ANASAYFA arrow right Yaşam

Kadınlar, bu ülkede inadına yaşayacak ve yaşatacak

Kadınlar, bu ülkede inadına yaşayacak ve yaşatacak
YAYINLAMA: 29 Mart 2021 / 21.39
GÜNCELLEME: 29 Mart 2021 / 21.53
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine bir tepki de Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şubesi’nden geldi: “Tacize uğramak, öldürülmek kadınların kaderi olmamalı”

Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şubesi Disiplin Kurulu Başkanı Serap Solak, “Kadınların da erkekler gibi güven içinde, korkmadan, acı çekmeden, insanca yaşamaya hakkı var. Acı çekmek, tacize uğramak, öldürülmek kadınların kaderi olmamalı. Kadının adından dahi rahatsız olan, kadınları korumak bir yana, onları kendi iktidarı için tehdit olarak gören ve ‘Çareyi dışarılarda aramaya gerek yoktur, çözüm bizatihi gelenek ve göreneklerimizde’ diyen zihniyete karşı kadınlar, bu ülkede inadına yaşayacak ve yaşatacak” dedi.

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin tüm türlerini engelleye yönelik

İstanbul Sözleşmesi’nin psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içerdiğini hatırlatan Solak, “Sözleşme çerçevesinde ev içi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde anlaşılır. Dolayısıyla ‘aile’ olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmez. Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler o denli önemlidir ki; silahlı çatışma durumlarında bile geçerliliğini korur ve taraf devletlerin bunu garanti altına alması gerekir” şeklinde konuştu.

Şiddetin önlenmesi, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü devlete aittir

Solak, sözleşmenin getirdiği yükümlülüklerin öncelikle devlet görevlilerine yönelik ve devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda olduğunu kaydederken, “Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değildir. Aynı zamanda şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü devlete aittir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde şiddetin sorumlusu İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde devlet olacak” açıklamasını yaptı.

“Bütün bu genel bilgi ve sınırlar çerçevesinde Türkiye neden bu sözleşmeden ayrılmıştır?” diye soran Solak, “Bu kadar hassas maddeler üzerinden yorumlanan sözleşmenin nasıl bir dezavantajı vardı ki çekilinmiştir? Hem de Resmi Gazete'de gece yarısı yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile. Herhangi bir Meclis değerlendirilmesine alınmadan. Bütün bunlar göstermiştir ki siyasi iktidarın ve yandaş medyanın ‘Gizli amacı aileyi yok etmek’ iddialarıyla bir süredir hedefe koyduğu sözleşmeyle ilgili alınan bu karar, kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini meşrulaştırmak” ifadelerini kullandı.

Kadınların daha fazla şiddete maruz kalmasına ve katledilmesine sözleşmeden çekilerek ön ayak olunuyor

Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şubesi Disiplin Kurulu Başkanı Serap Solak, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Yapılması gereken nedir? Hiç vakit kaybetmeden kadına her türlü şiddet meylinde olan her türlü yasal sorumluluğu olan bireyin asla ceza indirimi uygulanmadan, hafifletici sebep aranmadan caydırıcı cezalar verilmesini sağlamak, İstanbul sözleşmesinin getirdiği yükümlülüklere uygun bir biçimde hareket etmek olmalıdır; fakat  siyasi iktidar, gerici ittifak ortaklarıyla kadınların daha fazla şiddete maruz kalmasına ve katledilmesine sözleşmeden çekilerek ön ayak oluyor.” Hüseyin Karataş

 

 

 

https://bututtu.com/

 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *