ANASAYFA arrow right Ekonomi

Merkez Bankası'nın kredibilitesini yeniden inşa etmesi zaman alacak

Merkez Bankası'nın kredibilitesini yeniden inşa etmesi zaman alacak
YAYINLAMA: 14 Ocak 2021 / 19.26
GÜNCELLEME: 14 Ocak 2021 / 19.26
Fitch Ratings Direktörü Winslow, 'TCMB'nin tek fonlama oranı kullanma kararlılığı parasal politika kredibilitesini artırma yönünde bir adım. Fakat bunu yeniden inşa etmek zaman alacak' dedi.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Direktörü Douglas Winslow, aşılamaların yapılması ve kısıtlamaların azaltılmasıyla birlikte Türkiye ekonomisinin özellikle yılın ikinci yarısından sonra hız kazanacağını, büyümenin 2021 yılında yüzde 3,5 seviyesinde olmasının beklendiğini belirtti.

Winslow, Türkiye ekonomisinin 2021 yılındaki görünümü ve kredi derecelendirme kuruluşunun beklentilerine ilişkin soruları yanıtladı. Winslow, “Covid-19 aşılamaları güveni desteklerken, kısıtlamalarını azaltılması, Avrupa’da toparlanmanın ivmelenmesiyle, bu yılın ilk yarısından itibaren Türkiye’de büyümenin hız kazanmasını bekliyoruz. 2021 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 3,5 seviyesinde büyüme göstermesini öngörüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Türk ekonomisinin 2020 yılında yüzde 0,2 seviyesinde büyüme gösterdiği tahmininde bulunan Fitch Ratings Direktörü Winslow, Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminlerinin 19 Şubat tarihinde ülke not ve görünümüne ilişkin değerlendirme kapsamında ve mart ayında yayımlanacak olan “Küresel Ekonomik Görünüm” raporu çerçevesinde yeniden değerlendirilebileceğini hatırlattı.

Türkiye'nin cari açığının azalması bekleniyor

Winslow, “Reel efektif kur, ki değer kaybı 2020 yılında yüzde 18 seviyesindeydi, Türkiye’nin toplamda ihracattaki rekabeti son yıllarda yardımcı oldu. Turizmin toparlanması, ihracatta talebin artması ve yakın zamanda yapılan politika sıkılaştırmaları, 2020 yılının ilk 11 ayında GSYH’nin yüzde 5,2’si seviyesinde olan cari açığın önümüzdeki dönemde azalmasını sağlayacaktır. 2021 yılında cari açığın GSYH’ye oranının yüzde 3,5, 2021 yılında ise yüzde 2,4’e gerilemesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Winslow konuşmasına şöyle devam etti:

“Yeni Merkez Bankası Başkanı yönetimindeki kısmen daha ortodoks politikalar ılımlı sermaye akışlarını cesaretlendirebilir. Bu unsurlar Türkiye’nin dış finansmanının dengelenmesini desteklerken, biz ülkenin büyük dış finansman gereksinimine kıyasla düşük seviyede olan döviz rezervlerinde yakın vadede belirgin bir artış beklemiyoruz.”

Merkez Bankası'nın para politikaları

TCMB’nin para politikalarını da değerlendiren Winslow, “Merkez Bankası'nın faiz oranlarını yükseltmesi ve öngörülebilirliği artıran tek fonlama oranı kullanmak konusundaki kararlılığı, parasal politika kredibilitesini artırmak yönünde bir adım. Fakat bunu yeniden inşa etmek zaman alacaktır” ifadelerini kullandı.

Winslow, Fitch’in Türkiye’de enflasyonun 2021 yılı sonunda yüzde 10,5, 2022 yılının sonunda ise yüzde 9,5 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini belirtirken uygulanan politika faizinin bu yıl yüzde 13, gelecek yıl ise yüzde 12 olması durumunda, bunun yaklaşık yüzde 2,5 seviyesinde reel faize denk gelmiş olacağını ekledi.

Winslow, “Yaz döneminde kamu bankalarının yüksek seviyedeki kredileri de dahil olmak üzere verilen güçlü politika destekleri, geçen yılın üçüncü çeyreğinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) artmasını sağlarken, teşvikler cari açığı artırarak kısmen Türkiye’nin dış finansmanını zayıflattı” yorumunu yaptı.

Not ve görünümü etkileyebilecek unsurlar

Gelecek dönemde Türkiye’nin kredi notu ve görünümünü olumlu yönde etkileyebilecek unsurlara da değinen Winslow, “İlerleyen dönemde enflasyonun sürdürülebilir şekilde azaltılması, parasal politika kredibilitesini yeniden inşa edilmesi pozitif rating eylemini etkileyebilecek bazı kilit unsurlar arasında yer alıyor. Ya da Türkiye’nin dış finansmanını sürdürülebilirliği konusunda güvenin artması, yerli tasarrufların artırılması, dolarizasyonun azaltılması, büyümenin kredi büyümesine ve dış borçlanmaya daha az bağımlı olması gibi unsurlar” dedi.

Winslow, Türkiye’nin ilerleyen dönemde ani dış finansman riskleri karşılaşmasının, dış finansman dengesizlerinin artıracak şekilde politika genişlemesine gitmesinin, kredi büyümesinin sürdürülemeyecek boyutlarda olmasının, bankaların ve şirketlerin dış borçlarını çevirmekte zorlanmasının, Türk lirasına güvenin azalmasının, sermaye çıkışının ve dolarizasyonun artmasının kredi notunun potansiyel olarak düşürülmesine neden olabilecek unsurlar arasında olduğunu belirtti.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *