ANASAYFA arrow right Ekonomi

“Maliyeti vatandaşa yükleme işinden vazgeçmeniz lazım”

“Maliyeti vatandaşa yükleme işinden vazgeçmeniz lazım”
YAYINLAMA: 27 Kasım 2020 / 19.20
GÜNCELLEME: 27 Kasım 2020 / 19.20
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Elektrik Piyasası Kanunu’nda değişiklik yapılması teklifi görüşülürken, İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, iktidar tarafından getirilen düzenlemeleri eleştirdi ve elektrik fiyatlarının geldiği son durum konusunda hükümete yüklendi.

Aylin Cesur; “Bu kanunun ruhu yok, içinde yine vatandaşımız yok, enerji tüketen üreticilerimizin ihtiyacına yönelik bir düzenleme yok, geleceğe yönelik vizyoner bir adım ve bir proje yok! Ne var? Ahbap çavuşlar var” dedi.

Yapılan düzenlemenin vatandaşın, üreticinin, çiftçinin, işletmecinin, sanayicinin gelecek elektrik faturalarıyla cebinde büyüyen deliği kapatmaya yönelik bir düzenleme olmadığını söyleyen Milletvekili Cesur, “Bu düzenleme aslında iktidarın konuyu nasıl ele aldığını ortaya koyuyor” diyerek, iktidarın vatandaşı ihmal etmeye ve vatandaşın sorunlarını görmezden gelmeye devam ettiğini de söyledi.

Elektrik fiyatlarındaki çarpıcı artışla beraber vatandaşın üzerinde artan yüke dikkat çeken Cesur, “İktidar, ‘bizde elektrik dışarıya göre ucuz’ diyor ama durun öyle değil! Satın alma gücüne baktığımızda, Avrupa Birliği’nin en pahalı 8'inci elektriği ve G20'nin en pahalı 3'üncü elektriği bizde.

EPDK daha Ekim ayında elektriğe %5,6’lık zam yaptı. Eurostat verilerine göre, 2018’den 2019’a gelindiğinde hane halkının tükettiği elektrik fiyatı %20 artmış. Bu artış TÜİK'in 2019 yılı sonu için açıkladığı yüzde 11,84'lük artıştan çok daha fazla. 2020 verilerine gelince, zamlar çok daha yüksek çıkacak, çünkü bu veriler Euro’nun 6,34 olduğu zamana ait. Oysa Avrupa ortalamasındaki zam %2 bile değil, hatta 10 AB ülkesinde elektrik fiyatı ucuzlamış.” diyerek, Türkiye’nin zamlarda Avrupa birincisi olunduğunu söyledi.

Aylin Cesur, elektrik zammı uçurumunun sanayici, üretici, çiftçi ve işletmeler üzerinde çok daha fazla olduğunu dile getirerek, 1 yılda hane halkı dışı elektrik tüketiminin %38 daha pahalı hale geldiğini Eurostat verileri ile ortaya koydu.

Avrupa ortalamasındaki artışın yalnızca %5 olduğuna ve 6 AB ülkesinde ise bu alanda kullanılan elektrikte ucuzlama olduğuna dikkat çeken Cesur, “İktidar piyasa düzenlemesi yapmaya kalkıyor ancak daha fiyat istikrarı kurulamamış. Bir yılda yüzde 20 ile yüzde 40'lık zam kabul edilemez. Bu fark, bizim şirketlerimize ‘Batın’ demektir ve zaten üreticimiz de batıyor.” dedi.

Cesur ayrıca yıllar içerisinde biriken yapısal sorunlara işaret ederek “Enerjide fiyat istikrarsızlığını gidermek için yeterli yatırım yapılamamış, ham madde kadar enerji teknolojilerini de dışarıdan ithal ediyoruz ve maliyeyi yönetemediğiniz için, dövizdeki artışlar, vatandaşımızı ve üreticimizi etkiliyor.

Şu an var olan politikalarınız kayırmacı politikalar, rekabet eden bir enerji piyasası yok ve hükûmete yakın olan az sayıdaki firmanın yüksek pay aldığı oligopolistik bir yapı oluşmuş, enerji alanında oyun değiştirici herhangi bir politikanız yok.” dedi.

 “Siftahsız kepenk kapatan esnafımızdan, kısa çalışma ödeneğine ve ücretsiz izne mahkûm edilmiş 4 milyondan fazla vatandaşımızdan elektrik ücretlerini almamanız lazım”

“Uluslararası enerji şirketlerinin kapasitesine ve verimliliğine erişmek; ve enerji alanında sektörel bir derinleşme için, kurumsallaşma, profesyonelleşmeyi ve rekabeti önceliklerinize almanız lazım”.

“Kamu ihalelerinde şeffaf olmalı ve öngörülebilir piyasalar oluşturmalısınız! Bu sorunları Karadeniz'de bulduğunuz gaz kuyusuyla düzeltemezsiniz.”

“Bu sonuçlara son on sekiz yılda yaptığınız hatalı özelleştirme projelerinizle ve liyakati değil de kayırmayı öne alan uygulamalarınızla gelindi. Bunları düzeltmek için size iki tane şey lazım. Bir tanesi niyet, bir de niyet edecek gayret, o da vizyon ve liyakatle oluyor. Onlar da sizde yok. “

Cesur sözlerini iktidara gelecekleri vurgusuyla tamamladı:

“Olmayan enerjiyi bu millet daha önce buldu, Yaptık, yine yaparız.

Biz iktidara geldiğimizde önce şu kurumaya bıraktığınız GAP'ı tamamlayacağız ve inşallah hepsini yapacağız.”

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un TBMM’de “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerine yaptığı konuşmanın tam metni:

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kanunların bir ruhu olur, en azından eskiden vardı. Kanunlar ayrı ayrı torbaya girdiğinden beri, yasama süreçlerinin amacı, yönü, doğrultusu konusunda belli bir bütünlüğü olmayan kanunlar kitlesiyle karşı karşıya kalıyoruz her defasında. Ve burada bir elektrik piyasası düzenleniyor sözde ama baktık içine; doğal gaz piyasası var, Maden Kanunu var, bir ruhu olmayan bir kitle yani yine... Ama ben aradım, taradım bir ruh bulayım, içerisinden bir şey çıkarayım ve size gelip burada arz edeyim diye ve ortak bir bulguya rastladım: Bu kanunda yine vatandaşımız yok; ortak olan bu. Vatandaşın ihtiyaçları yok. Ne var peki kanunda? Ahbap çavuşlar var. Peki, ne yok başka? Enerji tüketen ürünlerimizin ihtiyacına yönelik bir düzenleme yok, geleceğe yönelik vizyoner bir adım ve bir proje yok. Bunlar işte kanunun ruhunu ortaya koyuyor ve bunlar aslında iktidarın meseleyi ele alışını ortaya koyuyor.

Elektrik piyasası kurum yetki ve görevlerini düzenliyorsunuz düzenlemesine, elektrik var ama vatandaşın, üreticinin, çiftçinin, işletmecinin, sanayicinin elektrik faturalarıyla cebinde büyüyen deliği kapatacak bir düzenleme yok.

Bakın, EPDK tarafından elektriğe geçen ekim ayında, daha yeni, yüzde 5,6 zam yapıldı ve çıkıp diyorsunuz ya hani "Bizde elektrik yine de dışarıya göre ucuz." diye; ben biraz da buna bakayım dedim -dersimi çalıştım- fiyat karşılaştırmaları hizmeti veren Alman Verivox şirketinin sonuçlarını size sunacağım:

Satın alma gücüne göre Avrupa Birliğinin en pahalı 8'inci elektriği ve G20'nin en pahalı 3'üncü elektriği bizde. Şimdi, sorun da göründüğünden daha büyük. Neden mi? Çünkü Eurostat'ın 2019 elektrik verilerine bakınca bunu görüyoruz.

Hane halkı elektrik tüketiminde Avrupa Birliği ortalaması kilovatsaat başına euro üzerinden 21 sent. Bizde vatandaşımız bu meblağın euro üzerinden yarısına yakınını ödüyor; 10,5 sent. Birim fiyat bire 2 oranında. Elektriğimiz ucuz gibi duruyor, evet ama işte bir müstafi Bakanın dediği gibi "Vatandaş maaşını dövizle almıyor."

2019 yılı ikinci yarısının elektrik fiyatlarını bir önceki yılla kıyasladım ve hane halkının tükettiği elektrik fiyatı yüzde 20 artmış. Hadi bakalım buna; Avrupa Birliğinde 1'inciyiz. AB’deki ortalama artış yüzde 2 bile değil hatta AB'deki 10 ülkede elektrik fiyatları ucuzlamış, bakın, bu artış TÜİK'in 2019 yılı sonu için açıkladığı yüzde 11,84'lük artıştan daha fazla.

