ANASAYFA arrow right Sağlık

Kışın ani hava değişimi kılcal damar çatlamasına yol açıyor

Kışın ani hava değişimi kılcal damar çatlamasına yol açıyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.41
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.41
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Fatma Elif Yıldırı
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Fatma Elif Yıldırım, kış mevsiminde, sıcaktan soğuğa veya soğuktan sıcak ortama geçişler nedeniyle damarsal yapının ortam sıcaklığına uyum sağlayamamasına bağlı ani hava değişimlerinin kılcal damar çatlamalarına yol açtığını söyledi.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Cilt Hastalıkları Uzmanı da olan Dr. Öğr. Üyesi Yıldırım, soğuk, kuru hava ve çevre kirliliğinin kış aylarında cilt sağlığının önemini artırdığına dikkat çekerek, alınacak bir dizi önlemlerle kış mevsiminin cilt üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmanın mümkün olduğunu kaydetti.
Mevsim değişimlerinden en fazla cildin etkilendiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Yıldırım, “Soğuk hava ve çevresel faktörler nedeniyle cilt yıpranıyor. Kış mevsiminde çeşitli faktörler cildin nem dengesini bozuyor, bu da cilt sağlığını tehdit ediyor. Dışarıdaki soğuk hava, içeride kalorifer, soba, klima gibi ortamın nemini azaltan çevresel faktörlerin etkisiyle, banyoda sıcak suyun tercih edilmesiyle cildimizin nem dengesi bozuluyor ve cilt kuruluğu gözlenebiliyor” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Yıldırım, cilt kuruluğunun özellikle yaşlılarda daha sık gözlendiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Ciltteki bu kuruma hastada kaşıntı oluşmasına neden oluyor. Bu kaşıntı hastayı hastaneye getirecek kadar rahatsız ediyor. Düzenli nemlendirilmediği sürece de bu kaşıntı geçmiyor. Ciltte bu durumu kepeklenme hatta bu kepeklerin kaşınmasına bağlı yaralar şeklinde de görebiliyoruz. Hasta cildini nemlendirdiğinde, cilt kuruluğundan kurtulduğunda bu şikâyetleri de düzeliyor. Bunun yanı sıra cilt kuruluğunun artmasına bağlı egzamalar gözlenebiliyor. Ayrıca sedef hastalığında güneş ışınlarının azalmasına bağlı olarak alevlenmeler de görülüyor.”
Soğuk havanın derinin üst tabakasında kalınlaşmaya ve çatlamalara neden olduğunun altını çizen diyen Dr. Öğr. Üyesi Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vücudun açıkta kalan kısımlarını eldiven, bere gibi giysilerle soğuktan korumak gerekiyor. Kış mevsiminde karşılaşılan sorunlardan biri de kılcal damar çatlamasıdır. Bu sorun, sıcaktan soğuk veya soğuktan sıcak ortamlara geçişlerde damarsal yapının ortam sıcaklığına uyum sağlayamamasından kaynaklanıp, ciltte kızarıklık ve yanma olarak karşımıza çıkıyor. Vücudun daha çok açıkta kalan bölgelerinde özellikle de yüzde görülüyor.
Bu durumdan korunmanın en iyi yolu ortam ısısını iyi ayarlamak ve cilt tipimize uygun olarak kullandığımız nemlendiricimizi daha yoğun kullanmaktır. Özellikle klima ve ısıtıcı gibi ofis tipi ısınmalarda cilt çok daha fazla kuruyacağından nemlendiricimizi daha sık sürmeliyiz. Halk arasında ‘damar çatlaması’ olarak bilinen ‘telenjiektaziler’ için özel lazer tedavileri uygulanıyor. Son yıllarda geliştirilen lazer tedavileri ile güvenli ve yüz güldüren sonuçlar elde ediliyor.”
Dr. Öğr. Üyesi Yıldırım, su tüketiminin cilt sağlığı açısından büyük önem taşıdığına işaret ederek, “Su içmek cilt sağlığı için önemlidir. Hangi mevsim olursa olsun su içmek çok önemlidir. Su, cildin nemini korumak için gereklidir. Mevsim değişimiyle ortaya çıkan cilt kuruluğunu önlemek için bol su içmek cilt sağlığı açısından iyi bir başlangıç olacaktır” ifadelerine yer verdi. Haber Merkezi

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *