. Üniversite de bölümler akademik terbiyeden yoksun. Dün mezun olan ve dilekçe yazmayı bilmeyen fakülte mezunlarını öğretim görevlisi olarak alıyoruz. Bu şartlarda iktisat fakülteleri çoğaldıkça iktisadımız, Eğitim fakültesi çoğaldıkça eğitimimiz batıyor” dedi.
Kaçmazoğlu, son yıllarda eğitim fakültelerine giriş puanlarının arttığını ve öğrenciler tarafından daha çok tercih edildiğine dikkat çekerek, bu artışın nedeninin, mezunların iş bulabilmesinden kaynaklandığını belirtti. Eğitim fakültelerinin özellikle matematik ve İngilizce bölümlerinin tercih edildiğini ifade eden Kaçmazoğlu, “Bu bölümlerden mezun olanlar daha fazla iş bulma imkanına sahip oluyor. Bu bir arz-talep meselesi” diye konuştu.
RSS