ANASAYFA arrow right Güncel

Kadının en temel hakkı olan yaşam hakkı vahşice ihlal ediliyor

Kadının en temel hakkı olan yaşam hakkı vahşice ihlal ediliyor
YAYINLAMA: 25 Kasım 2021 / 21.19
GÜNCELLEME: 25 Kasım 2021 / 21.19
Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü açıklamasında, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çok yönlü ve bütüncül politikalar üretilmeli” denildi.

Komisyon Başkanı Av. Fethiye Ersoy, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal mevzuatın yanında, toplumsal zihniyetin değiştirilmesi de çok önem arz ediyor. Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde genele yayılarak etkin ve kararlı yürütülmesi gerekiyor” dedi.

Kadınlar korumasız bırakılıyor

Ersoy, “Günümüzde ülkemizde zihniyet dönüşümüne yol açacak politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını koruma altına alan kanunları ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik çalışmalara destek olunmasının ve İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı olarak çekinilmesinin kadına yönelik şiddette kadınları korumasız bıraktığını ve kadınların yaşam hakkının ihlaline yol açtığını görmekteyiz” ifadelerini kullandı. 

Kadınlar daha fazla şiddete açık hale getirildi

Ülkemizde kadınların hukuki kazanımlarına karşı yürütülen sistematik çalışmalar sonucunda, kadına yönelik şiddetin giderek arttığını, en temel insan hakkı olan yaşam hakkının vahşice ihlal edildiğini endişeyle takip ettiklerini kaydeden Ersoy, “İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı bir şekilde çekinilmesi, Türk Medeni Kanunuyla ve 6284 sayılı Yasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın hakları kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemelerinin yapılacağının kamuoyunda sürekli gündemde tutulması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet derslerinin müfredatlardan çıkartılması, kadını özgür birey olarak görmeyip, sadece aile içinde bir birey olarak sınırlandıran zihniyetin oluşmasına yol açan politik uygulamalar gibi nedenlerle kadınlar daha fazla şiddete açık hale getiriliyor” tespitini yaptı.

Ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımıyor

Av. Ersoy, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesinde yasal mevzuatın önemli olduğunu dile getirdi. “Mevcut yasal düzenlemelerin ve uluslararası mevzuatın eksiklik ve tutarlılıkla uygulanmasının daha da önemli olduğunun farkındayız. Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta; siyasilerin, üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kamu kurum ve kuruluşlarının kadına yönelik açıklamalarının kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kaldırıyor” dedi.

Kadının korunması temel bir politika olarak ele alınmalı

Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fethiye Ersoy, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi Devletin kadınları korumaya yönelik önlemleri ve şiddete yönelik politikalarıyla birebir ilgili. Erkek şiddeti, kadın cinayetleri, kadının korunması temel bir politika olarak ele alınmalı. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması ve şiddete uğrayan kadınların korunması devletin sorumluluğunda. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Türk Medeni Kanun’u, 6284 sayılı Kanun, Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın haklarının tüm kurum ve kuruluşlarla eksiksiz uygulanması, Aile Hukuku ve kadına karşı şiddet alanlarında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamalarının kabul edilmemesi, nafaka konusunda yasal bir değişiklik yapılmaması ve İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulması öncelikli taleplerimiz.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *