ANASAYFA arrow right Ekonomi

İhracat lojistiğinin yeni adresi demiryolu taşımacılığı

İhracat lojistiğinin yeni adresi demiryolu taşımacılığı
YAYINLAMA: 08 Haziran 2020 / 20.23
GÜNCELLEME: 08 Haziran 2020 / 20.50

Demiryolu lojistiğinin bu sürecin öne çıkan alternatifi olacağını söyleyen Panama Danışmanlığın Proje Direktörü Serap Çelik, “Demir yolu taşımacılığı ile dış ticaret maliyetleri düşürülerek ihracatçılarımızın rekabette öne geçmesi sağlanabileceği gibi yurt içi taşımacılıkta da birinci kullanıcıya yansıyan maliyetlerin önemli ölçüde azalacak olmasının yanı sıra Samsun, Diyarbakır, Gaziantep içerisinde yapımına devam edilen ve depolama fonksiyonunun yüksek olduğu lojistik köylere demiryolu bağlantılarının yapılması da limana uzak şehirlerin lojistik sorununu önemli ölçüde azaltacak” dedi.

İhracatın üretimden sonraki en büyük maliyetini lojistik giderleri oluşturuyor

COVİD-19’un ihracatçıyı birden fazla alanda etkilediğini belirten Çelik, “Normalleşme süreci başlamış olmakla birlikte krizin getirdiği sorunlar devam etmektedir. İhracatçıların bu sorunları aşabilmesi için hızlı bir şekilde hasar tespit çalışmalarına başlamaları ve kriz sonrası için stratejik planlarını hazırlamaları gerekmektedir. Bu planlama, krizin uzun vadeli etkilerinin kısa sürede tespit edilmesini ve ortaya çıkan duruma göre pozisyon alınmasını sağlayacaktır. Sürece dair yürütülen mevcut çalışmalar ortaya koymuştur ki ihracatçılarımızın pazara daha güçlü girmeleri için maliyetlerinin düşürülmesi ve ana maliyetlerine yönelik yeni devlet desteklerinin uygulamaya alınması gerekmektedir. İhracatın üretimden sonraki en büyük maliyet kalemini lojistik giderleri oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Koronavirüs ile birlikte lojistik fiyatlarının arttı

Koronavirüs ile birlikte lojistik fiyatlarının arttığı tespitini yapan Çelik, “Birkaç örnek üzerinden ilerlemek gerekirse denizyolu taşımacılığında 2019 yılından bu yana süren artışlar Koronavirüs ile birlikte zirve yaparak yüzde 40’lara ulaştı. Havayolu navlunlarında yolcu uçaklarının seferlerinin iptal olması kaynaklı kargo kapasitesinin azalmasının Çin ile Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ve Amerika arasındaki havayolu navlun fiyatlarında yüzde 40-45 arasında fiyat artışı yarattı. Sektörde toparlanma gerçekleştikçe denizyolu ile yetişemeyecek acil siparişlerin havayoluna kayması muhtemel ve bu da havayolu taşımacılığında bir süre daha fiyat artışına sebep olmaya devam edecek” şeklinde konuştu.

Alternatif rotaların ve taşıma modellerinin gündeme alınması gerekiyor

Çelik, Türkiye’nin karayolu ile ihracat yaptığı Avrupa’nın 14 ülke ile sınırlarını kapatması ile birlikte ihracat yüklerinde gecikmeler yaşanmaya başladığını, oluşan kuyruklar nedeniyle dönmeyen dorseler ya da konteynerler kaynaklı yüzde 15 oranında navlun artışlarının görülmeye devam edildiğini kaydederken, “Şoförlerin karantinaya alınması, vize uzatılması için başvurulması gereken Avrupa kurumlarının kapalı olması şoför konusunda darboğaz oluşturduğu için karayolu lojistiğinde ciddi bir tıkanma yaşanmasına sebep oldu. Bahsettiğimiz artışların normalleşme sürecinde de devam etmesi beklenmektedir. Bu noktada maliyetlerin düşürülmesi ve ürün güvenliği için alternatif rotaların ve taşıma modellerinin gündeme alınması gerekmektedir. Alternatif modeller arasında demir yolu taşımacılığı gerek maliyetlerin düşüklüğü gerekse de diğer karayolu taşımalığına oranla daha güvenli olması nedeniyle özel bir şekilde değerlendirilmeyi hak etmektedir. Demir yolu taşımacılığı diğer kara yolu taşımacılıkları arasında yük taşımacılığında yüzde 70 yolcu taşımacılığında ise yüzde 40 daha düşük bir maliyet ortaya çıkarıyor” diye açıklamada bulundu.

Türkiye 18 milyar dolar ile dünyada 20’inci sırada yer alıyor

Türkiye lojistik sektörünün büyüklüğünün 18 milyar dolar olduğunu ve bu büyüklük ile Türkiye’nin dünya da 20’nci sırada yer aldığını ifade eden Çelik, mevcut dış ticaret içerisinde en fazla kullanılan yöntemin deniz yolu taşımacılığı olduğunun altını çizdi. “Bunu sırasıyla kara yolu ve hava yolu taşımacılığı takip etmektedir. En ucuz taşıma alternatifimizin dış ticaretteki payı ise sadece yüzde 1. Türkiye’nin bölgesel yapısı incelendiğinde kara yolu taşımacılığına bağımlılık söz konusudur. Bu bağımlılık dönem dönem yaşanan krizler nedeniyle önemli sorunlara neden oluyor. Demir yolu taşımacılığının limanlar ile bağlantı sorunlarının çözülmesi ile dahi ilk etapta yurt içi nakliye maliyetlerinde yüzde 30 oranında bir azalma yakalanabilecek. Gıda ürünlerinde maliyetin önemli bir kısmını nakliye masraflarının oluşturduğu düşünülürse demir yolu taşımacılığının önemi daha da anlaşılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Demir yolu yatırımlarının artırılması ve hızlandırılması büyük önem taşıyor

Panama Danışmanlığın Proje Direktörü Serap Çelik, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Ülkemizin 2023 ihracat hedefi 500 milyar dolar. Bu hedefi yakalamak için gece gündüz çalışan ihracatçıların en temel maliyet kalemi olan lojistiğin daha ucuz ve güvenli bir duruma getirilmesi sektörün beklentileri karşılamasına da katkı sunacak. 2019 yılı İhracat Ana Planı ve Lojistik Master Planlarında da bu hususlara ve lojistik alanında demir yolu yatırımlarının öne çıkarılması vurgusu yapılmıştır. Bu aşamada mevcut demir yolu yatırımlarının arttırılması ve hızlandırılması büyük önem taşıyor. Diğer taraftan ihracatçıların lojistik maliyetlerinin de ihracata sağlanan devlet destekleri altında değerlendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Lojistik sektörüne doğrudan sağlanacak destekler de lojistik maliyetlerinin düşürülmesine katkı sunacak bir diğer nokta olarak görülmektedir. Covid-19 krizi göstermiştir ki üretmek tek başına yeterli olmamakta, güvenli ve hızlı sevkiyatta en az üretim kadar hayati önem taşımaktadır. Lojistik sektörüne yapılacak destekler dış pazarlarda rekabet gücümüzü arttıracak iç pazarda ise daha ucuz ürün teminine imkan tanıyacak. Karar vericilerin bu konuda hızlı aksiyon almaları ülkemiz açısından hayati önem taşıyor.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *