ANASAYFA arrow right Güncel

Kız çocukları ve kırsal kesimdeki çocuklar eğitime erişimde ciddi sorunlar yaşıyor

Kız çocukları ve kırsal kesimdeki çocuklar eğitime erişimde ciddi sorunlar yaşıyor
YAYINLAMA: 23 Ocak 2022 / 20.59
GÜNCELLEME: 23 Ocak 2022 / 20.59
2021-2022 Eğitim Öğretim Yılının birinci dönemi 22 Ocak itibariyle sonra erdi, ikinci dönem 7 Şubat’ta başlayacak.

2021-2022 Eğitim Öğretim Yılının birinci dönemini değerlendiren Eğitim Sen Gaziantep Şubesi, eğitim sistemindeki yaşanan sorunların artarak devam ettiği tespitinde bulundu.  Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Eğitim, ekonomiden sonra halkın en öncelikli sorunu ve gündemi olmaya devam ediyor. Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamıyor, çocuk yaşta evlenmenin önüne geçen adımlar atılmıyor. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere kız çocukları ve kırsal kesimde yaşayan çocuklar açısından eğitime erişim konusunda ciddi sorunlar yaşıyorlar” diye konuşma yaptı.

Cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamalar ağırlıkta

“Eğitim sistemi toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzakta ve giderek dinsel içerik kazanan egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altında” ifadelerini kullanan Parlakçı, “Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim alanı ve okullarımız geliyor. Geçtiğimiz dönemde cinsiyetçilik ve cins ayrımcı uygulamaların okullarda etkili şekilde üretilmeye devam ettiği görüldü. Geleneksel cinsiyet rolleri aile, okul, hukuk, ahlak, din ve medya tarafından sistemli bir şekilde çocuklara ve topluma aktarılmaya çalışılıyor” dedi.

Niteliğin kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değil

2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitim alanında yaşanan gelişmelerin, MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikaları geliştirmek gibi bir derdinin olmadığını ileri süren Parlakçı, “Pandemi nedeniyle uygulanan uzaktan eğitimle ilgili sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değil” açıklamasını yaptı.

İki yıla yakın süredir devam eden Kovid-19 salgını koşullarının eğitim öğretime olumsuz etkilerinin devam ettiğini vurgulayan Başkan Parlakçı, “Eğitimin niteliğinde yaşanan gerilemenin sürmesi, son yıllarda belirgin şekilde artan eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamaları, okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin sürmesi, kalabalık sınıflar sorunu, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakalarının artması, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu vb. gibi çok sayıda sorun eğitim sisteminin belli başlı sorunları olarak geçtiğimiz öğretim yılında da varlığını devam ettirdi” ifadelerini kullandı. 

Türkiye’de eğitim sistemi uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakıldı

Parlakçı, “Türkiye’de eğitim sistemi uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakılırken, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları 2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısında yapılan düzenlemeler ve fiili uygulamalarla sürdü. Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ‘piyasacı’ ve ‘dini eğitim’ merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkiledi” tespitini yaptı.

Eğitime erişim hakkını ihlal eden uygulamalar dikkat çekici

Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle tamamladı: “Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel çeşitlilik ve inanç çeşitliliği, eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saymayı, onları ve taleplerini görmezden gelmeyi ısrarla sürdürüyor. Türkiye’nin kamusal, laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicilini ısrarla sürdürmesini de anlamak mümkün değil. Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam ediyor. Türkiye’de milyonlarca çocuk ve gencin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanmasını engelleyen, Covid-19 salgını koşullarında gerekli önlemleri almayarak milyonlarca çocuk ve gencimizin eğitime erişim hakkını ihlal eden uygulamaların ısrarla uygulanması dikkat çekici.” Ali Göksular

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *