ANASAYFA arrow right Ekonomi

İnsanların ekonomik olarak nefes alacakları bir ortam kalmadı

İnsanların ekonomik olarak nefes alacakları bir ortam kalmadı
YAYINLAMA: 03 Aralık 2021 / 20.19
GÜNCELLEME: 03 Aralık 2021 / 20.19
Siyaset Bilimi Uzmanı Abdullah Yeniekinci, siyasi dilden ekonomiye, mültecilerden, tezkereye kadar birçok konuda Sabah’a değerlendirmelerde bulundu.

Siyasilerin kirli, toplumu kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı dilden bir an önce uzaklaşmaları gerektiğini dile getiren Yeniekinci, “İnsanların ekonomik olarak nefes alacakları bir ortam kalmadı. Zamların yağmur gibi yağdığı bir zamanda yaşıyoruz. İnsanlar geleceğinden kaygılı yaşıyor, bir yanda açlık, sefalet, yokluk yoksulluk, diğer yanda hala önümüzde belirsizliğini koruyan bir mülteci krizi var. Suriye ile ivedi bir şekilde barışçıl bir politika geliştirilerek Türkiye’deki Suriyelilerin evlerine dönmelerinin zemini yaratılmalı. Çünkü bu yükü artık halk olarak kaldıracak takatimiz kalmadı” tespitini yaptı.

Siyasiler, kirli dilden ve üsluptan bir an önce kendilerini arındırmalı

Yeniekinci, “Siyasilerin kirli dilden ve siyasi üsluptan bir an önce kendilerini arındırması lazım. Herkes şapkasını önüne koyup öyle olaylara bakması gerekiyor. Siyasetin öncüleri olarak başta siyasi parti genel başkanları olmak üzere toplumu kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı dilden önce kendilerini arındırmaları, topluma örnek bir şekilde hareket etmeleri gerekir. Ayrıca seçimlerin en geç 2022 yılının sonbaharına kadar yapılacağını tahmin ediyorum ve seçimler sonucunda iktidarın el değiştireceğini, Millet ittifakının iktidarı devralacağını öngörüyorum” şeklinde konuşma gerçekleştirdi.

Tezkere konusuna değinen Yeniekinci, tezkereyi onaylamadığının altını çizdi.

“Tezkere konusunda her kafadan bir ses çıkıyor. Evet diyenlere saldıranlar, hayır diyenlere saldıranlar. Bunlar siyasette artık alışkanlık haline gelen tutum ve davranışlar maalesef. Ama eleştiri yapılırken yapıcı noktada eleştiri yapılması lazım. Evet diyenler de hayır diyenler de o şekilde davranmalı. Türkiye’nin en uzun sınır komşusu olan Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması taraftarıyım. Ama Suriye’de gelinen nokta hiç de öyle değil gibi gözüküyor. Şu an Suriye’nin kontrolü tamamen ABD ve Rusya’nın eline geçmiş durumda. Suriye’deki taşeron güçler bu iki devletin kontrolünde faaliyetlerini devam ettiriyor. Tezkereye evet demekle ordumuzu ateş çemberinin ortasına atmaktan kurtulamayacağız. Fakir fukaranın çocuklarının tabutlarda ailelerine teslim edilmesine karşıyım. Tezkereye hayır demenin ne HDP ile ne CHP ile ne de başka bir konuyla ilgisi yok diye. Ülkenin birliği bütünlüğü ve yurtta sulh cihanda sulh politikası çerçevesinde hareket edilmesi lazım” dedi. Fatma Karabacak

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *