ANASAYFA arrow right Yaşam

'Mersin, Türkiye'nin Beyrut'u olabilir'

'Mersin, Türkiye'nin Beyrut'u olabilir'
YAYINLAMA: 07 Ağustos 2020 / 18.08
GÜNCELLEME: 07 Ağustos 2020 / 18.08
ARTI TV'de Nazım Alpman'ın konuğu olan Abdullah Ayan, Beyrut örneği üzerinden Akdeniz kentlerindeki riskleri sıralayarak, Mersin'deki tehlikenin altını çizdi.

Araştırmacı yazar Abdullah Ayan, Nazım Alpman'ın Gün Başlıyor programına konuk olarak katıldı. Akdeniz kentlerinin büyük risk altında olduğunu belirten Ayan, 'Mersin halkı Beyrut'taki patlama gibi bir tehditle karşı karşıya mı?' sorusunu ARTI TV'de değerlendirdi.

Akdeniz'e kıyısı olan kentlerin Akdeniz'i kurtarma konusunda mutlaka ortak hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Abdullah Ayan, "Aksi takdirde Beyrut tek başına bir vaka olarak kalmayacak." uyarısında bulundu.

'BEYRUT TEK BAŞINA BİR VAKA DEĞİL'

Abdullah Ayan'ın Beyrut'taki patlama gündeminde Akdeniz'in karşı karşıya kaldığı risklere dair değerlendirmesi şöyle oldu:

"Vurdumduymaz bir tavır var. Yatırımcılar açısından çok yoğun bir saldırı altında. Ama yatırımların da Türkiye'yi nereye sürüklediği artık tartışma konusu. Yani yıllarca biz büyümeye teşvik ettik, büyümeden söz ettik. Hep bir büyüme fenemoni ile geldik buraya ama artık büyümenin de çok fazla birşey ifade etmediğini ABD'nin pandemi sürecinde ortaya çıkan tablosundan anlaşılıyor. Bana kalırsa Akdeniz ülkelerinin Beyrut'un da Mersin'in de bütün Akdeniz'e kıyısı olan kentlerin de Barselona'nın da, Marsilya'nın da bir nefes alıp, Akdeniz'i kurtarma konusunda mutlaka ortak hareket etmesi gerekiyor. Aksi takdirde Beyrut tek başına bir vaka olarak kalmayacak."

'YÖNETMELİK VAR AMA UYGULANMIYOR'

"Yanıcı patlayıcı yerlerle ilgi, işyerleriyle ilgili, tesislerle ilgili 1971-73'te yayınlanmış iki tane yönetmelik var. O yönetmelik çok sıkı sıkıya uygulanması gereken bir takım planlar önümüze koyuyor. Ama biliyoruzki burası Türkiye, yönetmeliklerden çok herkesin kendinin işine geldiği şekilde uygulamalarda bulunduğu bir ülke burası. Yani şimdi dün ben bu konuyu paylaştıktan sonra eski Çevre Bakanlığı Müsteşarı ve bir dönem AKP milletvelkilliği yapmış olan Prof. Dr. Mustafa Öztürk diye çevre konusunda duyarlı olan insanlardan biri var konuya da çok hakim. Onun bana gönderdiği paylaşımda aynen şunu söylüyor. Mutlaka amonyum nitrat depoloma alanında ve çevresinde uluslararası yangın güvenlik önlemlerinin alınması gerekir alınmaması faaciadır. Şimdi dolayısıyla Amonyum nitrat üreten tesise mutlaka o denetimlerin yapılması gerekiyor diyor. Geçtiğimiz günlerde mersinde apartmanda yangın çıktı. Giden itfaiye ekibinin merdivenle yetişemediği için oradan aşağı atlamak zorunda kaldı. İntihar etmek zorunda kaldı genç bir avukat kadın."

'YILDA 400 BİN TON AMONYUM NİTRAT ÜRETİLİYOR'

"Böyle bir kentte yılda aşağı yukarı 400 bin ton amonyum nitrat üretme kapasitesi olan bir tesisten söz ediyoruz ve bu tesis şuan kentin ortasında kalmış durumda. Limanın içinde serbest bölgede ve yetmiyormuş gibi onun doğusunda akaryakıt çiftliklerinin ortasında son günlerde TOKİ'nin yeni başlattığı toplu konut furyası var. Yanıcı patlayıcı olma riski taşıyan bir gübre tesisi var. Hem keşif, hem tehdit hem de fırsattır insanlık için nasıl kullanıldığına bakılmalı. Yani nükleeri olumlu anlamda kullanırsanız enerji elde edersiniz ama aynı nükleerden Hiroşimada bombalar bombalar da kullanılabilir. Böyle bir tehditle de karşı karşıyayız. Dahası doğumuzda sadece o da yok Kromsan senilen bir tesis var 1 buçuk milyon ton bahçesinde kanserojen nitelikte krom atığı barındırır ve hala çözülmemiş bir sorundur bu. Ve en tehlikesi şu anda söz ettiğimiz amonyum nitrat fabrikasının çevresinde akaryakıt çiftliği dediğimiz akaryakıt tanklarından oluşan tesisler var. Ve şuan da Türkiye akaryakıtının 3'te 1'ini karşılayan bir kent haline gelmiştir bu bölge."

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *