ANASAYFA arrow right Yaşam

Kadına yönelik şiddeti önlemek için toplumsal zihniyet değişmeli

Kadına yönelik şiddeti önlemek için toplumsal zihniyet değişmeli
YAYINLAMA: 25 Kasım 2020 / 20.41
GÜNCELLEME: 25 Kasım 2020 / 20.41
Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla açıklamada bulundu

Komisyon Başkanı Fethiye Ersoy, “Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için temel öğe, mevcut toplumsal zihniyetin değiştirilmesidir. Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde, genele yayılarak etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor” dedi.

Ersoy, ancak devletin, zihniyet dönüşümüne yol açacak politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını ve en önemlisi yaşam haklarını koruma altına alan kanunları ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik talepler karşısında etkisiz kaldığını söyledi.

Kadınlar, psikolojik, ekonomik, sosyal, siyasal, cinsel saldırıya maruz kalıyor

Dünyanın her yerinde kadınların psikolojik, ekonomik, sosyal, siyasal, cinsel ve yaşamsal saldırıya maruz kaldığı tespitinde bulunan Ersoy, “O nedenle bugün her yerde kadınlar tarafından; yaşamın her alanında karşılaştıkları sömürüye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ev içi ve toplumsal şiddete, ayrımcılığa karşı çıkarak, dayanışma ve mücadele ruhuyla kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele çağrısı yapmakta, ilgili kurum ve kuruluşlara görevlerini hatırlatmakta, yasaların değişmesi veya uygulanması için çağrı yapılmakta” şeklinde konuşma yaptı.

Yaşam hakları vahşice ihlal ediliyor

Av. Ersoy, yasal mevzuattaki tüm değişiklik ve düzenlemelere rağmen; ülkemizde kadına yönelik şiddetin giderek artış göstermesini endişeyle gözlemlediklerinin altını çizerken, “Kadınlar fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddete maruz kalmakta; bunun yanında en temel İnsan Haklarından ‘Yaşam’ hakları vahşice ihlal edilmektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde yasal mevzuatın varlığı önemli olmasına rağmen, daha da önemli olan husus ise mevcut yasaların ve uluslararası mevzuatın tam olarak, tutarlılıkla uygulanmasıdır. Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta; siyasilerin, üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı açıklamalarla kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kaldırılmakta” açıklamasını yaptı.

Devletimiz, yasaların uygulanması hususunda taviz vermemeli

Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fethiye Ersoy, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Türk Medeni Kanunu, 6284 Sayılı Yasa ve ilgili Uluslararası Sözleşmelerle güvence altına alınan Kadın Hakları kazanımlarını hukuken ortadan kaldıracak düzenlemelerin yapılacağının kamuoyu nezdinde sürekli gündemde tutulması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet eğitim derslerinin müfredatlarından çıkartılması gibi nedenlerle kadın mücadelesi olumsuz etkilenmekte ve bu durum kadının insan haklarının ihlaline yol açmaktadır. Bu anlamda Devletin görevi yasalarımız ve uluslararası sözleşmelerle tanınan ve korunan kadın haklarına ilişkin etkin politika oluşturmak ve yasaların eksiksiz uygulanmasını sağlamaktır. Bu nedenle, kadına karşı şiddetin önlenmesi için devletimizin yasaların uygulanması hususunda taviz vermemesi, Türk Medeni Kanun’u, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa ‘da güvence altına alınan hakların tüm kurum ve kuruluşlar tarafından eksiksiz uygulanması, Aile Hukuku ve kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamalarının kabul edilmemesi, nafaka konusunda herhangi bir yasal değişiklik yapılmaması öncelikli talebimiz.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *