ANASAYFA arrow right Ekonomi

İşsizlik ve yoksulluk, en çok kadınlar ve çocukları etkiliyor

İşsizlik ve yoksulluk, en çok kadınlar ve çocukları etkiliyor
YAYINLAMA: 10 Aralık 2020 / 21.07
GÜNCELLEME: 10 Aralık 2020 / 21.27
İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şubesi, “Covid-19 salgının çok sayıda insanı işsiz bırakan ya da eve kapatan şartları, kadınlar için çok daha ağır bir tabloyu beraberinde getirdi” dedi

Şube Başkanı Mustafa Aydın, işsizlik ve yoksulluğun en çok kadınları, çocukları ve sığınmacıları etkilediğini vurgularken, “Evlerde kalma şansına sahip olmayan, şantiyelerde, fabrikalarda, marketlerde yeterli önlemlerin alınmadığı koşullarda çalışmak zorunda kalan/bırakılan bu kişilerin maruz kaldığı hak ihlallerinin en başında iş cinayetleri geliyor” dedi.

Covid-19, iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilmeli

Sağlık çalışanlarının Covid-19'un iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilmesi talebinin  derhal yerine getirilmesi gerektiğini kaydeden Aydın, “Anayasa’nın ve Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel hukukun mutlak olarak yasaklamasına ve insanlığa karşı bir suç olma vasfına rağmen işkence olgusu 2020 yılında da Türkiye’nin en başat insan hakları sorunu olmuştur. Resmi gözaltı merkezlerinin yanı sıra kolluk güçlerinin barışçıl toplanma ve gösterilere müdahalesi sırasında, sokak ve açık alanlarda ya da ev ve iş yeri gibi mekânlarda, yani resmi olmayan gözaltı yerlerinde ve gözaltı dışındaki ortamlarda yaşanan işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları, yeni bir boyut ve yoğunluk kazandı” ifadelerini kullandı.

Covid, kadınlar için çok daha ağır bir tabloyu beraberinde getirdi

2020 yılında kadına yönelik erkek şiddetinde maalesef bir gerileme, olumlu denebilecek bir gelişme yaşanmadığını tespit eden Başkan Aydın, “Buna karşın siyasal iktidar, ‘Türk aile yapısını bozduğu’, ‘Eşcinselliğe yasal zemin hazırladığı’ vb. gerekçeler ile kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen İstanbul Sözleşmesi’ni hedef haline getirdi. Covid-19 salgının çok sayıda insanı işsiz bırakan ya da eve kapatan şartları, kadınlar için çok daha ağır bir tabloyu beraberinde getirdi. Dünyanın neredeyse bütün ülkelerinde karantina koşulları kadınların cinsel, ekonomik, fiziksel şiddetle çok daha fazla karşılaşması anlamına geldi, Türkiye’de de şiddete ilişkin gözlem raporları benzer bir duruma işaret ediyor. Tüm bunlar İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için ne denli yaşamsal olduğunu bir kez daha açıkça göstermekte” şeklinde konuştu.

Mülteciler her türlü ayrımcılığa ve istismara, nefret söylemine maruz kalıyor

Aydın, artık Türkiye toplumunun bir parçası, asli unsuru haline gelen sığınmacı, mülteci ve göçmenlerin, hala her türlü ayrımcılığa ve istismara, nefret söylemine ve ekonomik sömürüye yoğun bir şekilde maruz kaldığını anlatırken, “2020 yılında kolluk güçlerinin, sivil kişilerin ırkçı ve nefret içerikli şiddetine maruz kalan sığınmacı ve mülteciler yaşamlarını yitirdiler. İnsan kaçakçıları tarafından ölüme sürüklendiler. Salgının fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik tüm sonuçlarını en ağır bir şekilde yaşayan sığınmacı ve mülteciler, ne yazık ki toplumumuz açısından görmezden gelinen, hatta gözden çıkarılan hayatlar oldular” diye açıklama yaptı.

Pek çok kişi ve kuruluş hakkında soruşturma ve davalar açıldı

İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Aydın, konuşmasını şu şekilde bitirdi: “Türkiye ’de ifade özgürlüğünün kullanımı siyasi, sanatsal, ticari, akademik, dini ve ahlaki hemen her ifade biçimi bakımından sorunlu olmakla birlikte kısıtlama ve ihlaller asli olarak siyasal nitelikli eleştirilere yöneliktir. Siyasal iktidarın icraatlarına yönelik her türlü eleştiri ya da denetleme talebi bastırılmaya çalışılmakta, soruşturma ve dava konusu olmaktadır. Özellikle 2020 yılında Covid-19 salgınına karşı mücadele sırasında alınan önlemleri eksik ve yetersiz bulan, vaka ve ölüm sayılarına dair paylaşılan bilgilerin gerçeği yansıtmadığını düşünen, bu nedenle daha fazla bilgi ve şeffaflık talep eden, eleştiri ve itirazda bulunan pek çok kişi ve kuruluş hakkında soruşturma ve davalar açıldı.” Fatma Karabacak

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *