ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Kurtuluşun yolu üretimden geçer

Kurtuluşun yolu üretimden geçer
YAYINLAMA: 01 Aralık 2020 / 14.17
GÜNCELLEME: 01 Aralık 2020 / 14.17
Türkiye tarihinin ikinci büyük küçülmesini yaşarken, sivil toplum örgütü temsilcileri küçülmenin nedeninin uygulanan yanlış politikalar olduğunu ifade etti. Üretimin önü açılmadan ekonomik krizden kurtulmanın mümkün olmadığı vurgulanırken, hükümetin duyarsızlığından yakınıldı.

Türkiye’nin, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra tarihinin en büyük yoksullaşmasını yaşadığını söyleyen GTO Yönetim Kurulu Üyesi Ünal Özdil, gidişatın iyi olmadığını vurguladı. Hükümetin tüm bu gerçeklere rağmen önerileri kulak ardı ettiğini ifade eden Özdil, “Bana göre bu hükümetin basireti bağlanmış. Çünkü krizden çıkış için birçok öneri ve metod var. Bunları ilgili kurum ve kuruluşlar dile getiriyor, hükümete rapor olarak sunuluyor, ancak gereği yerine getirilmiyor. Bunun sebebini anlamak mümkün eğil. Hükümetin yapması gereken, önce güven ortamını sağlamak. İnsanlar yatırım yapmaktan korkuyor. Çünkü ülkede yarın ne olacağı bilinmiyor. Dövizdeki yükselme kadar düşüş de tehlikeli” şeklinde konuştu.

Ekonominin düze çıkması için yapılması gerekenin üretimin ve ihracatın artırılması olduğuna dikkat çeken Özdil, ekonominin önündeki darboğazın aşılması ve yatırımcının önünün açılması gerektiğini belirtti. Bulgur Sanayicileri Derneği Başkanı Celal Deniz ise, yaşanılan sıkıntıları ve ekonomideki küçülmenin nedenini yakın zamanın politikalarına bağlamamak gerektiğini ifade ederek, “Kriz ülkeye çok şey kaybettirdi. 2004 Yılı sonunda bile son bir yılda kaybettiğimiz noktaya gelmemiz çok zor. Türkiye’nin büyümesi reel sektörün üretiminden geçer. Üretim olmadığı sürece büyüme söz konusu olamaz. Üretim içinde sektörler müthiş kan kaybetti, finans desteği zorunlu” dedi.

Bankaların kendilerini yeniden düzenleyip reel sektöre kaynak aktarması gerektiğini hatırlatan Deniz konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’deki küçülme ve yoksullaşma sürecinin nedenlerini bugünün politikaları ile değerlendirmek yanlış. Yaşanılan sıkıntıların kökenini yakın zamanın politikalarında aramak gerek. Özellikle 1950’li yıllardaki borçlanma, 1980’li yıllarda üretmeden tüketme, üretmeden borçlanmalardan ileri geliyor. Tüm bunların çok büyük etkisi oldu. Bu nedenle bugünü değerlendirirken geçmişi çok iyi tanımak gerek. Üretimin olmadığı yerde enflasyonun düşmesi bir şey ifade etmez. Sokağa çıkıp bakmak gerek” dedi.

Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı Haşan Aktaş, Türkiye’de büyümenin de küçülmenin de çok hızlı şekilde olduğunu belirterek, “Mali sektöre önem verip, reel sektörü yabana atarak bir yere varamayız. Bugün ekonomideki küçülme bu yanlışın sonuçlarından biridir. Yatırımın olmadığı yerde, üretimin olmadığı yerde, ekonomi düzelmez, kalkınma olmaz. O zaman ekonomi küçülür. Enflasyon sadece mali politikalarla düzelmez. Üretimi bir kenara atarak sadece mali politikalarla bir yere de varılamaz” dedi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *