Gıda üretimlerinde hijyenin ve güvenilirliğin gıda güvenliğinin sağlanabilmesi ile mümkün olduğunu kaydeden Atar, “Gıda güvenliğinin en basit anlamda hedefi üretilen ürünlerin tüketicilere, biyolojik, fiziksel ve kimyasal açından da yaşadığımız çevreye zarar vermemesi, tarladan sofraya tüm risklerin ele alınması ve ortadan kaldırılmasıdır. Dolayısı ile insanlara gıdaların sağlıklı şekilde ulaştırılmasıdır. Dünya’da birçok hastalığın kökeni güvenilir, sağlıklı gıda tüketilmemesi ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkilidir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak gıda üretimlerinin denetlenmesi ve gıda güvenliğinin sağlanmasında akılcı ve kalıcı çözümlere ihtiyaç vardır. Gıda üretim ve dağıtım politikaları evrensel gıda güvenliği uygulamaları ile bire bir uyumlu olmalıdır. Evrensel gıda güvenliği ve kodekslere göre gıda, ambalaj vb. yönetmelikler oluşturmalıdırlar” açıklamasını yaptı.
“Gıda güvenliği ve gıdalarda da geliştirilmesi gereken hijyen-sağlık politikaları yok sayılacak bir konu değildir, olmamalıdır” ifadelerini kullanan Atar, “Dolayısı ile doğru eğitim almış gıda mühendislerine sahada daha etkin görevler verilerek güvenilir, sağlıklı gıdaya ulaşımı sağlamak gerekmektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte tarladan sofraya güvenli gıdanın izlenebilirliği sistemli bir şekilde oluşturulmalıdır. Sadece son üründe değil, tarlada da iyi üretim ve dağıtım uygulamaları kullanılmalıdır. Bakanlığa kayıtlı işletmelerin denetimleri etkin ve doğru şekilde sıklıkla yapılmalıdır. Sahadaki denetmenlerin iyi eğitim almış, alanında uzman, üretim prosesleri, gıda güvenliği, gıda hijyeni, gıda üretiminde çalışan personel hijyeni hakkında bilgi sahibi kişiler ve sayı olarak yeterli olmaları sağlanmalı” dedi. Fatma Karabacak