Şimdi, bir vahim durum daha, şirketlere baktım, iş yerleri tarafından kullanılan elektriğe;

Burada kilovatsaat başına bizim şirketler 8 sent ödüyor, Avrupa Birliği ortalaması 12 sent, yani daha iyi gibi ya, ama işte satın alma gücünü hesaba katınca bu, bizim şirketlere "Batın” demek, zaten onlar da batıyorlar.

Avrupa Birliğinde sanayici, elektriği hane halkı tüketiminin yarı fiyatına kullanırken, bizde hemen hemen eşit fiyatına kullanıyor. E, sanayici işini düzeltemeyince geri kalan durum zaten malum durum...

2018 yılına göre elektrik fiyatlarında yüzde 38 artış olmuş şirketler için, Avrupa Birliğinde bu konudaki artışta birincilik gene bizde ve Avrupa Birliğindeki artışsa ortalama yüzde 5. Hatta AB'deki 6 ülkede elektrik fiyatları geçen seneye göre ucuzlamış.

Şimdi buradan çıkan bazı sonuçlar var: İktidar piyasa düzenlemesi yapmaya kalkıyor ancak daha fiyat istikrarı kurulamamış yani yüzde 20 ile yüzde 40'lık zam kabul edilemez; bu bir.

İki: Enerjide fiyat istikrarsızlığını gidermek için yeterli yatırım yapılamamış, ham maddeye kadar enerji teknolojilerini dışarıdan ithal ediyoruz ve siz maliyeyi yönetemediğinizde -döviz artışıyla beraber- olan vatandaşımıza ve üreticimize oluyor.

Bir sonucu daha var bunun: Euro bazında var olan sözde ucuzluk, vatandaşa değil, elektrik üretim dağıtım maliyetlerine ve şirket kârlarına giden bir ucuzluk dolayısıyla!

Bu veriler 2019'dan değerli milletvekilleri, daha 2020 verileri gelecek, bu söylediklerim euronun 6,34 olduğu zamanlara ait.

Sonuç: Bir şeyleriniz yanlış:

-Vatandaşın, elektrik tüketen sanayicinin, çiftçinin, üreticinin, işletmelerin korunması lazım.

-Maliyeti vatandaşa yükleme işinden vazgeçmeniz lazım. -Siftahsız kepenk kapatan esnafımızdan, geliri çok çok azalmış kısa çalışma ödeneğine ve ücretsiz izne mahkûm edilmiş 4 milyondan fazla vatandaşımızın elektrik ücretlerini almaya devam etmekten vazgeçmeniz lazım.

Corona döneminde bile bir ay, iki ay kepenk kapattı vatandaşlar, onlardan elektrik ücreti aldınız ya, el insaf!

Şimdi, şu an var olan politikalarınız "clientelist" yani kayırmacı politikalar, rekabet eden bir enerji piyasası yok ve Hükûmete yakın olan az sayıdaki firmanın yüksek pay aldığı oligopolistik bir yapı oluşmuş.

Belli dağıtım ve iletim alanları şirketlere paylaştırılmış, enerji alanında oyun değiştirici herhangi bir politika yok.

Bu yapıyla elektrik piyasamız fayda üretir şekilde devam edemez.

Bunları Karadeniz'de bulduğunuz gaz kuyusuyla filan da düzeltemezsiniz.

Elektrik ve enerji alanında sektörel bir derinleşme için kurumsallaşma, profesyonelleşme ve rekabeti önceliklerinize almalısınız.

Uluslararası enerji şirketlerinin kapasitesi ve verimliliğine erişmek istiyorsanız bütün bunları yapmalısınız.

Kamu ihalelerinde şeffaf olmalısınız ve öngörülebilirlik piyasaları sürdüren şey, bunda da öngörülebilirlik yok.

İşte bu bahsettiğim sonuçları on sekiz yıldır hatalı özelleştirme projelerinizle ve liyakati değil de kayırmayı öne alan uygulamalarınızla bu hâle getirdiniz değerli arkadaşlar. Bunları düzeltmek için size iki tane şey lazım: Bir tanesi niyet, bir de niyet edecek gayret, o da vizyon ve liyakatle oluyor.

Elektrik piyasasını düzenleyecek bir vizyon lazım. Olduğunda, olmayan enerjiyi bu millet daha önce buldu, yaparız, gene yapacağız.

Geldiğimizde önce şu kurumaya bıraktığınız GAP'ı tamamlayarak inşallah yapacağız.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *