ANASAYFA arrow right Sağlık

Kapalı alanlarda Koronavirüs ile nem arasındaki ilişki araştırıldı; en az yüzde 40 nem şart!

Kapalı alanlarda Koronavirüs ile nem arasındaki ilişki araştırıldı; en az yüzde 40 nem şart!
YAYINLAMA: 23 Ağustos 2020 / 19.00
GÜNCELLEME: 23 Ağustos 2020 / 19.56
Fulya Canşen, Almanya'nın Koronavirüs Günlüğü'nde anlattı

Hintli ve Alman araştırmacılar, kapalı mekanları nemlendirmenin de Koronavirüs’ün yayılmasını engellediğini tespit ettiler. Yaptıkları ortak araştırma sonucunda uzmanlar, kapalı alanlarda havadaki nemin %40 ve üzerinde olmasını öneriyorlar. Almanya’nın Leibzig kentindeki Troposferik Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı açıklamada şöyle yazıyor: “Eğer kapalı bir mekanda nem %40’ın altındaysa, Koronavirüs taşıyan partiküller daha az su emecek dolayısıyla daha hafif olacaklar. Hafif olan partiküllerin havada dolaşması daha kolay olacağından insanların nefes yoluyla virüsü kapması da daha çabuk olacaktır.“

Leibzig’teki Enstitü ve Yeni Delhi’deki Ulusal Fizik Laboratuvarı çalışanları, 2007 ile 2020 arasında yapılan ve diğer Korona ile grip virüslerinin yayılmasını inceleyen on ayrı uluslararası araştırmayı analiz ederek bu sonuca vardılar. Vatandaşlar kışı, ısıtılmış dolayısı ile havası daha kuru kapalı mekanlarda geçiriyor olması bu sonucu önemli kılıyor. Uzmanlar, hükümetlere, kamuya ait binalar ve ulaşım araçlarında nem oranını %40’ın üzerinde tutmalarını öneriyorlar.

Alman Robert Koch Enstitüsü çalışanları, virüsün nerelerde daha hızlı yayıldığına dair bir liste hazırladılar. Buna göre;

Türkiye, İspanya ya da Polonya, neresi olursa olsun yurtdışı seyahatleri virüsün taşınmasına neden oluyor. Örneğin Ağustos ayında Almanya’daki enfekte olanların %40’ının virüsü yurtdışından getirdiği hesap edilmiş.

Düğünler, doğum günü kutlamaları ya da kalabalık dost buluşmaları da virüsün yayılmasını kolaylaştırıyor. Çünkü yiyip içip şarkılar söylenerek dans edilen bu tür buluşmalarda 1,5 metrelik mesafeyi korumak neredeyse mümkün değil. Salgının ilk aylarında Almanya’daki enfeksiyon sayısının yarısının müsebbibi bu tür buluşmalardı.

Kilise, cami ya da havralarda yapılan dini törenler de özellikle risk grubunda olan yaşlılar için tehlike arz ediyor. Uzağa gitmeye gerek yok, Ayasofya’da topluca kılınan namaz buna güzel bir örnek.

Çok sayıda kişinin özellikle de beden gücüyle çalıştığı açık ofisler, havasız fabrikalar ve çiftlikler de risk taşıyor.

Topluca kalınan yerler, mülteci kampları, yaşlı bakım evleri ya da hastaneler de enfeksiyonun yayılmasına uygun mekanlar. Buradaki en büyük risk çalışanların enfekte olup yakınlarına taşıması.

Protesto gösterileri... George Floyd’un öldürülmesinin ardından Amerika’da, Avrupa’ da düzenlenen mitingler, salgın önlemlerini protesto etmek için Almanya'da ya da İspanya’da yapılan yürüyüşlerin de riski arttırdığı ifade edilse de bu konuda herhangi bir istatistik tutulabilmiş değil.

Okullar, toplu taşım araçları, lokantalar hatta oteller bile virüsün yayılmasına neden oluyor.

Uçaklar... Uçak şirketleri her ne kadar, uçaktaki havanın, takılan Hepa filtresi sayesinde ameliyathaneler kadar güvenli olduğunu iddia etseler de Frankfurt Üniversite kliniği yaptığı son araştırmada, uçak yolculuğunun da riskli olduğunu ortaya koydu. Doktorlar, “evet filtreler riski azaltıyor ama tamamen ortadan kaldırmıyor” diyor ve mutlaka maske takılmasını öneriyorlar.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *