ANASAYFA arrow right Güncel

“İşçi açısından ‘normal süreç’ bir hak arama sürecidir"

“İşçi açısından ‘normal süreç’ bir hak arama sürecidir"
YAYINLAMA: 13 Mayıs 2020 / 18.03
GÜNCELLEME: 14 Mayıs 2020 / 13.00
EMEP Genel Yürütme Kurulu Üyesi Umut Yeğin, işçilerin salgın sürecinde neler yaşadıklarını ve bundan sonraki süreçte neler yapılması gerektiğini anlattı.

Gaziantep’te 11 Mart tarihinden itibaren salgına karşı sosyal mesafe, karantina, sokağa çıkma yasağı, esnek çalışma gibi tedbirler alındı. Ancak mecliste işçilere yönelik herhangi bir önlemin söz konusu olmadığı gündeme geldi. Salgın sürecinin işçileri nasıl etkilediğini ve ‘normalleşme’ denilen bundan sonraki süreci Emek Partisi (EMEP) Genel Yönetim Kurulu Üyesi Umut Yeğin’e sorduk. Yeğin, salgın sürecinde işçilerin yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekerek, işçiler için ‘normal süreç’in de bir hak arama süreci olacağını kaydetti.

‘39 lira ile açlığa mahkûm edilenler oldu’

Salgın sürecinde herkesi kapsayan önlemlerin işçileri kapsamadığını kaydeden Yeğin, “Antep özelinden bakacak olursak; Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) salgın süresince acil ihtiyaç olmayan birçok ürünün üretildiği halı, branda, çuval, iplik, kumaş hatta kontrplak üretimi sokağa çıkma yasaklarında bile devam etti. On binlerce işçi çalışmak zorunda bırakıldı. Son iki sokağa çıkma yasağında ise OSB’de bulunan fabrikaların yarısından fazlası üretime devam etti, işçileri çalıştırdı. Tabii bu süreçte Koronavirüs vakaları da ortaya çıktı. Örneğin terlik üreten bir fabrikada Uğur Kartal adlı işçi kardeşimiz Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Buna rağmen üretimi birçok firma devam ettirdi. Dolayısıyla bu süreç işçileri çok ama çok olumsuz etkiledi. Bir yandan iğneden ipliğe her şeye yapılan zamlarla zaten hali hazırda devam eden ekonomik krizin yükü omuzlarına yüklenen işçiler, diğer yandan ailelerini ve çevrelerini bu salgından korumanın derdine düştüler. Birçok işçiye maske bile verilmediği gündeme geldi. Bir yandan 'sosyal mesafeyi koruyun' diye yaygara koparan iktidar, onlarca, hatta yüzlerce işçinin yeterince önlem alınmadan dip dibe çalışmasına göz yumdu. Günlük 12 saat çalıştırılan işçiler oldu. Buna karşı çıktıkları için işinden, ekmeğinden edilenler oldu. Ücretsiz izne çıkarılarak iktidarın ‘lütfettiği’ günlük 39 lira ile açlığa mahkûm edilenler oldu” dedi.

‘İşçiler ücretli izne ayrılmadı işten çıkarıldılar’

Salgın sürecinde alınan önlemlerin işçiler açısından hiçbir anlam ifade etmediğine değinen Yeğin, kentte yaşamını yitiren Uğur Kartal adlı işçinin de sorumlusunun ‘üretim devam edecek, çarklar dönecek’ diyenlerin olduğunu belirtti. Yeğin, “Tabii bu süreçte işçilerin en önemli talebi ‘çalışması zorunlu olmayan işletmelerin ve fabrikaların salgın süresince kapatılması ve işçilerin ücretli izne çıkarılması’ oldu. Ne var ki, bu dönemde işçiler ücretli izne değil, kalabalıklar halinde işten çıkarıldılar, üretimin durdurulduğu işletmelerde çalışılmayan günler işçilerin ücretlerinden kesildi, salgına yakalanan işçiler ise kaderine terk edildi “ifadelerini kullandı.

‘Her yeri 1 Mayıs alanı bilip, taleplerini haykırdılar’

Resmi tatil ve 1 Mayıs olmasına rağmen işçilerin yine çalışmaya devam ettiğine dikkat çeken Yeğin, “Kuşkusuz bu durumda dahi salgın süresince acil ihtiyaç olmayan ve üretilmesi zorunlu olmayan tüm fabrikaların kapatılarak işçilerinin ücretli izne çıkarılması talebi başta olmak üzere birçok talebi ile bize ulaşan işçiler oldu. Kimisi fabrikalarından çektiği fotoğrafları bize göndererek taleplerini iletti, kimisi vardiyası uyduğu için ülkenin dört bir yanında akşam saat 9’da evlerinin balkonuna çıkıp alkışlarla, zılgıtlarla 1 Mayıs’ı kutlayarak binlerce emekçinin sesine ses verdi, balkonlarında 1 Mayıs marşını okuyup, çektikleri videoları bizlere ulaştırdı. Velhasıl her nerede ise orayı 1 Mayıs alanı bilip taleplerini orada haykırdı, dile getirdi” dedi.

“‘Normal süreç’, örgütlü mücadeleye devam etmek”

Bu haftadan itibaren ‘normalleşme’ sürecine geçilmesinin işçiler için bir anlam ifade etmediğini belirten Yeğin, “Dolayısıyla önümüzdeki ‘normal süreç’in işçiler açısından daha fazla hak arama mücadelelerine gebe olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebepledir ki; salgın süresince ve sonrasında patronların ‘normal’ yaşadığı bir dünya değil, işçilerin ‘normal’ yaşadığı bir dünya için birleşerek, örgütlü bir mücadele ile devam etmek şart oldu. Biz tüm işçileri, emekçileri yaşamlarını hiçe sayan, bizi açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden bu düzen karşısında birleşme ve mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadelerinde bulundu. Esra Aydın

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *