Marka şehir kavramının, kabına sığmayan Gaziantep’in vizyon projesi olduğu belirtilirken, kentler ve ülkelerin zenginliklerinin sahip olduğu markalarla ölçüldüğü kaydedildi.
Seminere, Ülker holding icra kurulu başkan yardımcısı Orhan Özokur, Damat-Tween yönetim kurulu başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Dardanel gıda yönetim kurulu başkanı Niyazi Önen, Dünya gazetesi genel yayın yönetmeni Osman Oralat ve Dünya gazetesi yazarlarından Rüştü Bozkurt konuşmacı olarak katıldı.
Marka şehir, kabına sığmayan Gaziantep’in vizyon projesidir
Gaziantep Sanayi odası başkanı Nejat Koçer, 2003 yılı başında markalaşma öyküsünün yolculuğunun başladığını, marka şehir kavramını Türkiye’de ilk kez gündeme getirdiklerini, bugüne kadar ticari ürünlerin markalarını görmeye alışkın kamuoyu için yeni bir kavramın garip karşılandığını söyledi.
Gaziantep Sanayi Odası’nın Gaziantep’in markalaşma sürecini tartışmak için düzenlediği markalaşma öyküleri ve marka şehir Gaziantep konulu seminer, Grand Otel’de düzenlendi.
Toplantıda konuşan Gaziantep Sanayi odası başkanı Koçer, “Biz sahip olduğumuz potansiyeli biliyor, bugüne kadar ortaya çıkardıklarımızı da küçümsemiyorduk derken, marka şehir Gaziantep kavramı, sıradan bir tanıtım ve pazarlama faaliyeti değildir. Marka şehir kavramı, artık kabına sığmayan Gaziantep’in vizyon projesidir. Şehirler ve ülkeler sahip oldukları markalarla zengindir. Gaziantep birçok alanda Türkiye’ye öncülük etmiş, yeni projelerde başlangıç noktası olmuştur. Çünkü bu kentin heyecanına inanan, dinamizmine güvenen geniş bir kitle var Türkiye’de” diye konuştu.
Özel teşebbüs yatırımlarıyla Gaziantep örnek kent
Büyükşehir Belediye başkanı Celal Doğan da, disiplinli, verimli çalışma ve doğru model seçiminin markalaşmaya zemin hazırladığını söyledi. Markalaşmanın en önemli şartının doğru model seçim olduğunu belirten Doğan, Gaziantep’in bu anlamda, Türkiye’nin örnek ili olduğunu ve özellikle son yıllardaki başarı ile bunu açıkça ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Gaziantep’in, özel sektör teşebbüsünün yatırımları ile Türkiye’ye örnek olduğunu anlatan Doğan, “Gaziantep’teki üretimin %99’unu özel sektör yapıyor. Devlet yatırımının olmaması, ilde yatırımcı ve tüccar ruhun ortaya çıkmasını sağladı. İşte bu anlayış, Gaziantep’i markalaşma sürecinde doğru bir model olması bakımından çok önemli bir konuma sokuyor. Kamunun verimli üretim yapamadığının ortaya çıktığı günümüzde, Gaziantep’in ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz” diye konuştu.
Markalaşma her alanda önemli
Markalaşmanın sadece sanayi ve ticaret de değil her alanda önemli olduğunu belirten Doğan, “Gaziantep, çağdaş belediyecilik hizmetlerinde ve sporda da markalaşmış bir kent haline geldi. Özellikle, 1989 yılından beri kentte, çağdaş belediyecilik hizmeti veriliyor. Kentte, altyapı yatırımlarının %99’u tamamlandı. Suyum akmıyor diyen hiçbir vatandaşımız yoktur. Bir vatandaşım çıksın, suyum akmıyor, alt yapım yok desin, ben bir daha belediye başkanlığına aday olmam. Bir çok belediye zarar ederken, özelleştirme sayesinde hem kent merkezinde ulaşım düzenli olarak sağlanıyor hem de yıllık 24 milyon TL kar elde ediyoruz. Türkiye’nin bütün kentlerinde dahi olmayan modern çöp depolama ve imha alanlarına sahibiz. Etkin özelleştirme sayesinde, Belediye çalışanlarının sayısı hızla azalırken, hizmetler daha çağdaş hale geldi. Gaziantep sporun başarısı da ortada. Gaziantep’in üç takımı, 480 sporcusu ve 30 eğitimcisi var. Halen, Gaziantepspor altyapısında yetişen 47 sporcu birin liğde mücadele eden takımlarda forma giyiyor. Kısacası, sporda ve özellikle futbolda ve belediyecilik hizmetlerinde de kurumsallaşma sağlanarak markalaşma yolunda önemli mesafeler kat edildi” şeklinde açıklama yaptı.
Markalaşma öykülerini anlattılar
Oturum başkanlığını Dünya gazetesi genel yayın yönetmeni Osman Oralatın yaptığı seminere katılan konuşmacılardan Orhan Özokur, Süleyman Oraklıoğlu, Niyazi Önen ve Rüştü Bozkurt da markalaşma sürecinde üretim ve kalite anlayışı ile firmalarının markalaşma süreci hakkında bilgi verdiler.
RSS