Kocalar, “Sağlıklı ve güvenlikli bir ortamda çalışmak her çalışanın hakkı. İnsan yaşamı, her şeyden önce gelmeli. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması devletin ve işverenin görevi. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin piyasalaştırılması, yaşanan sorunların en temel kaynağı. İşyerlerine verilecek işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmeti, kamu hizmeti olarak ele alınmalı” diye konuştu.
Kocalar, “Bir taraftan pandemisinin zor çalışma koşulları ile karşı karşıya kalan, bir taraftan ekonomik kriz ve sıkıntılar içinde yaşamını idame ettirmeye çalışan işçi ve emekçi, bitmek bilmeyen iş kazaları ile de karşı karşıya kalıyor. Ne yazık ki iş kazaları ülkemizde vei kentimizde artarak devam ediyor” şeklinde konuştu.
Sağlıklı ve güvenlikli bir ortamda çalışmak her çalışanın hakkı
6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunun kabul edildiği 2012 yılından bu yana iş cinayetleri sayısının, iş cinayetleri sıklık hızı ve ağırlık oranı her yıl daha da arttığına dikkat çeken Kocalar, “İş kazaları, meslek hastalıkları ‘Kader’ değil. İş kazalarının, meslek hastalıklarının ‘İşin doğal bir sonucu’ olarak görülmesi, yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor” dedi.
Mevzuat önceliği insan olan bir yapıya kavuşturmalı
Başkan Kocalar, “İşverenin önlem alma yükümlülüğü ve devletin denetim görevini gözetmeden, sorumluluğun iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve çalışanlarda olduğu anlayışı, iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. Ülkemizin kanayan bir yarası olan işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda artık bilimsel ve iyileştirici çalışmalar ivedilikle yapılmalı ve gerekli yasal düzenlemeler ve denetimler gerçekleştirilmeli. Mevzuat önceliği insan olan bir yapıya kavuşturmalı” ifadelerini kullandı. Özer Karınca
RSS