ANASAYFA arrow right Sağlık

Kalp sağlığı için porsiyonlara dikkat edilmeli

Kalp sağlığı için porsiyonlara dikkat edilmeli
YAYINLAMA: 14 Nisan 2022 / 17.45
GÜNCELLEME: 14 Nisan 2022 / 17.45
Hem Türkiye’de hem dünyada ölümlerin en sık görülen nedeninin kalp ve damar hastalıkları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bengi Başer, “Vücudun ihtiyaç duyduğu kaloriden fazlasını almak kalp damar sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu durumun önüne geçmek için porsiyonlarımızı kontrol altında tutarak gereğinden fazla yemek yemekten kaçınmamız gerekiyor” dedi.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer, ‘Kalp Haftası’ sebebiyle bir kez daha kalp sağlığını korumanın uzun yaşamın sırrı olduğunu hatırlatmak istiyorum’’ diyerek kalp damar sağlığını korumak için yapılması gerekenleri anlattı.

Kalp ve damarların oluşturduğu dolaşım sisteminin hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Başer, ‘’Kalp zaten hepimizin bildiği gibi hayati bir organ. Bırakın durmasını düzenli olarak atmaması, ritminin bozulması dahi oldukça ciddi sonuçlar doğuruyor. Damarlar ise hem kanı kalpten vücudun farklı bölgelerindeki dokulara götürüyor hem de bu dokulardan kanı kalbe geri döndürüyor. Dolaşım sisteminin bu farklı dokularla, organlarla, sistemlerle olan ilişkisi canlılığımızın devam edilmesini sağlıyor’’ dedi.

Kalp ve damar sağlığının pek çok farklı parametreden etkilendiğinin altını çizen Prof. Dr. Başer, ‘’Ne yiyip ne içtiğimiz ne kadar hareket ettiğimiz, sigara kullanıp kullanmadığımız, kan basıncımız yani diğer bir deyişle tansiyonumuz, kan kolesterol düzeyimiz; tüm bunlar kalp damar sağlığını yakından ilgilendiriyor. Bu faktörlere dikkat edersek; örneğin sağlıklı beslenirsek, tansiyonumuzu normal değerlerde tutarsak kalp damar sağlığımızı da korumuş oluruz’’ şeklinde konuştu.

Kalp damar sağlığı için beslenme önerilerinde bulunan Prof. Dr. Bengi Başer, ‘’Kardiyovasküler sistemin sağlığını korumak için beslenme düzeninde yapılacak ilk değişiklik yemek porsiyonlarını kontrol altına almak. Kişiler yaşına, cinsiyetine, hareket düzeyine, varsa sahip olduğu hastalıklarına göre günde belirli miktarda kalori almalı. Vücudun ihtiyaç duyduğu kaloriden fazlasını almak kalp damar sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu durumun önüne geçmek için porsiyonlarımızı kontrol altında tutarak gereğinden fazla yemek yemekten kaçınmamız gerekiyor” dedi.

Başer açıklamasının devamında, “Sebze ve meyveler, kalp dostu besinler. Bu besinlerin kalorisi az ve besleyiciliği yüksek. Ayrıca çok sayıda vitamin ve minerali bünyesinde barındırıyor. Dolayısıyla hem ana hem de ara öğünlerde meyve ve sebze tüketmek gerekiyor. Özellikle çilek, ahududu, kırmızı dut gibi kırmızı meyveler; içerdikleri antioksidanlarla kalp sağlığını güçlendirmeye destek olur” diye konuştu.

Kan kolesterol düzeyinin kalp sağlığında belirleyici bir faktör olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Başer, ‘’Ne kadar yağ yediğimiz, hangi tür yağlarla beslendiğimiz de kalp sağlığını etkiliyor. Doymuş yağ dediğimiz et, süt, tereyağı gibi hayvansal gıdalardan aldığımız yağlar kan kolesterol düzeyini yükselterek damar tıkanıklığı ve damar sertleşmesi riskini artırıyor. Bu nedenle doymuş yağ tüketimimizi sınırlandırmamız gerekiyor. Öte yandan zeytinyağı, kanola yağı gibi bitkisel kaynaklı yağlar ise kalp damar sağlığını koruyucu etki gösteriyor” ifadelerini kullandı.

 “Kalp damar hastalıkları çok sayıda farklı rahatsızlık için kullanılan genel, kapsayıcı bir isim. Kalp damar hastalıkları içerisinde ise en sık olarak koroner arter hastalığı ile karşılaşılıyor” diyen Başer, ‘’Koroner arter hastalığı dediğimiz durum kalbi besleyen damarların tıkanması. Bu tıkanma sonucunda kalp ihtiyaç duyduğu oksijeni yeterli miktarda alamıyor. Sonuç olarak da kalbin bu az beslenen bölümlerinde doku ölümü gerçekleşiyor. Diyabet, hipertansiyon ve hiperkolesterolemi gibi rahatsızlıklar koroner arter hastalığı riskini artırıyor’’ ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Başer, ‘’Diyabet, tansiyon hastaları mutlaka doktorların verdiği tedavi planına uymalı. Diyabet hastalarında kan şekerinin, tansiyon hastalarında kan basıncının kontrol altında olması kalp damar sağlığı açısından olumlu bir durum. Bu nedenle bu hastalar mutlaka ilaçlarını kullanmalı, egzersiz yapmalı, beslenmesine dikkat etmeli ve düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeli’’ diyerek sözlerini noktaladı.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *